bugün

su an itibariyla trajikomik bir durumdadir türk futbolu. bir yandan elemelere dört galibiyetle baslayan ama avrupa sampiyonasina gitmesi mucizelere kalan bir milli takim, diger yandan sampiyonlar ligine katilip bizi sevindiren besiktas in aldigi tarihi yenilgiyle keske katilmasaydi dileginin icimizden gecmis olmasi ve galatasarayin adsiz sansiz bir takima evinde yenilmesi, fatih terimin oynadigi takimlarin kadrolarinda yer alamayan futbolculara milli takimin ilk onbirinde yer vermesi( örn: emre, tuncay, rüstü vs) ve daha sayisiz örnek. karman corman, kimin eli kimin cebinde belli degil. basari zor ama cok zor türk futbolu icin, özelliklede bu federasyonla.
yoktur efenim. saygılar.
galatasarayın avrupa'da yakaladığı devamlı olmayan başarılar, türk milli takımının dünya kupasında 3. olması(dikkat dünya 3.'sü değil) gibi olaylar insanları çok büyük bir yanılgıya itti. aşağılık psikolojisiyle, alınan farklı mağlubiyetlerle büyümüş bir nesil sandı ki artık o devirler çok gerilerde kaldı.

maalesef durum böyle değildi.

galatasaray'ın başarısında çok doğru bir kadro ve modern futbol adına önemli atılımlar yapmış bir fatih terim'in payı çok büyüktü. dünya kupasındaki üçüncülük de yaşlanan uefa kupası jenerasyonunun yapabileceğinin en iyisiydi.

o jenerasyon artık yok. bir çoğu futbolu bıraktı, bir çoğunun yaşı kemale erdi. tabi altyapılardan, ümit ve diğer genç milli takımlardan yetenekli oyuncular yetişmedi.

bugün yıldız diye övündüğümüz oyunculardan bazılarını sayalım. örneğin tuncay... ingiltere'de 3. sınıf bir takımda yedek. fatih tekke, hakan şükür yüzünden yıllarca miili takımda forma şansı bulamadım diye yakınıyor ama en iyi olduğu dönemde hangi takımda oynuyor? zenit... birçok futbolsever fatih tekke transfer olana kadar zenit denen takımın adını bile duymamıştı.

ve ülkenin genel hastalığı hamaset, tarihle övünme aldı başını yürüdü. gerek milli takımda gerek klüp takımları bazında en rezil rüsva sonuçlar alınırken bile "bu takım dünya üçüncüsü, bu çocuklar uefa kupasını kaldırdı" falan feşmekanla ortaya konan bombok futbollar görmezden gelindi.

öte yandan fatih terim... türk tarihinin tartışmasız en başarılı teknik direktörü. ancak başarıya aç, ileriye dönük, modern futbol için kafa yoran bir teknik direktör modelinden "biz 2000 de bunu yaşadık, bu tür maçları çok oynadık, herşeyi ben bilirim, benden sonra tufan" gibi muhafazakar demeçler vermeye başladı. geriye mağlup olunan maçlardan sonra amiyane tabirle "artistlik" yapan bir teknik dirtektör kaldı.

sonuç?... sonuçta en berbat zamanlarında, vasat ingiltere'de sekiz yediği zamanlarda bile maltayı yenmeyi "başarmış" bir milli takımdan bugün o maltayı bile yenmekten aciz bir takıma kavuştuk.

takımımız bu akşam norveç karşısında da istediği sonucu alamayacak muhtemelen. ve türk futbolu bir sihirli değnek vak'ası yaşanmazsa bir 30-40 yıl daha olduğu yerde saymaya hatta gri gitmeye devam edecek. umarım ben yanılırım. umöarım o hamasi değerlendirmeler yapan spor yazarları haklı çıkar ve "gün" kurtulur.
bugün norveç'i yenersek güzel yerlere gelebiliriz. olası bir yenilgide ise sürünebiliriz. Türk futbolu açısından çok önemli bir gündeyiz. *
türk futbolu, arzuladğımız norveç yenilgisi sonrası yerlerde sürünecektir. fatih terim'in istifasıdan sonra da şaha kalkacaktır.
son dönemde magmaya yakın. norveç maçıyla bulduğu boşluktan fırkırmasını bekliyoruz kendilerinden.*
(bkz: yatacak yerin yok)
birgün mutlaka olacak biliyorum...
oldukça saygıdeğer bir konumda olan yerdir.