bugün

[Hasan Pulur - Milliyet]

"VELEV ki..." gündelik yaşamda çok sık kullanılan bir deyim değildir. Arapçadan dilimize girmiştir, bağlaçtır, velev kelimesi "olsa da / isterse / ise de / ise bile" anlamındadır. "Velev ki" deyimi ise bu anlamı güçlendirir; halk arasında, günlük konuşma dilinde pek kullanılmaz...
* * *
KIZLARIN türbanı inançları gereği başlarında taşıdıklarını, bu yüzden okula giremediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan ispanya'da "Velev ki, türbanı, siyasi simge olarak takmış olsunlar, siyasi simge yasak mı?" diye ağız değiştirdi.
* * *
SiYASi simgenin, siyaset yapılmayacak bir yerde taşınması, takılması, bırakın yasağı, hoş karşılanabilir mi? Yakasında "6 ok" rozeti bulunan CHP'li bir devlet memuru, ya da boynunda "orak-çekiç" kolye takılı bir öğretmen, yakasında "bozkurt" rozeti olan polis gibi, üniversite öğrencilerinin sınıflara siyasi simgelerle girmeleri doğru mudur?
* * *
DiYECEKSiNiZ ki -zaten diyorsunuz- her partide türbanlı var!
insaf edin "türban" denilince akla gelen ilk parti, şimdi sizin parti, ondan önce de Milli Selamet, Refah, Fazilet partileri değil mi?
* * *
SiZDEN önce de bu memlekette hükümet vardı, başka partiler iktidardaydı, her gün okul ve üniversite kapılarında "türban" gösterisi yapıldı, cuma namazından çıkışta da özellikle Beyazıt Meydanı'nda, hatta cami avlusunda...
Kaç zamandır, bu gösteriler var mı?
Yok, çünkü sizin ne yapıp, ne edip "türbanı serbest" bırakacağını onlar da biliyor.
* * *
BiZiM gibi düşünenler sık sık yazarlar, söylerler:
"Türban siyasi simge haline getirilmeseydi bu kavga bu kadar büyük ve yaygın olmazdı."
Sizin gibiler de ısrar ederlerdi:
"Hayır efendim, simge değil inanç!"
Sayın Başbakan sonunda "velev ki" diyerek baklayı ağzından çıkardı:
"Velev ki siyasi simge olsa ne olur?"
Bilmiyoruz ki, o günler de gelecek göreceğiz.
* * *
TÜRBANLI doktor, türbanlı memur, türbanlı polis, belki hemen değil ama, "türbanlı hâkim"...
Şimdi sıra üniversite rektörlerinde...
Erbakan Hoca, türbanlı kızlara "Rektörler size selam duracak" demişti.
O beceremedi ama, talebesi beceriyor...
Rektörler de "türbanı selamlamayı" becerirler inşallah...
* * *
HER anayasaya bir isim takılır.
"1924 Anayasası", "27 Mayıs Anayasası", "1981 Anayasası", "Aldıkaçtı Anayasası..."
Bu anayasaya da, herhalde "Türbanlı Anayasa" adını takacaklar.
Hatta, türbanın nasıl takılacağının şeklini çizseler, çizimi de "muhafazakâr eşcinsel"e çizdirseler...