bugün

insanı alkolik yapabilecek ayarda kuvvetli ve keskin duygulardır. ve bunlarla yüzleşmek gerekir.

sekizin s'sinden korkup bugün bir evladını kovdu mesela beşiktaş. niye? saçmalık. adam olaydın da yemeyeydin derler adama. neyse konumuz bu değil ama yola burdan girelim.

aradan yıllar geçmesine rağmen konuşulacak bir sürece o yarım saatin sonunda muhtemelen girilecektir. ki bu süreç öyle bir süreçtir ki koca koca adamları 15-16 yaşında liseli çocuklara bile diş biletebilir.

bu sürecin sonunda takım genelde beşin üstü bir gol yiyecek ve tarihe böyle geçecektir.

insan ne yapacağını bilemez, hele ki cidden fanatikse hiç bilemez. ben bugün bir galatasaraylı olarak ihaleyi üstüme alıp gerçeği söylüyorum: ağladım, ağlayacaktım. televizyonu kapatmayı da yediremedim, kalkıp gidemedim de. bombok bir şey.

ama hazmedilmeli. misalen beşiktaş taraftarı bunu gurur meselesi yapıyor. yapılmamalı aslında. nihayetinde futbol bu. arsenal manchester'dan 6 yedi de noldu? he orda kimse 6rsen6l diye yazmaz takımın ismini, o başka bir şey. o adamların olgunluğu da o.

ya arkadaş bi ara ronaldo'ya gelme ulan artık gelme falan diye bağırmaya başladım televizyonun başında. yani bir taraftar daha sefil hangi duruma düşebilir ki?

o bakımdan içinde 8 geçen 2-3 başlık açınca dünyayı başımıza yıkmaya çalışan kardeşlerimize de bir mesaj olsun, aradan 5 sene geçmiş. bu kadar kendinizi hırpalamayın.

kendiyle taşak geçmek de erdemdir yerine göre. kaybeden adamla taşak geçerler. sen de benim 6 yememle geçersin, ben de senin 8 yemenle geçerim, ötekinin 0 çekmesi de benzer durumdur.

burda mevzu terbiyesizleşmemek ki beşiktaş taraftarı genel itibariyle biraz daha 30 yaş bandında olduğundan doğru düzgün konuşulan adamlar.

amma velakin şu ortak özelliğimizdir ki bu durum insanı hayattan soğutur.

allah'ın portekizlisine gelme ulan diye bağırmak ne abi evin salonunda? bi anlatın ya.