bugün

binlerce kişi ile aynı ünvana sahip olup topluluk içinde saygı görmek olsa da nasıl alındığı tartışılması gereken olgu. seksenlerin başında olan darbe ve şimdi yaşı 50'ye dayanmış sağda solda manav, bakkal olan binlerce öğrencinin okuyamaması sonucu bazı kesimin kolay yoldan elde ettiği ünvan. şimdi profesör olmak nasıl bilmiyorum ama eskilerden bir gecede haketmediği halde o ünvanı kazanan yüzlerce bilimadamı(!) olduğu aşikar üniversitelerde. tabi bu sıfatla ne kadar araştırma yaptıkları da belli. bilen bilir ki sıradan bir üniversite öğrencisi belli zamanlarda proje almış ve yerli yabancı kaynakları araştırmış oluyor. basılmış yayınlara bakıp, karma "best of" niteliğinde, sağdan soldan kopyala yapıştır yapılmış, sadece çeviri yapılmış yayınları görünce önce yuh artık dese de, bu bastığı kitapla pardon çeviri ile profesör olmuş insanları görünce tiksinti geliyor aslında biraz. herkesin hakkını yememek gerek, türkiye'de de bilim yapan, gerçekten araştırma yapan, dünya ile aynı anda yarışan onlarca profesör olduğu halde, yan gelip yatan, en fazla mahkemelerde bilir kişi olarak takılıp derste tahtaya yazı yazıp, basıp giden kişiler de mevcut. tabi geriye dönüp bu insanların ailesi tarafından şanslı olup okudukları, ve zamanında türlü siyasi olay yüzünden okuyamayan şuanda ev hanımı olan yan komşusundan daha zeki olmadıkları o kadar belli olabiliyor ki bazen, insan iyice bir üzülüyor.

aslında sorun kimse de değil. ancak berbat bir son var ki, büyük çoğunluğu şu şekil profesör olmuş insanların öğrencilerinin ne kadar kaliteli yetiştirildikleri ve hocalarından gördüğü kopyala-yapıştır olayına sıcak bakmaları.
taşradan gelip o profesor unvanını aldıktan sonra aristokrat geçinmektir. orda burda caka satmaktır. ben yurtdışındakeyken diye başlayan cümlelerin sahibi olmaktır. paris'ten londra'dan örnekler vererek doğduğu yurdun ne kadar boktan olduğunu söylemektir.
hakkını vererek olmuşsa çok acılar çekmiştir, eli öpülesidir. tersi durumda bürokrasinde, akademinin tek düze hayatında rolünü oynamıştır. ancak egosu tavanlarda olmaktır.
her türlü ise böyle bir unvanın hak etmediği 3 kuruşa kurşun atmaktır.