bugün

eninde sonunda fakir ama gururlu gencimize tav olcak kızdır. filmin başında oğlanla tasak geçen grubun içinde bulunsa da, ne hikmetse yavaş yavaş onun içindeki cevheri keşfeder. kızın anası babası hep karşıdır bizim mahalle çocuğuna. tamamen fantastik bir kurgudur zaten hikaye, yalandır, yanlıştır. kimse bahçıvanıyla hayat boyu takılmaz, şoförüne bir azgın ruh hali dışında vermez mesela!

(bkz: bi siktir git dedirten insanlar) *
arkadaşları ve kendisi kesinlikle kolpa hippilerdir, sürekli parti yaparlar, eğlenirler, çoşarlar.
(bkz: filiz akın).
fakir oğlana aşık olan kız.
muhtemelen babası müteahhittir. fakirlerin evini yıktırmak amacında iken zengin kızımız da varoşlardan bir tipe aşık olur.olaylar gelişir
ya çok efendi bir kızdır...yada erkek ve kız arkadaşlarıyla cabrio jipe binerek ve yüksek sesle müzik dinleyerek sağa sola "verme meyillisi" olduğunu açıklamaya çalışan bir kevaşe..
yalida denize giren, aksam diskoda arkadaslariyla dans eden, dogum gunlerinde babasindan ustu acik araba hediyesi alan, fakir oglan ile dalga gecen fakat daha sonra uzulup o kisiye gonlunu kaptiran kizdir.
babasına babişko diyen, dudak büzerek konuşan, yerli yersiz kahkahalar atan neşeden çatlayacak gibi olan kızdır bu.
zeynep değirmencioğlu bir keresinde bu rolü oynuyordu bir filmde, bir kız arkadaşı ile arabayla gezerken öndeki bir genç delikanlının arabasına çarpıyor. Delikanlı arabaya yaklaşıyor, "bu ne biçim araba kullanmak yaa..." felan diye söylenmeye başlıyor. zeynep değirmencioğlu yanında oturan arkadaşına dönüyor ve diyorki: "ver şu bebeye bir yüz papel, yolumuza devam edelim, geç kaldık zaten.." şok olmuştum valla bu diyaloğu duyunca. türk filmindeki zengin kız örneği. örnek olsun hepimize * 100 papel! *
çoğu zaman fakir ve fakat gururlu genci mahallede ki sevdiğinden ayırabilmek için türlü dolaplar çevirir. filmin ortalarında başarılı olacağı düşünülse de, "iyiler hep kazanır" saçmalığı sebebiyle filmin sonunda hüsrana uğrarlar.
şeytan aslında o şeytan.
fakir ama gururlu gencimizle her fırsatta dalga geçer.ailesini aşağılar kendisini ulaşılmaz sanar.şeytan işte.*
genelde istanbul üniversitesinde okur bu kızımız. okuldan eve koynunda kitaplarıyla döner, yanında sevdiceği fakir oğlan vardır. tam o esnada yanlarında 64 model direksiz bir impala durur, içinden 5 tane yarma gibi herif iner ve bizim fakir oğlanı patates eder...
umum müdürü necmi bey'in kızıdır genelde.. filmlerde zengin adamlar ya fabrikatör olur,ya fabrikatör adamın oğlu olur,ya da, umum müdürü olurlar...aslında umum müdürünün baş katibi de olabiliyorlar tabii bazen... hiç bir zaman gerçekten sevilmeyecek kız lardır..çünkü 'kötü'dürler, işleri güçleri birbirlerine manyak gibi aşık başrol oyuncularını ayırma planları yapmaktır..aslında ferit'in ( yani başrol oyuncusu esas erkeğin) annesi verem'dir ve verem'de o zamanlarda amansız ve çaresiz bir hastalıktır..
çok para gerekmektedir ferit'e çok ve birdenbire bu sebeple kendini zengin kızla evlenmek zorunda bulur annesi için kendini feda etmektedir ferit...sadece parası için çalıştığı fabrikanın sahibinin kızı olan zengin kızla evlenir ya da evlenemez bir ton sorunlar çıkar vs vs vs.. gerçekte, esas ve iyi kız'la kavuşması için tek bir cümle kurması iki çift laf etmesi yetecektir ama o cümle taaaa film'in en sonunda söylenecektir.. bu film hiç bitmez...
filmin sonunda mutlaka fakir ama gururlu gençle evlenen kızlardır.
genelde filmdeki orospu ruhuna sahip kişidir kendisi.
gerçeğin aksine illa bir fakir eleman bulur evlenecek. allah bize de nasip eder inşallah.
Sonunda paradan puldan vazgeçip sevdiği fakir ama gururlu adamla evlenir.
güncel Önemli Başlıklar