bugün

Niçin matematik yapamıyoruz? Bu sorunun cevabı ne matematiğin zor olması, ne anlaşılmaz terim ve kavramları içinde barındırması, ne kapasitemizi aşıyor olması, ne karmaşık olması ve ne de ancak zeki insanların yapabileceği bir ders olması değildir…Bu sorunun çok basit iki cevabı var. Biri korku(ki en önemli faktördür), bir diğeri de öğrenmek için gerekli zamana sabır göstermemek.

Şimdi bu söylediklerimi biraz açayım: insanlar doğuştan iki tip yaratılırlar sayısal beyinli insanlar ve sözel beyinli insanlar. Bunun anlamı sayısal beyinliler sözeli, sözel beyinliler de sayısalı yapamaz değildir. Hatta kesinlikle değildir. Sadece sayısal beyinliler sayısala daha yatkındır, ama kesinlikle sözel de yapabilirler. Aynı şey sözel beyinli insanlar için de geçerlidir.Her ikisini de süper yapan yokmu? Elbette var. Zeka, geliştirilebilir bir olgudur. Siz nasıl ve hangi yöne yönlendirirseniz beyin de o yönde kendini geliştirir. Bakın eski alimlere, adam hem matematikçi, hem bir şair, hem bir filozof, hem de astronomide söz sahibidir. Mesela Ömer Hayam; edebiyatçılar çok iyi bir şair bilirler, biz onun ünlü bir matematikçi olduğunu söyleriz, oysa o astronomi fizik ve coğrafyada da söz sahibiydi. Peki onlar yapabiliyorlar da biz niye yapamıyoruz? Aslında yapamıyoruz değil, yapmak istemiyoruz. Yapabileceğimize inanmıyoruz. Kendimize güvenmiyoruz.

becerememekten KORKUYORUZ…

Evet korkuyoruz. Çünkü bizden öncekiler hep matematikte zorlandılar, tüm dersler pekiyi iken o hep zayıf ve orta idi. Zekamızı hep matematikle ölçtüler. Matematiği iyi olan çalışkan, diğerleri tembel kabul edildi. Şu diyaloğa dikkat!

(Ahmet beyler misafirliğe gelmiştir. Sohbet arasında laf döner dolaşır evin küçüğü Ali’ye gelir.

Ali yavrum derslerin nasıl ?

Matematiğim 5 Ahmet amca

-

- Aferin sana evladım öyle devam et. Çalışkan çocuk canım. Zeki..zeki..

- Ama Türkçem 2 maalesef

- Olsun evladım

- Coğrafyam da pek iyi sayılmaz son yazılıda kopya çektim diye hoca sıfır verdi

- Halt etmiş o hoca senin gibi çalışkan birine yapılırmı bu

Ali övülmenin gururuyla oturur yerine

Sıra evin büyüğü Mehmet’e gelmiştir.

Mehmet oğlum senin derslerin nasıl? Sen de Ali gibi çalışkan mısın?

-

- Derslerim hepsi 5 Ahmet amca yalnız (der Mehmet kısık sesle) matematik biraz kötü. Son yazılıda 1 aldım. Ama çalışıyorum düzelteceğim. Kendime güveniyorum

- Ah be evladım ne olurdu Ali gibi çalışkan olsaydın.. (etrafına dönüp..bu çocuk tembelmiş)

- Ama Ahmet amca Coğrafyam 5

- Peh..

- Türkçede de son yazdığım kompozisyon okulda birinci seçildi

Tıss

-

- Okulun tiyatro bölümünün de gözde öğrencisiyim. Hocamız ‘Sende iyi bir cevher var’ diyor.

- Bunların hepsi boş evladım ,sen matematikten haber ver, biraz daha çalış ta Ali gibi matematiğin iyi olsun

- Mehmet ezik ve üzgün vaziyette odasına çekilir ve ağlar…)

Toplumdaki bu zihniyet bireylerin üzerinde baskı oluşturdu. Bu baskı başaramama korkusunu besledi..büyüttü.. sonunda matematiği çalışmaktan bile korkar hale getirdi. Mehmet kardeşi Ali gibi matematiği iyi olsun diye her çalıştığında ya yapamazsam, ya onun gibi 5 alamazsam korkusu bir

istemeye sevketti. Çözemediği

başarmayı

ve

hemen öğrenmeyi

an önce çalışıp

anlayamadığı her konu gözünde dağ gibi büyüdü..büyüdü.. Sonunda ikinci tuzağa yani sabırsızlık tuzağına düştü. Ben bu soruyu niye çözemedim, bu konuyu neden anlamadım, nasılsa matematik yapamıyorum en iyisi matematiği bırakıp yarınki Türkçe yazılısına çalışayım der ve kaybeder…

Evet kabul ediyorum soyut bir ders, belki diğerlerine göre azıcık zor da sayılabilir. Ama asla başarılamaz değildir matematik.

