bugün

kriz artık heryerde, her ülkede, her bölgede ve hatta her mahallede hissedilmeye başlandı, işçi sınıfı yeniden sırtına yüklenmiş tüm ağırlıklara, kafasına yüklenmiş onca boş kelama rağmen doğrulmaya başladı, avrupa, amerika ve hatta cılız da olsa türkiye'deki işçiler yeniden sınıf bilinçlerine kavuşmaya başlıyor, kapitalizmin tüm acımasızlığını, tüm yalancılığını, düzenbazlığını, kısaca tüm pisliklerini yeniden keşfediyorlar, grevler, mitingler ve hatta fabrika işgalleri bunların en büyük kanıtları.

artık hepimize, sözlükte yazan, bankada çalışan, öğrenci, işçi farketmeksizin tüm solculara büyük işler düşmekte. emperyalizm bu krizden çıkmak için şimdilik son çare gibi görse de yeni bir paylaşım savaşına girişmekten hiç çekinmeyecek, daha önce de yaşandığı gibi halka faşist propagandasını sunacak, militaristleşecek ve milliyetçi, dinci şoven duygular üzerinden kitlelerin dikkatini başka yönlere çekmeye çalışacaktır, ki halihazırda da türkiye'de bunun pek çok örneğine rastlamaktayız . bizim üzerimize düşense, evde, okulda, mahallede düşüncelerimizi açıkça, dürüstlükle açıklamak, fikirlerimizi, kim olduğumuzu insanlara anlatmak ve insanlarımızı, halkımızı örgütlü mücadeleye, haklarına sahip çıkmaya, yönetimi ellerine alıp sorunları birlikle, dayanışmayla çözebileceğimiz bir birlik olmaya çağırmak, kendimizin de örgütlü mücadelenin içinde yer alması olmalıdır.

sosyalizm ülküsüne inanmış lakin örgütlü mücadele içerisinde yer almayan, yalnızlaştırılmış, kendine yabancılaştırılmış tüm sosyalistler, komünistler birlik olmalı. düşüncelerimiz ışığında, uzlaşmazlıkların, fikir ayrılıklarının en az olduğu bir parti ve benzeri örgütlü mücadele oluşumu içinde yer almak, elimizi taşın altına sokmamız bu ülkenin karanlığa hapsolmasını değil, aydınlığa çıkmasını, hepimizin, tüm türkiye halklarının daha müreffeh, daha eşit ve daha özgür bir türkiye ve dünya düşleyen bizler için bir zorunluluk, bir görev halini almıştır.

krizin derinleştiği ve faturasının ısrarla gene bize, işçi sınıfına ve onların evlatlarına çıkarılmaya çalışıldığı şu günlerde, eğer sorumluluk almaz, mücadeleye katılmaz, tüm bu yaşananlara ağlanmaktan başka bir şey yapmaz, halkımıza yol göstermez isek, en başta biz birlik olmazsak hepimizi çok daha kötü günler beklemektedir. türklerin, kürtlerin, çerkeslerin, lazların, yani tüm türkiye halklarının, emekçilerinin yoğun bir biçimde dinci ve milliyetçi gericiliğe mahkum edilmeğe çalışıldığı şu günlerde, eğer üzerimize düşenleri yapmaz isek, kapitalizme karşı ses çıkarmaz, aramızdaki küçük husumetleri bir kenara bırakıp örgütlü mücadele içinde yer almaz isek türkiye halkının krizle birlikte yeniden yükselen öfkesinin, devrimci uyanışının yanlış kişiler tarafından suistimal edilmesi, burjuvazi ve onun kuklaları tarafından türkiye'nin nazi almanyasına, faşist italya'ya, şeriatçı iran'a dönüşme, türkiye'nin sonsuza dek karanlığa gömülme, büyük acılar, sefalet ve ölümler çekme ihtimali, türkiye halklarının burjuvaziye karşı birleşmek yerine birbirlerinin gırtlaklarına sarılması yani bir iç savaşa sürüklenmesi ihtimali hiç de azımsanacak düzeyde olmayacaktır.

dediğim gibi, türkiye solu yalnızca ödp, emep, esp, tkp, dsip gibi sosyalist partiler düzeyinde değil, aynı zamanda bireyler düzeyinde de örgütlenmeli, çözümü yalnızca tepedeki partilerden beklememelidir, dünya'nın bugünkü geldiği noktada kapitalizmin sınıflı sistemine artık tahammülü kalmayan hepimiz evlerimizden dışarı çıkmalı ve örgütlenmeli, kendimize en yakın bulduğumuz örgütlü oluşumun bir parçası olmalı ve çözümün bizim ellerimizde olduğunun farkına varmalıyız, ülkemizi ne dinci, ne de milliyetçi gericiliğe, faşizme teslim etmeyeceğimizi göstermeliyiz, birleşmeliyiz!

tüm türkiye solu'na, tüm solculara, sosyalistlere çağrımdır.
tüm sol partiler ve guruplarda küçük olsun benim olsun zihniyeti devam ettikçe havada kalacak çağrı.
birleşcek de ne olcak sorusunu akla getirir.zaten toplamda oy yüzdesi belli sınırı belli.birleşse de ayrı da kalsa sol partiden iktidar partisi olamaz.belki koalisyon ama iktidar asla.yok çünkü oy veren yok alabilcek potansiyelde parti de yok.sivil birleşme ise sadece daha kalabalık eylemler için fırsat sağlar ötesi değil.türk solu bu anlayışıyla mağlubiyete mahkumdur ve artık devrimi kendi içinde fikir dünyasında yapmalıdır.
sağdan yürü, belki cüzdan bulursun.
yunus emre'den bir çağrı:
gelin tanış olalım
işi kolay kılalım
sevelim sevilelim
dünya kimseye kalmaz.
"bırakın bu işleri."
ona buna *kızıp da sandığa gitmemezlik yapmayın lütfen. bu hareketinizle akpnin ekmeğine yağ sürüyorsunuz.
gelin sağ' a katılın; demokrat olun, liboş olun, milliyetçi olun, muhafazakar olun.. merkez de durun lan bari!

adjsakjdkasjdkajd
amip gibi çoğalarak değil birlik ve beraberlik altında tek kuvvet olursa başarılı olması imkansız olmayan önerme.
ergenekonun uydurma olmadığını aklı olan 5 yaşındaki çocuk anlayabilir, mümkünse anlamamazlıktan gelmeyi kesin.
eğer bu çağrının muhattabı olarak algılanan ülkemizin ilk sol partisi ödp ise türk soluna çağrıda bulunacağımıza, türk solunun düştüğü duruma ağlamamız gerektiğini bana anımsatan çağrıdır.
(bkz: sağa hugo sağa)
bjk tv de iddaa yorumları yapan elemanın tüyolarına sakın ama sakın inanmayın. programda palavra sıkıyo, eve gidince sahadan da bakıp hepsinin yattığını, dolayısıyla öğrenci, işçi, emekli, memurun kaybettiğini anlayıp gülüyordur vicdansız.