bugün

okulların sayısının yetersizliğini gösteren bir istatistiktir.
bir necmettin erbakan-recep tayyip erdogan-abdullah gül prodüksiyonu.
öğretmenden çok imam olmasının göstergesidir.
(bkz: camilerin barajlardan fazla dolmasi)
rte- neco- apo yaptırdı diyerek gerçek müslümanlara ve islama hakaret etmek ayıp olur.

adl den plaket alan bir başbakan yapmaz, aldığının karşılığı olarak yıkar.
örnek 1: http://www.milliyet.com.t...07/04/03/son/sontur37.asp
camiye giden yol mektepten geçer diye bir söz vardır ama bizim ülkede pek geçerli değil.bu istatistiğin cami lehinde gelişmesi olasidir. ilerleyen yıllarda yaşayıp görcez.
--spoiler--

Can Dündar, Milliyet 21.06.2007

Sayiyla kendine gelmek..

NTV'deki "Neden" programında "Aleviler ve Siyaset"i tartıştık. Açılışta Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser'e sordum:
"Neden her seçim öncesi 'Sünniler ve Siyaset' değil de 'Aleviler ve Siyaset' tartışılır?"
Eser, rakamlarla yanıtladı bu soruyu... Verdiği rakamlar, tartışmaya yer bırakmayacak kadar net bir tablo sergiliyordu.
Bu rakamları yorumsuz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum:
* * *
Türkiye'de kaç okul var?
67 bin...
Kaç hastane var?
1220...
Kaç sağlık ocağı var:
6 bin 300...
Peki kaç cami var?
85 bin...
Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor.
Peki kaç kilise var?
270...
Kaç cemevi var?
100.
* * *
Türkiye'de kaç doktor var?
77 bin...
Peki kaç din görevlisi var?
90 bin...
Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken, her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor.
Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var.
* * *
Türkiye'de kaç kütüphane var?
1435...
Almanya'da kaç kütüphane var?
11 bin...
Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var?
13...
Kaç kentte kuran kursu var?
81...
Bu kursların toplam sayısı kaç?
3852...
* * *
Türkiye'de 1 opera derneği var; 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.
Peki kaç tane "cami yaptırma derneği" var?
35 bin...
* * *
içişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar?
783 trilyon...
Ulaştırma Bakanlığı'nın?
678 trilyon...
Bayındırlık ve iskân Bakanlığı'nın?
677 trilyon...
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın?
632 trilyon...
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın?
280 trilyon...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın?
249 trilyon...
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın?
404 trilyon...
Sadece Sünnileri temsil eden Diyanet işleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar?
1.3 katrilyon...
8 bakanlığın bütçesi kadar...
22 üniversitenin toplam bütçesine denk...
* * *
Diyanet işleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:
1997'de 66 trilyon.
1998'de 119...
1999'da 180...
2000'de 270...
2001'de 302...
2002'de 553...
2003'te 771...
2004'te 1 katrilyon...
2005'te 1 katrilyon...
2006'da 1,3 katrilyon...
2007'de 1.7 katrilyon...
* * *
Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?

--spoiler--
rte-erbakan-gül produksiyonu demekle gerçek müslümanlara hakaret edilmeyen olgu. sonuçta büyük çoğunluğu müslüman olan bir toplumda cami yaptıranlar sadece bu üç siyasetçi degildir. ama camilere yol veren, insanların dini fikirlerini siyasi cıkarlar için kullanan bu üçlü dolaylı yoldan türkiyenin bilim ve fen toplumu olmaktan uzaklaşıp, daha dogmatik bir toplum olmasında rol almışlardır.
demek ki din iman daha önemliymiş yurdumuz insanı için. mesela 80 bin civarında cami olduğu belirtiliyor 70 milyonluk türkiye'de. 80 milyonluk iran'da ise 12 bin civarında cami varmış. ayrıca iran'daki okur yazarlık oranı türkiyeden 2 gömelek üstünmüş. belki bizde iran gibi bir ülke olursak yarın biz de cami yapmayı bırakıp eğitime önem vermeye başlarız.
okulları devlet, camileri halk yaptığından vergisini ödeyen vatandaşa giren çıkan yoktur. camiler yardım toplanarak yapılır..

