bugün

yoktur;

(bkz: bas ortusu ile turban arasindaki farklar)

baş örtüsü ile türban aynıdır diyecek yazara peşin edit: resimleri, ayrıntılarıyla yazıyor orada, iyi oku.
yoktur;

vardır diyeceklere, biri murat bardakçı'dan biri rahmetli ahmet taner kışlalı'dan iki yazı. buyrun;

(bkz: bas ortusu ile turban arasindaki farklar/@thedewil)
t c
BAŞBAKANLIK DiYANET iŞLERi BAŞKANLIĞI
DiN iŞLERi YÜKSEK KURULU BAŞKANLIĞI

Sayı: B.02.1.DiB.0.10/212/
Konu: Tesettür Karar No: 6
Karar Tarihi: 3.2.1993
Din işleri Yüksek Kurulu Kararı

"1. Gerek erkeklerin ve gerekse kadınların gözlerini haramdan korumaları,

2. kadinlarin vucudun el yuz ve ayaklari disinda kalan kisimlarini aralarinda dinen evlilik câiz olan erkekler yaninda vucut hatlarini ve rengini gostermeyecek nitelikte bir elbise ortu ile ortmeleri

3. basortulerini saclarini baslarini boyun ve gerdanlarini iyice ortecek sekilde yakalarinin uzerine salmalari dinimizin kitap sunnet ve islâm âlimlerinin ittifaki ile sâbit olan kesin emridir muslumanlarin bu emirlere uymalari dini bir vecibedir
yukarıdaki satırlar diyanet'in görüşü.

laiklik:" Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin din ve vicdan ozgurlugunun gerceklesmesi bakimindan yansiz olmasi" bu da tdk'nın laiklik tanımı.
baş örtüsü yasağı zannedilen kavramın, asıl şeklidir. öncelikle baş örtüsü ve türban farklı kavramlardır;

(bkz: bas ortusu ile turban arasindaki farklar/@thedewil)
(bkz: türban)
(bkz: baş örtüsü)

yıllardır, bas bas siyaset malzemesi olmuş, fakat hala görmezden gelinen sorun. eğer, devletin kuralları dininizi yerine getirmeyi engelliyorsa, siz de çoğunluksanız madem, sizin seçtiğiniz hükümet gelir, "bütün semavi dinleri" kapsayacak bir tasarı hazırlar, bir günde bir kanunla geçirir, sonra onaylanır-onaylanmaz, bir takım üzerinde oynanır ve yürürlüğe konur. konu bu kadar basitken, türk mileti, yıllardır kaşındığı noktasını açık bırakmakta, kendini kaşıtıp oy toplayanlardan haz almaktadır.

edit: basit olarak vereyim;

http://www.cankiri.tv/haber_imaj/melek.jpg bu başörtüsü dediğimiz, yerel giysilerimiz içerisinde yer alan örtü,

http://www.internethaber.com/images/news/11542.jpg bu ise ülkemize 70'li yıllarda sokulmuş, din gereği takıldığı iddia edilen türban'dır.
başörtüsünden şöyle ayırt edilebilecek örtünün oluşturduğu sorundur. başörtüsü taşıyan birey, bunu saçının hiçbir telinin görünmemesi, hususuna göre taşımadığı için, dinle de bağdaştırmaz.
sütçü imamın gelininin başınaki örütüyü açtığı için bir fransız komuatnı öldürdüğü ama yıllar sonra torunlarının bunu kendi elleriyle yaptığı, islama büyük hizmetler yapmış büyük türk milleti için bir utanç tablosu olan, dini hazmedemeyen ve son zamanlarını yaşayan saçma bir zihniyetin ortaya koyduğu en az kendileri kadar saçma ve gereksiz bir yasak.
Atatürk ilke ve inkilaplarına göre takılmaması gerekir yasak değildir keşke yasak olsadır; çünkü yurdum insanı bunu simgeleştirmektedir üzerinde giydiği bir formaya dönüştürmektedir.
Başbakan'ın ve Bakanların Eşleri türbanlı diye resepsiyona katılmayan bir cumhurbaşkanının * Papa'yı elinde HAÇ üzerinde dini kıyafetlerle köşke almasıyla ne kadar laik olduğunu gördükten sonra, mevcut din düşmanlığı olarak algıladığım çağdışı bir yasak. Din düşmanlığı diyorum ; çünkü başörtüsü köşke çıkamazken haç çıkabiliyor. Kendi dini gereği örtünenler üniversitelere alınmıyor, kamusal alanlarda çalışamıyor ve en felaket noktada olan ise oğlu şehid olan bir annenin başı örtülüyse ordu evine giremiyor. Heyhat ki ne heyhat...

