bugün

hoşgörü , samimiyet , gelenek , görenek , mis kokulu yemekler , sofra adabı , bayram günü telaşı , anne baba otoritesi ..elalem milyonların soyunu kırar ab yi ab yapan parayı bulur , biz gideriz bu boktan heriflerin kurduğu birliğe girince neler olur diye tahayyül ederken binlerce yıllık külütürümüzü bi kaç hödük yüzünden yerle bir ederiz..türkiye ab ye girse , ab bi de şunu öğrenir tüm yukarıdakilere ithafen: benliğini kaybetme , geldiğ iyeri beğenmeme, ısrarla kendini ait olduğu toplumdan soyutlayıp "onlar" ve "ben" ayırımı yapma..
edit:başlığı bağrıma bastım evlat edindim..
sokak düğünleri, ışıklarda cam silen çocuklar, sokakta ipini koparmış kurbanlık hayvanlar vb. bür sürü ilginç mevzu olacaktır. bu durum avrupa insanına nekadar ilginç gelecekse bizim de onlarda göreceğimiz saçma sapan hareketler değişik olaylar olacaktır.
(bkz: isviçrede 22 den sonra sifon çekmenin yasak olması)
- türkler paris sokaklarında seyyar satıcılık yaparlar. ( salatalık, lahmacun, simit vs... )
- avrupadaki kadınlar, günde 30 türk erkeğinin laf atmalarına maruz kalırlar.
- mafya olayları artar.
- insanlar daha az harcama yapıp para biriktirip avrupaya göç ederler, türkiyede nüfus azalır.
- kıro tipi arabeskçiler çalışmak için yurtdışına giderler.
- avrupada türklerden dolayı vurdu kırdı artar.
- amsterdamda gecekondu yapar göçen türkler.
kısacası ab rüyası gerçekleşir...
genç bir ülke olarak kalmayacağımız kesindir.
yaşlı avrupa ile evlenmek demektir.

genç görünen ve milyarlarca para harcayıp estetik yapan kadınlar düşünüldüğünde annesiz kalacak çocuk sayısı da artacaktır.

türk kızlarının 1.50 ve 1.60 civarında seyreden hatunları da erkeksiz kalacak, tek gecelik hatun olarak piyasaya sürülecektir.
kurban bayraminda eyfel kulesinin altinda kacan bir boga, ve pesinde kosan eli degnekli insanlar...
"...frankfurt icin iftar vakti..."
cehennetlik adlı yazar dan ilham alınmıştır:

madridden boğa kaçakçılığına girişip bayramda millete kaçak boğa satmak.
pek iç açıcı olmayan , manzaralardır.
ilk olarak paris sokaklarında zabıtadan kaçan işportacılar.
londra'da mahalle aralarında 3 kilo domates 1 lira diye bağıran seyyar satıcılar.
gecenin bir yarısı roma'da bozaaaaaa diye bağıran bozacılar.
bir de isviçre , yunanistan , letonya , litvanya , macaristan ve fransa da açılan antep ya da adana kebapçılarından yayılan duman kokuları. avrupa birliğine bir girelim , hem avrupa'da ki kültür seviyesini yükseltiriz hem de abazan oranını.
yunanlılara göre;

notre dame'da 4 adet minare
her yıl yılbaşında taksim'de yaşanan faciaların benzerlerine avrupa başkentlerinde de rastlanılması kuvvetle muhtemeldir.

edit: sanırım bu yüzden serbest dolaşım hakkını bize vermek istemiyorlar.
efsanevi adana usulü şırdan yiyen ingilizler.
ab'ye girdikten ne kadar sonra serbest dolaşım kazanacağımıza bağlı olarak kapıkuleden ankaraya kadar araç kuyruğu görülebilir. böyle bir durumda bu kuyrukta en önlerde yerimi alacağımdan şüphe duyulmasın, maksat bir görüp gelmek olmalı ama temelli gitmemek lazım. yeni bir türk marşı daha bestelerler belki korkudan.