asıl dikkat çekilmesi gereken nokta atlanıyor:
(bkz: turkiye de universiteden cok umumi hela olmasi)
çok ucuz bir polemiktir.

ilk olarak burda bu sonucun müsebbibi olarak kimin görüldüğü suçlamayı yönelten arkadaşlar tarafından farklılık göstermektedir. ülkedeki cami sayısının okul sayısından fazla olması hatasının eğer hataysa tabi sorumlusu kim? kimilerine göre devlet kimilerine göre halk.. suçlunun devlet olduğunu söyleyenler bu ülkede vergilerle okul yapıldığını, hayırsever vatandaşlar okul yaptırdıklarında bunun maliyetinin vergiden düşülmesi gibi teşvik edici uygulamalar olduğunu, okul yaptırana hemen arsa tahsis edildiğini, özel okul açmak isteyenlere büyük krediler verildiğini mi bilmiyorlar? depremden sonra dayanıksız olduğu düşünülerek yıkılıp tekrar yapılan ya da kolonları güçlendirilen okulları düşünün etrafınızdaki.. kaç cami depremde yıkılır korkusuyla yıkılıp tekrar yapıldı?
peki suçlunun vatandaş olduğunu düşünenler... cuma çıkışı bir sevap da burdan kazanırız ümidiyle caminin kapısına konulan kutuya bir günlük sigara parasından da az para atan adamı yobaz görürler. bu paralarla yapılmaktadır o camiler, kızgınlığınız o adama yani sizin. oraya okul yaptırıyoruz diyen bir vakıf bir kutu koysa ona atılmayacakmıydı o para ? o parayı oraya atan, ibadeti için o camiye giden adam, ibadet ettiği Allah'ın kendisine emrettiği ilk şeyin ''oku'' olduğunu bilmekten aciz midir? küçük çocukların okuması için camiye feda ettiğinden azını feda edeceğini neye dayanarak iddia edebilirsiniz?

işin bu boyutuna hiç gelmeden camilerin ülkemizde yüzyıllardan beri yapıldığını düşünelim. peki ülkemizde 100 yaşını geçmiş kaç okul binası var? bir caminin maliyetini bir okulun maliyetini düşünün. bundan 20-30 sene önceyi düşünün öğretmen yok sen kime okul yapıyosun? hala hastaneyle camiyi mukayese ediyoruz, bir mr cihazının fiyatına 3 cami yapılır. doktor açığın var, tıp fakültesi kuramıyorsun, dışardan doktor getiremiyorsun, bir doktor 2 hastanede çalışıyor sen bunları bir hallet ondan sonra milletin camiye verdiği paraya göz dik.

bir camide kaç imam çalışır bir okulda kaç öğretmen çalışırı düşünmekten üşenip imam sayısının öğretmen sayısından fazla olduğunu iddia edenlere söylenecek sözümüz zaten yok.

işte bunları idrak edemeyen kardeşlerimiz, yaptıkları bu yerinde tespitleriyle insanlarımızın inançlarını yargılamakta, inançlarını bilime engel göstermeye çalışıp saygısızca, gayri insani bir tutumla onları, inançlarını aşağılamaktadırlar.