Laik kesimin bir diğer göstergesi de iran'daki başörtme zorunluluğu. Halbuki bilmeleri gereken şey başörtme zorunluluğu iran'da yapılan oylamayla kabul edildi. Yani onların demokrasisi insanları zorla örtmeye yöneltti. Bu ne kadar vahim bi durumsa aynı şekilde baş açma zorunluluğu da insana ülkemizin ne kadar demokratik ve laik tanımında belirtilen -din ve vicdan hürriyeti- sağladığını anlatıyor.
laikliğin şiarına göre yanlıştır. çünkü laiklik dünü yasaklaayı değil her dine eşit mesafede bulunmayı öngörür. bu durumda kötü niyetli insanlarla karşı karşıyayız.
kaynağı laiklik değil; devletin savunma mekanizması olan yasaktır.

laik ülkeler her türlü inanış biçimini desteklemek ve inananların ibadetlerini yerine getirmelerini sağlayacak yapıyı oluşturmak zorundadır. ancak inanç sistemlerinin altyapılarında devlete karşı kullanılacak bir tehdit unsuru oluşturulmak ve kullanılmak istenirse, devlet kendi savunma mekanizmasıyla buna önlem alır! kaldı ki kapanmanın sınırları kendini islam alimi sanan, ulema geçinenlerin değil, kişinin hür iradesiyle belirlenir. kutsal kitabımız ve peygamberimizin hadisleri dışında bu konuda kaynak olabilecek döküman da yoktur, onlarda da kesin bir hüküm bulunmamaktadır. bu sebeple de devlet ne zaman bu tehlike unsurunun ortadan kalktığını gözlemlerse o zaman bu yasağı kaldırmayı düşünebilir, zira türban zaten bir siyasi istismardır, kişinin hür iradesine saldırıdır. bugün hala bu simgeyi taşıyanlar aile ve çevre baskısıyla bunu takıyorsa zaten devlet, o kişilerin hür iradelerini güvence altına almadan bu yasağı kaldırmamalıdır.

suudi arabistan da başı açık gezmenin yasak olması nasıl rejimi tehdit ettiği için yasaksa, ve bu suudi arabistan ı bir din devleti yapıyorsa, türkiye de ise tam tersidir, rejimi dış etkenlerden korumak, türk kültürüne diğer başka kültürlerin karışmasını engellemektir.
faşist bir ülke de yaşadığımızı kanıtlayan bir yasaktır. türbanı siyasi eylem olarak görenler işte bunlar en büyük faşistlerdir. peki bunu erkek olarak algılarsak, kafasında ki irticai eylem düşüncelerini neye veya kime göre sınıflandıracaksın? elin oğlu giriyor okula saçı sakalı gayet muntazam, lakin kafasının içi örümcek ağı bağlamış. Onu nasıl ayırıp sınıflandıracaksın ? 1 metrekarelik kumaş parçası ne çok batar olmuş yurdum insanına.
laikliğe aykırı bir yasaktır. laikliğin aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğü oldugunu düsünürsek ki öyledir. bu din ve vicdan zögürlüğüne vurulmus bir darbedir. ülkede en laik gecinenlerin bunu savunmasıda ne kadar samimi olduklarını gösteriyor.
insanları tercihleri doğrultusunda kınamak, yasaklamak yobazlıktır. bu da laikliği sömürmektir, insanın giyim tarzını yasaklayan bir laiklik olamaz. benim bu insanları görmek istemediğim gibi onların da beni görmek istememek gibi hakları var. buna kimse karısamaz. ki artık onlar azınlıkta değil, devletin basındalar. elestirme hakkı yok kimsenin.
(bkz: tesetturun yasaklanması gereken yerler/@istanbul)
(#974741)
hem kendi mühürlenmiş sessizliklerinde rastladıkları hayaleti tanrıdan bir melek sayan zavallıların hem de bu hayaletin vaad ettiği söylenilen muhayyel bahçelerdeki meyveleri kıskanan aklıevvellerin kendi doyumsuz aptallıklarında yarattıkları ve tüm saflıklarıyla unuttukları bir ilüzyon perdesidir türban. ne kitabın emrettiğini hep kıçlarından anlayan; kitabı mahfazasından sevenler dernegine üye olmaktan gurur duyanların, ne de bir türlü bu kitabı hazmedemeyen paramilitarist ve üçüncü sınıf bir liberalizm jölesiyle süslenmiş faşit pastalara iştah duyan cahil kedilerin anlayamacağı kadar güzel ve sade bir dünyanın en kutlu sancağına verilen uyduruk isimdir kanaatimizce.