bu arada önceki entrylere bir serzenişte bulunmak gerekirse sokaklarda zabıtalardan kaçan seyyar satıcı manzaraları halihazırda avrupa'nın yabancı olmadığı manzaralardır. bunu sadece türkiye'de olan olumsuz bir durummuş gibi gösterip kendimize haksızlık etmemek lazım. paris'te chatelet les halles'de ya da atina'da parlamento meydanına çıkan istiklal caddesi'ne benzeyen cadde üzerinde çakma raybanlar ya da taklit çantalar satan bir sürü seyyar satıcıya rastlamak mümkündür. hem de atina'da aynı bizdeki gibi görevlileri görüp organize bir şekilde tezgah toplayanlara şahit oldum. genelde seyyar satıcılık işini afrika kökenli mülteciler üstlenmiş durumda orada. kepabçılar deseniz zaten mesela fransa'nın en küçük yerleşim birimlerine kadar her yerinde kebapçı açılmış durumda, severek yiyorlar...
daha önce bir bilgisayar programına yüzlerce hatta belki binlerce euro sayan avrupalı, abi sidi lazım mı, kavramı ile tanışacak, aynı programı 3-5 euro'ya alıp mest olacaktır.
avrupa birliğine üye olan bütün ülkelerin büyük şehir meydanlarında yılbaşı geceleri taciz vakaları aratacaktır.
hayır biz yapmayız adamlara öğretiriz ona yanıyorum.
tüm avrupa halkinin türkiyeye kacmasi olacaktir.
-bir zaman sonra yandaki dairede oturanlara komsu dendiğini hatırlarlar.
-yardımseverlik kavramının hayata geçişini hayretler içinde görürler.
-sürekli korktukları , çekindikleri o karakafalıların kendileri gibi insan olduğunu görürler.
-Aleyhinde her türlü malzemeyi kullandıkları , çifte standart uyguladıkları insanların mazbut yaşamları olduğunu müşahede ederler.
-o kadar antipropaganda yaptıkları , hatta içinde yaşayan insanlarının bile türklükten nefret ettirildiği bu insanların hala nasıl olup ta türk olarak ab ye girdiğine şaşırırlar.
-bir zaman sonra anlayacakları şey şudur ;ab aslında hiçkimsenin umurunda değildir.insanlarının büyük kısmı yıllardır sömürüldüğü için fakirdir ve ab ye para için , ekonominin düzeleceği umuduyla girilmiştir.
concorde meydaninda, ab logolu soguk damga plakali el arabalari ile dolasan hurdavatcilar ve isportacilar. *
zorla boşaltılan köylerde ki insanların gönüllü olarak boşaltacağı köylerle dolacak bir ülke.
londra sokaklarında takım elbiseler içinde paltoları omuzlarına atılmış ve kibrit kutusu büyüklüğünde çeptelefonlarıyla sağa sola racon kesen tipler.

paris sokaklarında 5 tanesi bi'milyoncu seyyar satıcılar.

amsterdam mevzusuna girmek dahi istemiyorum.

venedikte uzun beyaz veya slip beyez donlarıyla sokaklardan suya atlayan gençler.