sen okusan ne, okumasan ne !!
kucuk koylerde yada semtlerde birden fazla cami bulunmasi hos degildir cunku bir kere toplulugu bolen bir hareket kabul edilir hos karsilanmazmis eski zamanlarda senin camin benim camim meselesi olmasin insanlar ayrilmasin diye cunku caminin amaci zaten halki biraraya getirmekmis.ama simdi birbirini goren neredeyse 3-4 cami var bir bolgede bu da fuzulidir. cami yaptirinca cennete gidecegini sanan kisilerin okul ve hastane yaptirmaninda ayni sevabi oldugunu dusunememeside okul sayisinin azligindan olsa gerek. kisacasi (bkz: egitim sart)
camilerin bağışlarla, cami yaptırma dernekleri vasıtası ile yapıldığından mütevellittir. halkın manevi duygularının maddiyatın önüne geçmesi ile beslenen dernekler yardımıyla yapılır. cami yaptırmak, donanımı ile birlikte okul yaptırmaktan daha hesaplı olduğundan da olabilir kanımca.
(bkz: esas sınav öbür tarafta)
Samsunda bir örneğine rastlanmıştır.iki köyün daha büyük cami yapma yarışına girdiği birinin 1000 diğerininde 1500 kişilik cami yaptırdığı fakat bu iki köyünde toplam nüfusunun 1500 u bile geçmemesi ayrıca bu iki köydede lise bulunmaması olayın en düşündürücü tarafıdır..
alınacak öğretmenlerin %90ının din kültürü ahlak bilgisi öğretmeni olup diğer bütün bilim dallarına atanacakların %10 olması durumunun aynıdır.
daha fazlasını da göreceğiz efendim.
okulla cami karşılaştırılması olarak değil de okulla kahvehane, cami ile kahvehane olarak karşılaştırılması yapıldığında daha mantıklı sonuçalara götürecek bir bilgidir bu.

camilerin maliyetleriyle okulların maliyetleri bir tutulamayacağı için yapılan karşılaştırmada camiler 5-0 önde başlarlar. arayı açmak için de keyfiyet ve belli standartlara uyulma zorunluluğu olmaması uygun ortamı sağlar.

ayrıca camilerde rıza ile alınan paralar, okullarda bağış adı altında haraç olarak alınmaya çalışıldığı için karşılaştırma yapmak yine güçleşiyor. camiyi yaptıktan sonra birleşip imama ev alan ahali var iken, okul açıldıktan sonra birleşip müdüre ev alan veliler göremiyoruz. halbuki temelde iki eylemi de yapacak insan sayısı ve maddi güç aynı.

ve eğitim şart mottosu altında eğitimsiz adam eğitime para yatırma gereği duymayacaktır. duysa bile yatıracağı paranın yetersiz olacağından ya da kurtlara kuşlara gold kart olarak döneceğinden endişe edecektir.

bu ortamda devlet erkanı olarak öne çıkan insanların okul yapımına teşviki had safhada tutması çözüm yolu olabileceği gibi okullar pislik yuvası mantığı ile camiler yobaz yuvası mantığının örtüştüğü gerçeğini unutmamak da kısa vadede imeceyi hızlandırıcı etki yapacaktır.

not: türk insanı okuluna, parkına, sokağına zarar verir iken camiyi kutsal sayar, zarar vermekten duvarına işeyip çarpılmaktan korkar. yani çoook farklı iki obje bunlar anam. karşılaştırın ama elmalar armutlar havada uçuşuyor.
(bkz: #2926023)
işimiz allah'a kalmıştır... O yüzden doğaldır
eceli gelen köpekler için işeme noktasının bollaşmasıdır. *
ibadet evde de yapılır ama evdeki eğitim okuldakiyle kıyaslanamaz.
dini islam olan bir ülkede caminin örnek gösterilmesi aslında olmamasi gereken bir harekettir.camii coktur evet buda doğaldır cünkü türkiye islam ülkesidir.tamam okulumuz az olabilir ki bu doğrudur ama sen kalkıp gündem yapmak icin sacma sapan bir örnek verirsen tepkiyi alırsın .
(bkz: #3133867)i$ bu entry olayi aciklamistir da zaten .
mantıklı düsünelim mantıklı yazalim .
ha unutmadan vergimizi de ödeyelim.
(bkz: türkiye de dinsizden cok dindarin olmasi)
nedense bana, karl marx'ın din kitlelerin afyonudur sözünü hatırlatan durumdur.
(bkz: türkiye de meyhane sayısının cami sayısından fazla olması)

(bkz: türkiye de tekel bayi sayısının okullardan fazla olması)

(bkz: orduya ayrılan gelirin eğitimden fazla olması)

(bkz: peynir tüketiminin zeytin tüketiminden fazla olması)

(bkz: türkiye de andaval sayısının din düşmanı sayısına eşit olması)

şeklinde çeşitleri bulunan tespit...
ulkeye din giydiren mantalitede bireylerin olusmasina sebep olan talihsiz bir olgudur.