algıda seçiçiliğin unutkan koridorlarında dolaşan marazi insan-sı-ların algılarını iyiden iyiye iğdiş etmek isteyen efendiler malumdur. işte onlara ait sözlükten konuşan her kölenin karşılaştığında yalnızca aklına iki şey gelebileceğini, üçüncü ve sözlük dışı bir ihtimalin olamayacağını baştan kabullenen kötürüm şuurların gulyabanisidir bu yasak. birilerinin giriştiklerini zannettikleri savaşta ku-r-tlu addettikleri bayrak, onlardan hiç hazzetmeyen diğerlerininse kendilerini korkutarak yedikleri pastanın bekçiliğini ilelebet sürdürmek isteyen iğrenç üstadlarının korkutmak niyetiyle uydurdukları ölüm korkusu için bir kefendir bu garip bez parçası...

oysa tesettür bambaşka ve baştan ayağa bir şeydir. tabii allah'ın emrini hazmedemeyip onun emirlerini uygulamakta bir türlü istikrar sağlayamamış yanlış örneklerine bakarak telaşla onun emirlerine ilenmek de bambaşka bir şey... bu gibi bir yasağı savunan zavallılar için söylenebilecek pek bir şey yoktur. kendi karanlık kuyularında eğlenedursunlar. lakin biz yine cömertlik edelim ve şu aydınlık kelimelerimizi sakınmayalım kendilerinden; ola ki birilerinin kulağına inceden bir küpe olur. eskilerin pek manidar bir sözü vardır efendim, biraz değiştirerek onunla nihayetlendirelim yazımızı.

"şecaat arzederken merd-i kıpti firkatin söyler"
-hanım koş sözlüğü türbanlılar bastı... bu ne lan?
-laikliğin simgesiymiş öyle diyor sözlükte.. nasıl yeterince laik olmuşum mu?
-a.ına bile koymuşun!!!
ülkemizde kamusal alanda var olan yasak olup, hükümet tarafından türlü cambazlıklarla delinen yasaktır.

örneğin, il özel idaresi'ni ele alalım. önce bu kurumda, sözleşmeli personel uygulaması başlatılır, sözleşmeli personel alımı, kişisel başvuruyla değil, taşeron firmalar aracılığıyla yapılır. ihaleye girecek olan firmalar önce akp il merkezlerinden geçer, ihaleyi kazanan firmaya, belirlenen sayıda sözleşmeli personel kadrosu açılır. bu kadrolar genelde ayak işleri diye tabir edilen, vasıfsız türden olur. birçok bayana kompresör -hani şu asfalt kıran alet- göreviyle bile kadro verilir, temizlik, odacılık vs. tabi daha önceden yeterli miktarda eleman olduğundan bu görevlerde, bu kişiler masa başında, gerek bilgisayar, gerek daktilo kullanmak suretiyle çalışırlar. bayanlar, özünde özel sektör çalışanı olduğu için türban takabilir. -pekçoğu takar da-

aynı sistemin başta belediyeler ve devlet hastaneleri olmak üzere, pekçok kamu kuruluşunda görebilirsiniz.

