bugün

son günlerin en iyi saptaması. özellikle vatan gazetesinin üzerine alınmasını diliyorum.
hürriyet okuduktan sonra her kişinin gerçekleştireceği eylemdir, ya da ister istemez yapacağı.
milletin etek altıyla uğraşmalarından dolayı bir kısmına söylencek olan yargı.
(bkz: medya dünyası)
medyadan sayılırlar mı bilemem ama vakit ve türevleri gibi kağıt israfı olanlar.
bilumum spor, pardon futbol gazeteleri.
demokrasiden yana tarafız diye ortaya çıkıp finans kaynakları belli olmayan, kendine demokrasi anlayışındakiler,
tirajda birinciyiz deyip, bağımsız traj kurumlarına kendilerini denetlettimeyip yerseniz diyenler.
utanmak ne kelime, rezillik.
diğerleri zaten diğer entrylerde yazılmış, bunlar da unutulmasın dedim.
matbaanın osmanlı'da kabülünün ne kadar geciktiği göz önüne alınırsa türk medyasının batı medyasına göre kalitesinin düşüklüğü doğaldır. utanmaktansa elini taşın altına koyarak bir nebze olsun katkıda bulunulabilir medyaya. üretecek düzeyde olmayanlarsa tüketici olarak bilinçli olabilir; örneğin ana akım kağıt israflarına para vermeyip taraf veya birgün gibi bir şeye benzeyen gazetelere destek olunabilir.
ekranda görünmek uğruna "her yol mübah" diyenler, zenginlik hayaliyle şöhret olmak isteyenler, 6 ay kurs görüp, internet sitelerinde kendilerini "oyuncu" olarak tanıtanlar, şöhreti bulamayınca, kıçını başını açıp bir akşam yemeğine fit olan kızlar, saçma yarışmalara girmek için kuyruk olanlar, ajansları lebaleb dolduran ucuz insanlar oldukça, asla kurtulamayacağımız utançtır.

bu insanlar olmasa, bu saçma yapımlarda yer alacak kimse de olmazdı. oyuncuymuş, sanatçıymış bunlar yahu! kendileri öyle diyorlar. iyi de, ben seni hayatımda ilk kez görüyorum ya! süslenip püslenip, pozlar vermişsin de, pek alımlı ya da yakışıklı sanmışsın kendini. verdiğin pozlar da, buram buram sanat kokuyor.(!) derimod'dan, vakko'dan giyindiğini yazmışsın o sitelerde, canım benim ya. pahalı parfüm isimleri falan. yüksekten uçup, yükseği yakalamak kurnazlığıyla. o parfümü, reklamlarda görmüşsündür anca. gel, ben sana limon kolonyası süreyim. mis gibi kokarsın yarım saat.
türk medyasının yüzünün kızarması gereken durum.

bir yanda hükümetin medyası var. bunlar hükümet kötü de yapsa iyi derler. diğer taraftan aydın doğanın devleti soyup sağana çeviren medyası var. rant için devletin en yüce değerlerini bile acımadan kullanırlar. bir de çeşitli küçük ideolojik guruplara ait olan medya var. onlar da sadece ideolojilerinin düşüncesi dışında başka bir düşünceyi kamuoyuna aksettiremezler.

spor medyasının da yüz karası olan fotomaç ve fotospor gazeteleri var. bunları da belirtmeden geçmek olmaz.

trt kaldı geriye ama o da allah a emanet yönetiliyor işte.
aynaya bakıp utanmak gibi bi şeydir, zira medya içinde bulunduğu toplumu yansıtır.
alman başbakanı angela merkel sanırım opera veya tiyatro benzeri bir yere gitmişti. giderken malumunuz dekolte bir gece kıyafeti giyinmişti. ertesi gün bizim bütün gazeteler 'fiyuttt', 'wowwww', 'dekolteye bak', 'vay angela sen neymişsin' gibi başlıklar atmıştı , sonunda angelanın danışmanı basın açıklaması yapmıştı. türk basını hariç hiçbir ülkenin basınında benzer manşetler atılmamıştı ve almanlar şaşkınlık içindeydi. basın açıklamasında türk basınının bu ilgisine şaşırdıklarını ama angela hanımın kızmadığını belirtmişlerdi. işte o zaman hissettiğim duygu turk medyasından utanmak diye tabir ettiğiniz duyguydu.