bugün

martin luther' in türk karşıtlığını, düşünce ve eyleminin temeline yerleştirerek, sistemleştirmesinin ardından söylediği laf. *
"türkler, tanrı'nın öfkeli kırbacı, yakıp yıkan şeytanın uşağıdır. onları yenmek için önce efendisi şeytanı yenmek ve türkleri tek başına bırakmak gerekir. türkün tanrısı olan şeytanı yenmeden türkü yenmek kolay olmayacaktır. şeytan ise bir ruhtur; topla, tüfekle, at ve insanla yenilmez...

tanrı, işlenen sayısız günah ve nankörlük nedeniyle şeytan türkleri, almanların başına bela etmiştir. bir türkü öldüren vicdan azabı duymamalı, tersine hıristiyanlığın düşmanını yok ettiği için vicdanı rahatlamalıdır. türkler avrupa'nın ebedi düşmanıdır. şimdi onları düşünüyor ve diyorum ki;

eğer samson (tevrat'a göre, bir eşek çene kemiği ile tek başına binden fazla filistinliyi öldüren güce sahip yahudi kahraman) gibi güçlü olsaydım, bir çaresini bulur her gün bir türk öldürürdüm."

canım benim ya kıyamam!

peşin peşin edit: ben değil martin diyor.
yüreği nefret dolu, insan sevgisinden mahrum bir insanın ağzından dökülen cümlelerdir. bu arada protestanların lideri martin lutheri siyahların lideri martin luther kingle karıştırmamakta fayda var. zira birinin sonsuz nefreti diğerinin güzel düşleri var insanlık adına.
(bkz: şimdi ben bir gazapmıyım)
(bkz: vikingler)
(bkz: moğollar)
bu söz daha da önceye, taa attila'nın hunlar'ı toplayıp ''haydiyin gayri toplanın, kahvaltıyı roma'da yapacaz'' dediği dönemlere kadar dayanır. tabi vakit uzamış, geç kalınmış, attila da milano taraflarında bi kuzu çevirme yaptırmıştır afiyetle, o noktadan sonra da türkler'den ölesiye korkar olmuştur avrupa. marthin amcamızın da bu sözü tekrarlamasında ki temel neden dini lightlaştırınca haliyle bir korku unsuru aramış(normaldir, çünkü adam din adamı) aramış ve kendini roma'nın veliahtı gören roma-germen halkını arkasına alabilmek için bu yönteme başvurmuştur. adamlar haksız da sayılmaz aslında, az daha kassak vatikan'daki kızıl elma'yı hatur hutur yiyecekmişiz, ben olsam ben de tırsardım.
(bkz: nerde o eski günler!)
(bkz: zikmedik böyle oldu)