velhasıl, yasaklar türlü oyunbazlıklarla delinmek içindir.
insanların sabırlarının derecesini ölçmeye çalışan yasaktır. asırlarca islamın bayraktarlığını yapmış bu ülkenin ne hale geldiğinin bir kanıtıdır. bir utançtır. birçok insanın sessizce gözyaşı akıtmasına sebep olan yasaktır. paranoyak bir zümrenin kendini daha rahat hissetmesi için yapılan bir zulmün adıdır. hala hakkında konuşmaktan, entry girmekten utanılmasına rağmen bazı insanların anlamsız bir şekilde savunduğu yasaktır. ve yakın zamanda sona erecek bir insanlık ayıbıdır.
din ve vicdan hürriyetinin sadece islam dinine özgürlük anlamına geldiğini sanan insanların gıcık olduğu yasaktır.pek de yerinde bir yasaktır. kafalar değişmedikce kalkmaması gereken bir yasaktır. ancak çok yakın bir zamanda yasak falan kalmayacak , istediğiniz yerinizi örterek istediğiniz yere girebileceksiniz.
acaba bu türban yasağına getirilen düzenleme ve özgürlük ; ülkemizde yaşayan diğer din mensupları içinde geçerli olacak mıdır? eğer olmayacaksa ne hürriyetidir ne özgürlüğüdür kardeşim bu.
bu serbestlik sağlandığı zaman , şimdi önleyemediğiniz , başı açık taşlamalarını , ilerde nasıl önleyeceksiniz?
insanların birbirlerine önyargılı yaklaşmalarının önüne nasıl geçeceksiniz?
din ve vicdan hürriyeti sadece belirli bir zümreye tanınan bir özgürlük değildir efendim. düzenlenemeler ve yasaklar senin inancın bir başkasına batmasın , bir başkasının inancı sana batmasın diye getirilmiştir. keşke her din diyenin peşinde sürüklenmeyecek kadar zeki bir millet olup, siyasilerin dininizi sömürmesine izin vermeseydiniz de bütün bunlara gerek kalmasaydı.
bu ülkede inancını türbansız yaşayan milyonlarca insan olduğunu unutmayınız.
son derece amaçsız ve saçma bir yasaktır. devletin memurunun türban takması laik devlet anlayışıyla birlikte yasaklanabilir ama kamusal alanlardan hizmet alan kişiler için kesinlikle bu tür yasaklar olmamalıdır. ortalığı geren de kaşıyan da bu yasağı millete dayatanlardır. demokrasiler halkın iradesini yansıtmalıysa bugün seçim sonuçlarına bakılarak halkın ne istediği son derece güzel tahlil edilebilir. türban yasağına karşı olan partilerin oyları toplamda %75'i geçmiştir. eminiz ki yeni anayasa ile bu yasak delinecek ve gerçek bir demokratik ortam tüm türk halıkına sunulacaktır.
bu turban meselesinde insanların ısrarla anlamak istemedigi birseyler var. turban meselesi insanların kisilik hakları kapsamındadır, dinsel referans beni hic ilgilendirmiyor. islam adına mı ortunuyor budizm adına mı ortunuyor hic umurum degil. hatta "7,4 yetmedi mi" diye abuksubuk pankart acan gerizekalılarda umurumda degil. burda olcu yuzun acık olarak gorunmesidir, bana ne hangi inanc adına ortundugunden. bu kızları okula almayarak, baslarını acmaya zorlayarak, eylem yaptıklarında itip kakarak, yerlerde surukleyerek, anlamsız bir ortuyu anlamlı hale getiren sizsiniz. o kadar itip kakıldıktan sonra ben olsam ben de acmam kardesim. insan budur iste, deger verdigi anlam verdigi sey ne kadar sacma olursa olsun sen onun uzerine gidersen ters tepki alırsın. senin sacma olarak gordugun sey onun gozunde daha bir anlam kazanmıs olur. senin sacma dedigin ortu icin o kız itilip kakılmıs,hor gorulmus, yerlerde suruklenmis. o ortu onun gozunde daha bir anlam kazanıyor, bunu anlamayacak kadar mal mısınız. beni ilgilendiren kisisel hayatlarında ne yaptıkları degil, toplumsal yasama yon vermeye donuk olarak yapmaya calıstıkları. basını ortup okula gelsin, dersine girsin. sonra evine gitsin ders calısmasın, isterse 24 saat namaz kılsın, beni bu ilgilendirmiyor. bu kızları okula kabul etmeyen zihniyeti ve onu ilgilendirmesi gereken sınav zamanı sınav kagıdına ne yazdıgı, yazabildigi. bu insanlar yetiskin, resit. oy kullanıyorlar, kendi iradeleri var. cocuk degil bunlar. burada olcu kisisel hayattır,kisilik hakları dır. toplumsal hayata yon vermeye donuk etkinlikler yasalarla engellensin. ama bu insanların kendi kisisel hayatları icinde ne kadar dengeli-saglıklı oldukları kimseyi ilgilendirmez, kime gore neye gore.
türban yasağı yoktur. sadece iç yönetmelik kuralları gereği devlet dairelerinde her tür aşırılık * * ve dini simge * * yasaklanmıştır.

iranla karşılaştırabilmek için türkiyede
sokakta da
bakın bir daha yazıyorum
sokakta da
türbanın yasaklanmış olması, türban takanların cezalandırılmış olması gerekmektedir.

gelip bana okula gidemiyorlar bıdı bıdı ceza budur demeyin. bu ülkede kurallar var ve uymak zorundasınız.
doğrudur yanlıştır tartışılır ama 5-6 sene önce bahse konu olan başlıktaki yasaktan dolayı zorla olullarından atılan bayanların şimdiler avrupada eğitimlerini tamamlayıp ülkerine döndükleri gerçeğinide unutmamk gerekir . türban yasağıyla birlikte imam-hatip li yasağıda giderek geçerliliğini yitirmektedir . 5-6 sene önce önü kapandı artık bitti denen okulların öğrencileri bir çok yoldan üniversitelere girmiştir . belki bu istanbul üniersitesi olamamıştır fakat ilahiyat olsun , beden eğitimi öğretmenliğ olsun , sınıf öğretmenliği olsun bir çoğu görevlerine başlamıştır bile . bu yasaklarla anılan insanlar %40'a aran oylarla iktada gelmiştir . zamanın sizi haklı çıkarması kadar güzel bir şey varmıdır . bence yoktur .
kıyamet alametidir.
(Kıyametin bir alameti) Mescitler içerisinde günahkarların seslerinin yükselmesi ve günahkarların dinin emrettiklerini yerine getiren samimi müminler üzerine galip gelip onlara tahakküm etmeleridir.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 450