bugün

mevcut siyasi iktidarın omurgasız ve milli olmayan -yalama politikalarının sonucudur.
kendisine tokat vurana diğer yanağını da uzatan akp hükümeti sayesinde türk devleti bırakın devlet liderlerini, aşiret reislerinin bile saygı duymadığı bir devlet haline gelmiştir.

yükselen bölgesel güç(!) olarak adlandırılan türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı ile görüşme amerikan başkanı obama'nın izleyeceği futbol maçından daha az mühim olmalı ki obama, maçı erdoğan'a tercih etmiştir:
http://www.haberpan.com/o...c-icin-erdogani-bekletti/
bırakın yalnızca erdoğan'ın destekçilerini, her türk vatandaşını üzmesi gereken bir durum. zira erdoğan orada akp genel başkanı değil türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı olarak bulunmaktadır. kendisine yapılan saygısızlık bize yapılmıştır. ancak bu saygısızlığa cesaret edenlere , bu cesareti kimin verdiği tartışılmalıdır.
askerlerinin başına çuval geçirildiğinde, a.b.d. ye nota verilmesini isteyenlere karşı "müzik notası mı bu" diyebilen bir lidere herhalde bir devletin saygı duymasını beklemek doğru olmayacaktır.

benzeri bir saygısızlık olayını kendi topraklarımızda da yaşadık. yaşamadık değil. suudi arabistan kralı abdullah'ın türkiye gezisini kimsenin kolay kolay unutamayacağını düşünüyorum.
bu fotoğrafı kimsenin unutamayacağı gibi
http://img208.imageshack.us/i/huzurageltf4.jpg/sr=1
http://www.milliyet.com.t...1/12/siyaset/axsiy02.html
suudi arabistan bayrağı'nın yarıya indirilmemesini anlayabilirim, anlarım. ancak bu fotoğraflar bir ülkenin gururunun nasıl çiğnendiğinin kanıtıdır. suudi arabistan kralı oturmuş ortada; bir yanında gül ve diğer yanında erdoğan'la. sanki bir baba , iki tane oğlunu yanına çekmiş akıl veriyor.
sanki bir sömürge ülkesinin idarecisi gibi...
üstelik cumhurbaşkanı ( bayrağın önünde eğildiği tek kişidir) otele, kral'ın ayağına gidiyor. gerçekten bu kadarına da pes.
cumhurbaşkanı da, başbakan da beni, devletimi ve milletimi temsil ediyor. ve ben de, devletim de, milletim de kral abdullah'ın iki tarafına kurulacak kadar onursuz değiliz.

son sarkozy vakası... türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı'nın yanında türk gazetecilerle aklınca alay eden; ziyaret sırasında(fransa'daki) elleri cebinde ve son derece ukala bir biçimde duran sarkozy vakası... ne yazık ki kendisine gereken cevap bu ülkenin başbakanına, cumhurbaşkanına, dışişleri bakanına düşerken bu işi bir belediye başkanı üstlenmiştir.
yazık, gerçekten çok yazık.

son olarak:
ecevit'in clinton karşısındaki duruşunu da unutmadım. onun da acısı hala üzerimizdedir. zira bülent ecevit dsp değil türkiye'nin temsilcisidir. ancak bülent ecevit'in o halinden sürekli bahsedenler nedense bu ve benzer çok sayıda olayda seslerini çıkarmıyorlar.
görüşlerinin bir kısmını benimsemem belki ama o ecevit johnson mektubuna rağmen, olanaksızlıklara rağmen sonrasında uygulanacak ambargolara rağmen kıbrıs'a müdahale etme basiretini gösterdi. o ecevit, amerika'nın ortadoğu projesine karşı geldi. ya siz? ben söyleyeyim:
1 mart tezkeresini meclise getirdiniz, büyükortadoğu projesinin eş başkanıyım siz dediniz. işte farkınız bu.
her ne kadar hükümet ve devlet kavramlarını birbirinden ayırmak herekse de, yönetim mekanizmalarının pek çok noktada ağırlığını koyamaması sonucu oluşan saygısızlıktır. özellikle dış politika ve iç tehdit durumlarında daha çok hissedilir.

devlete saygı duymamak ayrıca kendi insanlarımız arasında da yer etmiştir. başarısız olundukça da artması muhtemeldir.