bugün

ilginç bir sorunsal, mankenlerimizin ve mankenlikten başlayarak şarkıcılık, program sunuculuğu gibi işlerde dikiş tutturan insanların kendi yaşadığı topluma yabancılaşması, onlara tepeden bakması ve aşağılayan bir üslup içine girmesi şeklinde özetlenebilir. işin komik yanı bu tip kişilerin kendi düşüncelerini sağlam bir şekilde savunmaktan aciz, para kazanmak ya da gündeme oturmak gibi günlük kaygılarla hareket eden, hayatında kitap göstersen ''aa bu ne, aypod mu bu ayol'' şeklinde söylemlere imza atacak potansiyele sahip, tarihten, edebiyattan, müzikten zerre anlamayanlardan oluşması.

(bkz: aysun kayacı)
(bkz: dağdaki çobanla oyum eşit olamaz)

(bkz: demet akalın)
(bkz: diyarbakır dan mı geldiniz)
manken, profesör, gazeteci, yazar, sanatçı hepsi aynı yolun yolcusu sonuçta. okumuş görmüşlerimiz bunlarsa sözün bittiği yerdeyiz. anasını satim hiç umut yokmu lan bu topraklarda, bence var ama vanayı kapıp suyu kendine akıtana dur diyecek babayiğiti ya asarlar ya da keserler.
güncel Önemli Başlıklar