özellikle belirli gün ve haftalarda coşku ile söylenen onlarca sayfalık konuşmaları dinleyip Türkiye ile gurur duyarken 83 yılda teknoloji alanında nerelere gelebildiğimizi ya da gelemediğimizi de iyi irdelemek gerek. Teknoloji alanındaki mevcut durumumuzu yerim yettiğince anlatmaya çalışacağım.

Cep Telefonu Sorunu: Ülkemizde cep telefonu kullanım yaşı 10 yaşa kadar indi. Hem bu yaştaki çocuklar üzerinde oluşturacağı olumsuz etki hem de bilinçsizce yapılan harcamalar cep telefonlarının ülkemiz için nasıl bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne seriyor. Şu an pazara gidip alışveriş yapacak parayı bulamayan fakat 500 Ytl ile 1000 Ytl arasında satılan üst sınıf cep telefonlarını kullanan on binlerce insanımız var. 40 milyon cep telefonu abonesi olan Türkiye, bilinçsiz tüketim toplumu olma yolunda ilerliyor.

Kablolu internet ve ADSL Sorunu: Maalesef ülkemizdeki internet kullanıcıları sadece fiyat konusuna odaklanıp ADSL ve Kablolu internet konusundaki diğer sorunlara duyarsız kaldılar. ADSL alanında Türk Telekom, Telekominikasyon Kurulunun da desteği ile ülkemizde tekel durumda. Yetersiz hizmetine rağmen yüksek ücretler talep ederek kullanıcıları mağdur etmeye devam ediyor. Kablolu internet gibi kullanıcıları biraz olsun rahatlatabilecek böyle bir teknolojinin firmalar arasındaki uzlaşmazlıklar yüzünden askıda kalması da ayrı bir utanç.

Teknoloji Alanında Ulusal Bir Politikamızın Olmayışı: Her hükümetten teknolojiye daha çok destek vereceği sözünü dinlesek de bu alanda belirlenmiş uzun vadeli bir politikamız maalesef mevcut değil. Ne programcılar, ne tasarımcılar ne de bilgisayarla ilgilenen gençler belli bir alana yönlendirilmiyor. 15 yaşında bilgisayar korsanımız var fakat o yaşta çok iyi programcımız yok.

Amacından Saptırılarak Kullanılan Teknolojiler: internetteki bazı chat sitelerinde Türkiye'ye ait tüm IP numara aralıklarının girşinin yasaklandığını haberlede okuyoruz. Bunun yegane sebebi ise "chat" deyince gençlerimizin çok farklı şeyler algılaması. Çocukları çok küçük yaşlardan itibaren internet konusunda eğitmeye başlayacak bir eğitim politikamızın olmayışı da bu sorunun yegane sebeplerinden birini teşkil etmekte.

"Ulusal" işletim Sistemi Var Kullanan Yok: Devlet tarafından desteklenen ve Tübitak ile beraber Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Arastirma Enstitüsü'nün beraber hazırladığı Pardus isimli işletim sistemi stabil ve sağlam sürümlerine ulaşmış olmasına rağmen kamu kurumlarındaki bilgisayarlarda halan Windows işletim sistemi kullanılmaya devam ediyor. Eskileri güncellemek bir yana, yeni projelerde bile Microsoft ürünleri kullanılıyor. Pardus'un bilgisayar başına maliyeti sadece 15 cent iken Windows yaklaşık 100 dolara satılıyor. Yani Türkiye Devleti bilgisayar piyasasını elinde tutan uluslarası firmalar tarafından kullanılıyor ve bu durum yerli yazılım firmalarının sonunu getiriyor.

Maalesef bu saydıklarım Türkiye'deki bilişim ve teknoloji sektörünün mevcut durumudur. Kimseye birşeyler peşkeş çekmeyi amaçlamayan aklı başında politikalar ile bu durum düzelebilir.
bilişimi sadece internet olarak gören anlayıştır.
turkiye'nin sahip olmadigi politikadir.