Ve yine kabul ediyorum saydığım bu iki etmen yani korku ve sabırsızlık tek sebep değil; Öğretmen faktörü, çevre ve çalışma şartları, ders tekrarı yapmama ve bol soru çözmeme de diğer önemli etkenlerdir AMA ASLA BAŞARILAMAZ DEĞiLDiR MATEMATiK.

insan korktuğu ve bilmediği şeylerden uzak durmaya çalışır. Nasıl ki karanlıktan korkan bir çocuğu bir çölde üstü örtülerek mağaraya benzetilmiş bir lunaparka gece vakti her taraf karanlık iken içerisi de görünmez iken ‘ gel bak sana ne göstereceğim’ deyip oranın lunapark olduğunu bilmeyen çocuğu mağara görünümlü lunaparka sokamazsanız, matematikten korkan birine de matematik çalış ve başar diyemezsiniz. Deseniz de fayda etmez.

Hastalandığınızda hastalıktan kurtulmanın en sağlam ve kestirme yolu doktora gitmektir. Bana bir şey olmaz kendi kendine geçer derseniz çoğu zaman hastalığınız ilerler ve tedavi edilemez bir hal alır. Sonunda yine doktora gidersiniz(eğer gidecek kadar yaşarsanız tabi) doktor sizi önce iyi bir muayene eder sonra telkinlerde bulunur en son ilaç verir ve söylediklerimi de ilaçları almayı da unutma der gönderir. Sonrası size kalmış. ilaçları kullanır denilenleri yaparsanız en yakın zamanda iyileşmeniz mümkün olur.

Matematik Korkusu da bir hastalık haline gelmişse tedavi edilmesi şarttır. Gideceğiniz

nasıl yapacağınızı, nasıl

uzman bir rehberlikçi ve neyi

doktor ise tıp doktoru değil dalında

çalışırsanız başarılı olacağınızı öğretecek bir matematik hocasıdır. Söylenenleri

korkunuzu yenersiniz . Yapmasanız korkmaya devam edersiniz.
tam olarak değildir. sosyal zekayı yabana atmamak gerek.

deep not: sayısalcıyım. ve fakat sosyal bilimler de okudum.
(bkz: oğlunun matematikten geçtiğini öğrenen baba)
yaşanılan senaryo,

-şiştt söyle len dokuz kere sekiz kaç?
-72.
-afferim len zeki bi şeysin belli.
işte bu yüzden ne matematik alanında ne sanatta nede başka sosyal bir şeyde gelişebiliyoruz. herkes matematik bilmesi gerektiğini düşünen zihniyetlerin altında ezilmememiz gerek.
genellikle;

beşi beş kuruştan beş yumurta kaç liradır?

sorusuyla standartlaşmıştır.
matematik ve fizik zeka gerektiren derslerdir. ne kadar çalışırsan çalış bi yere kadar yaparsın.
coğrafya kimya biyoloji gibi dersler zeka gerektirmeyen derslerdir. ezberlersen yaparsın. anladın mı yavrum ?
(bkz: matematik felsefesi)
eğer odtülüysen ve 500 puan almışsan hayat sana güzel. kır dök bebeyim. morelini bozma hiç.
Zeka çeşitliliği denen bir şey var. Ve bu sadece matematik zekası ile olmuyor. Zekalar;
Sosyal zeka
Bedensel zeka
Müzik zekası
Görsel zeka
Sayısal zeka
Sözel zeka
Doğal zeka
içsel zeka
olmak üzere 8e ayrılır. Bunlardan sayısal ı alıp gerisini çöpe atmak yanlıştır.
herkesin yatkın olduğu zeka çeşidi farklıdır.
Ancak ülkemizde sadece sayısal zekası olanlar başarılı kabul ediliyor. Yazık. Gerçekten çok yazık. Yapmayın. Etmeyin. Ayıp.
2 sayıyı çarpmaktan aciz bireyleri üzen durum.

kimse size 3 katlı integral çözün demiyor fakat sırf kendinize saygınızdan çarpım tablosunu bilin bari.
(bkz: altı kere dokuz)
halkımız arasında maalesef böyle bir inanış var. sanki matematiği yapan her kişi zeki oluyor. yeminle bi arkadaş var işi gücü yok matematik çözüyor. aslında başka bi özelliği yok bu yüzden yapıyor bunu. yani demek istediğim her matematik yapan zeki olmuyor ha birçok matematikçi zekidir ona bişey demiyorum. sonuçta çoklu zeka kuramı denen bir şey var ve insanların çeşitli yönlerde yetenekleri olabilir, kafaları farklı konularda basabilir.