bugün

özellikle 12 eylül sonrasında toparlanamayan solun içine hapsolduğu genetiksel hastalığı. önceklikle bu bir özeleştiri yazısıdır, ona göre üstüne gidilirse hayırlara vesile olacaktır. sol olarak, türkiyedeki tüm solcular şapkalarını önlerine koymak zorundalar- hoş şapka burjuva imgesi değil miydi?- ve solun neden sloganlara hapsolduğunu düşünmesi gerekiyor.

günümüzde özellikle türkiye'de gözlemlenildiği kadarıyla bir takım dönek, işbirlikçi ve her türden gerici insanlar ağız birliği etmişçesine solu eleştiriyor, solu aşağılıyor. öncelikle türkiye'de kabul edilmesi gereken bir nokta var; sol türkiye'de savunduğu emekçilerin gözünde bir hiç, tabanı ise küçük burjuva, şehirli, sözlükteki bizim gibi kimseler. fakat garip bir şekilde gelişen hizipçilik duygusu solu yalnızca tek bir alana sıkıştırmış durumda; "slogancılık."

üniversite çevrelerinde, belirli mahallelerde veya bölgelere hapsolmuş, geçerliliği kalmamaış, gericileşmiş her türden milliyetçiliği savunmaya çalışan sol kendi adına ucubeleşiyor. kanı kaynayan gençlerde kalkıyor tek bildiği şeyi yapıyor sol adına, slogan atıp, eylem yapmayı. halbuki bunun karşılığı örgütlenmek ya da direniş değil, anlamsız dayak yemeler oluyor. sol bu tür slogancılık oyununu aşarak birlik olmayı, hizipçiliği yok etmeyi ve dayanışmayı öğrenmeli sol. eğreti oluşumlar kurmak sol adına 8923 parçaya bölünmeye yol açtı. bugünler artık bitti, bu tür bir anlayış son buldu artık, öldü ve tarihe karıştı. zaten solculuğun vatan hainliği sayıldığı canım ülkemde bu tür anlayışta klasik solu tarihe gömdü.

slogan atıp bağırmak, duvarlara "kahrolsun faşizm" türünden sloganlar yazmak faşizmi ya da herhangi bir karşıt ideoloji kahretmiyor, etmeyecektirde. bunları bırakıp, örgütlülüğü çoğaltmak, zihinlere yerleşmek gerekiyor. elbette şurası herkes için "zıttırıktan" bir sanal orta. burada yazıyoruz, eğleniyoruz. orasını kabul edip, bir iki düşünce yazmakta yaşayan her canlı gibi hakkımız. iki kelam ediyorsak boşa değil, azıcık beyinleri etkileyebilirsek ne güzel.

solun içine hapsolduğu zindanları kırıp geçmesi gerekir- ki aslında bu cümle bile klasik bir slogandan alıntı oldu- geçmişinde yaşadıklarını aşıp, yeni ufuklara yol alması ve gücünü ortaya koyması, ülkemizde beliren her türden gericiliğe ve yeni liberal saldırıya karşı durması için gerekiyor.
(bkz: havlayan köpek ısırmaz)