bugün

Siyasetçilerin çılgın projelerinden biridir.

Sevgili seçim severler!

Siyaseti çok seviyoruz lakin bu aralar çok suspusuz.
Beklenmedik gelişmeler oldu.
Yaratılan korku cumhuriyeti yerini koku cumhuriyetine bıraktı.
Kötü kokular geliyor ancak kokuyu bu aralar öteye yelleyenler için 8 haziranda güzel sürprizler var. Yandaş olup çok güzel kaymak yiyenlerin gerçek korku dönemi başladı. Mevzuyu kurtuluş mücadelesine çevirmeleri tam da bu yüzden. Aradıkları mücadele kendi korkularının dışavurumu ama milleti gazlayacak bir dombıra etkisi de artık yok. Muhalefet eskiye nazaran daha güçlü ve mantıklı geldi. iktidar eskiye nazaran daha da boş konuştu.

En başa dönersek iktidar olmak için halkın sorunlarını konuşanlar bugün kendi sorunlarıyla boğuşuyor. Kendi sorunlarından sıyrılmak için ise toplu kaşımacılıktan medet umuyor fakat yetmiyor, millet bu tuzağı yemiyor.
Dün akşam 9 sularında Etimesgut'ta seyir halindeyken uzun bir konvoyla karşılaştım. Koruma motorizeleri anonsçu minibüs ve arkada koca bir otobüs, onu da takip eden onlarca araç.

Anonsçu minibüs, "Koşun çocuklar, iyi bayramlar! Melih amcamız size bayram hediyesi dağıtıyor. Yol kenarından ona el sallayın" diye coşku veriyordu. Çocuklar, anaları, babaları, ahalileri heyecanla Gökçek'in attığı toplara zıplıyordu. Ben top'lu ve heyecanlı bir iki aileye çarpmamak için stres yaşadım.

Sonra aynı bölgede, yine Gökçek'in Polat Alemdar olarak tanınan Necati Şaşmaz'la birlikte geçen yılki benzer seremonisini hatırladım.

Biraz düşüneyim la! dedim.

Belediyecilik belki de keyifli bir işti.
Yardıma muhtaç mutlu aileler!
Topa muhtaç çocuklar.
Gaza muhtaç alemdarlar.

Ama siyaset neydi?
Demek ki bu işin fitratı buydu.
Önümdeki bardağın dolu tarafına baktım, suydu.