bugün

saf beyinleri bulandırmaya yönelik işlerin başında gelen dizi kültürü türkiyede çok yaygın, zamanı değerli ve aklı başında olan bir insan dizi mizi izlemez, malca esprilerle dolu olan bu yayınları özellikle ilçelerde ve köylerde ikamet eden , hızlı değil yavaş düşünen, beyin işlemcileri zayıf ''saf''lar izliyor.
bu ''saf''ların kafa yapısı ''gordünnü'' yada bunlar ''ameriganın oyunları'' söylemlerini içeren olgudan ibarettir, yıllarca futbol aptalların afyonudur söylemlerine kulak asmadık ama burada aptallıktan öte bir eylem var ve kimse sesini çıkarmıyor, çünkü malum bu safları, köylüleri, moronları kekleyemeseler paracıkları tehlikeye girer.
kemal sunal izlememiş malların uydurduğu kelime grubudur.
sadece diziler değil,magazin programları,yarışmalar hatta haber bültenleri bile insanların muhakeme yeteneğini ellerinden alan,her şeyi olduğu gibi kabul ettiren,sorgulama amacı olmayan aptallar haline getiren tüm televizyon yayınlarıdır.
aylin: rıza baba burda olay var.
rıza baba: olay yerine yakınız intikal edicez, merkez tamam.
başlığının başına bazı koyulmasını isteyerek, "hangi?" gibi bir soru ortaya attığımdır. zira sen l&m bile akasya durağını aynı kefeye koyarsan daha büyük aptalsın demektir.
mahallenin birbirine tren yapmasını izleyenlerin söylemidir. elbette güzel türk dizileride vardır, yüz taneden bir tane çıkar belki ama onu izleyende türk dizisi izliyor sayılır.
öyle demeyelim sonuç olarak annemiz kız kardeşimiz izliyor. ama asıl sorun bu dizileri çekenler. bir özet var yabancı dizilerin bölümlerinden daha uzun. onun dışında bölümler 1.5-2 saat zaten akşam kaçta gidiyoruz eve bir de dizi izlemek istesek sabah işe kalkamayacağız.

belirtmek istediğim diğer bir husus ise dizilerin zamanı işleyişi, mutfağa git ekmek arası yap gel televizyonun önüne tekrar otur izle emin ol bir şey kaçırmamışsındır. en çok iki bakış bir kaç kaş kaldırma, göz kaçırma 2-3 de çok önemli olmayan kafa karıştırıcı söz. yabancı dizilerde bazen idrak edememekten dolayı gom player'da arada bir geri alıp tekrar izleyen ben için aslında bulunmaz nimet ama yok ya çekilmiyor öyle de valla. olayların işlenişini ise söylemiyorum bile. bir arka sokaklar var adamlar koca istanbul'da her yere yakınlar anında müdahale. rıza baba ver onu bana evlatdiyor, dizide iki saattir allem edip kallem edip suç işleyen adam silahını veriyor. bu adamların bir arabası var transporter mıdır hyundai starex midir nedir adamlar operasyona bunla gidiyor. o kadar gizli operasyon düşünün bizimkiler starex'le gidiyorlar. te allam neyse.

bir de gereksiz yere sezon uzatmalar falan var. sırf sezon uzatabilmek için ilişkilerde kombinasyon yapıyor senaristler. kavak yellerinde efenin bir türlü ölmemesi falan filan. spartacus dizisine bakalım bir de herkes dizinin kısa kesildiğini konuşuyor. isteseler çok rahat iki sezon daha uzatabilirlerdi. işte belki bu yüzden adamların seviyesine ulaşamıyoruz.
alt yazıları izleyecek kapasiteleri olmadığından, olsa da yabancı dizilerdeki senaryoyu anlayacak, özdeşlik kuracak kafaya sahip olamayan türk seyircisinin, basit, banel, entrikalı, dedikodulu sevdikleri gerçeğidir. Ayrıca yarışma programlarının mantığı da bu basit algılar için yapılmaktadır. Zira dizi senaryolarındaki ve yarışma sorularındaki bilgi birikiminden yoksunluk göze çarpmaktadır.
ebeveynler evlerine geldikleri vakit bunları izleyeceklerine daha iyi bir etkinliğe katılabilirler,çoluk çocuklarına, eşlerine daha çok zaman ayırabilirler, bunlar yüzünden çıkan kavgaların, huzursuzlukların sonu yok,
ülke ekonomisine önemli bir katkılarıda yok, her türlü altta kalıyor,
şahsen ünlü bir sinemacı yada tiyatrocu olsam bu adi ve cahil piyasa ile birlikte anılmak bile istemem.