not gibi bişey: ha belki vardır oralarda bunları yapan kişiler ama biz yaparsak kralını yaparız.
(bkz: dont make move you see king)
türk esrarkeşlerin ve hapçıların, amsterdam da uyuşturucu kullanımının serbest olmasından dolayı kol kola girip halay çekeceğini gösteren manzaradır.
merhaba, ben james anderson, bbc haber özetleri ile karşınızdayız..
evet sayın seyirciler büyük gün geçti, ab türkiye'ye kapılarını ilk olarak bu sabah açtı.. türkiye'den avrupa'nın çeşitli şehirlerine akın eden türkler, endişe edildiği gibi büyük karışıklıklara neden oldu.. şimdi bazı haber başlıklarına geçiyoruz...
-londra'da, 300'den fazla türk, big ben'in saatinin yanlış olduğu konusunda diretti.. saatlerinin, türkiye ulusal kanalı olan trt'ye göre ayarlı olduğunu belirten türkler, saat düzeltilene kadar polislerle tartıştılar.. şikayetlerden bunalan yetkililer saati düzeltmeyi kabul edince bu seferde saatin tam olarak kaç olduğu konusunda göstericiler birbirleriyle tartıştı, 5 hafif yaralı hemen hastanelere kaldırıldı.. hemen müdahale eden atlı polislerden bazılarının atları çalındı..
- stockholm'de bazı türk turistler, çatılardan leğenle kaymaya kalkınca, ev sahipleri ile aralarında arbede yaşandı.. yine burada bazı kardanadamların burunlarındaki havuçların çıkarılıp, edep yerlerine takılması büyük huzursuzluğa yol açtı.. türk turistler ise bu olayda suçu birbirlerine atıp gülerek kaçtılar.. soruşturmalar sürüyor..
- paris'te ünlü mona lisa tablosu, üzerine ''seni cennetim kadar seviyorum kübra.. ne olur geri dön.. biricik delikanlın reşat'' yazılması suretiyle büyük zarar gördü.. yakalanan zanlı reşat şener ''aşkım için yaptım, gene olsun gene yaparım..'' dedi.. kübra isimli şahsın kimliği ise gizli tutuluyor.. ayrıca yine paris'te eiffel kulesinin tepesine çıkan bir türk genci, kendisine televizyoncular gelmezse aşağı atlayacağını söyledi.. tv5'in olay yerine gelmesiyle genç, zorlukla ikna edildi..
- belfast'da 120 hektarlık orman alanı yandı.. bu olayda türklerin parmağının olması kanıtlanamasa da, bulunan mangal ve salıncak yapılmış kamyon lastiği, süphe çekti..
- madrid'de geleneksel olarak yapılan boğa koşuşu, ileri bir tarihe ertelendi.. gerekçe olarak ise bir grup türkün koşan bütün boğaları odun ve iplerle yakalayıp etkisiz hale getirmeleri gösterildi.. gözaltına alınıp serbest bırakılanlardan biri olan hakan yaşar ''biz talimliyiz ramazanda elimizden kaçmaz allaha şükür.. yalnız burdan madrid polisini kınıyorum. biz öküzlerini yakaladık onlar bizi tutukladı.. besle kargayı oysun gözünü valla kardeş bu dünya.. burdan konya'daki halama selam göndermek istiyorum'' şeklinde konuştu..
- lizbon'da ise bir grup kadın, plajda toplu tacize uğradı.. yakalanan zanlılardan türk kökenliler 350 euroluk cezayı duyunca avrupa'daki fiyat pahalılığından yakındılar.. bununla ne demek istedikleri anlaşılamadı..
- son olarak alman hükümeti bir bildiri yayınladı.. bildiride kendi şehirlerinde alışılmışın dışında bir şey yaşanmadığını, avrupa'nın da böyle ufak tefek olayları büyütmemesi gerektiğini, zira onların da alışacağı belirtildi..
- türk hükümeti'nde ise sıcak gelişmeler yaşandı. iktiarda yer alan akp'li bir vekilin barcelona'daki boğa güreşleri sırasında arenada havaya ateş açan grupta olduğu söylentileri karşısında başbakan recep tayyip erdoğan, sessizliğini korudu..
haber özetlerini dinlediniz.. iyi seyirler.. * *
ortaköy' den çok güzel boğaz manzarası görülebilir.
(bkz: dağ manzarası)
ütopya çünkü türkiye avrupa birliğine giremeyecektir. girmesi için ab'nin sömürgesi olması veya ikiye bölünmüş olması lazım bu yüzden avrupa birliği ile önümüzde aşılamayacak bir dağ manzarası sürekli olarak kalacak.
yeşil alanlarda türkçe olarak ''çimlere basmayınız'' yazısının konulması kuvvetle muhtemeldir.
girildiği gün balkonlardan silahların patlamasıyla birlikte ölü ya da yaralıların olmasına sebep olan magandaların artması. bu durumu ab yetkililerinin nasıl açıklayacağıysa merak konusu.
güncel Önemli Başlıklar