bugün

zor ulaşılabilen bir yaşam tarzıdır.
eviniz toprak olacak, evin içinde bile toprağa değecek eliniz ayağınız. şimde neye dokunuyoruz, ya betona ya plastiğe.
tabi peşinden zorluğu geliyor. toprak, evin içinde toz oluşmasına sebep veriyor.
çaresi var gerçi. ev inşa edilirken kerpicin içine belli miktarda alçı ekliyorlar falan ama yapmaya kalktığında bunu bilen usta yok, zor bulursun ya da bulamazsın.
hadi buldum diyelim. belediye sınırları içinde kerpiç eve izin yok. belki uğraşsan izin alırsın ama deveye hendek atlat daha iyi.
sebep ne peki izin zorluğuna deprem riski. yav ondan kolay ne var. duvarlar belli kalınlıkta olunca betonarme ev sağlamlığına yakın kerpiç evler yapılabilir.

e git köy sınırlarında ev yap diyenler olabilir ama o da zor ya kütüğün o köyde olacak ya da gene bin bir takla atacaksın.

hepsini aştın diyelim. bu seferde alışkanlıklar devreye giriyor. büyük şehre alışmışın arada kalabalıkta görmek istiyorsun. köy, malum, sakin.

baştan dedik ya zor, toprağa yakın yaşamak.

çözüm ne şehirlerin yatay büyümesi. o da ek çözmüyor işi tarım alanları yok oluyor.

en iyisi basacaksın 50 milyonu şehirde, sevdiğin bi semtte 5 tane bina alıp acımadan yıkacak ve tek arsaya dönüştüreceksin sonra da içine bi toprak ev konduracaksın.
oh ne güzel. hem şehirdesin hem köyde.

50 milyonu nasıl bulucaz peki.

du bakalım. yolda buluruz belki. ben dolaşmaya çıkıyorum. *