bugün

MS. 730 yılında Vezir Bilge Tonyukuk tarafından yazılmış ve diktirilmiştir. Tonyukuk bu yazıtta, Göktürk ve Çin savaşlarını kendi hatıraları şeklinde anlatır. Anlatımı çok sadedir. Sanata ve süse kaçmadan, halkın konuştuğu dili kullanmıştır.

TONYUKUK YAZITI

Birinci Taş (Batı Cephesi)

Ben Bilge Tonyukuk um. Çin ülkesinde doğdum. Türk milleti Çin de tutsak idi. Türk milleti hanını bulmayınca Çin den ayrıldı, han sahibi oldu. Hanını bırakıp yine Çin e tutsak düştü. Tanrı şöyle demiş: Han verdim, hanını bırakıp tutsak düştün. Tutsak düştüğün için Tanrı öldürdü. Türk milleti öldü, bitti, yok oldu. Türk Sır milletinin yerinde boy kalmadı.

Ormanda, dışarıda kalmış olanlar toplanıp yedi yüz er oldular. iki bölüğü atlı idi. Bir bölüğü yaya idi.Yedi yüz kişiyi idare edenlerin büyüğü Şad idi; danışman ol dedi, danışmanı ben oldum, Bilge Tonyukuk. (Şadı) kağan mı yapayım diye düşündüm. Arık boğa ile semiz boğa arkada oldukça; semiz boğa mı arık boğa mı bilinmezmiş diye düşündüm. Bunun üzerine, Tanrı akıl verdiği için onu ben kağan yaptım.

ilteriş Kağan olunca, Bilge Tonyukuk Boyla Baga Tarkan ile ilteriş, güneyde Çinli yi, doğuda Kıtayı, kuzeyde Oğuzu pek çok öldürdüler. Danışmanı, yardımcısı ben idim.

Çoğay ın kuzeyi ile Kara Kum da oturuyorduk.

Birinci Taş (Güney Cephesi)

Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk. Milletin karnı tok idi. Düşmanımız çevremizde ocak gibi idi, biz ateş idik.

Böyle otururken Oğuz dan casus geldi. Casus un sözü şöyle idi: Dokuz Oğuz boyu üzerine kağan oturmuş; Çin e Kunı Sengün ü göndermiş; Kıtay a Tonga Esim i göndermiş: Azıcık Türk (Köktürk) boyu var; fakat kağanı yiğit,danışmanı bilgili. Bu iki kişi oldukça seni, Çinliyi öldürecek diyorum. Çinli, sen güney yönünden saldır; Kıtay, sen doğu yönünden saldır; ben de kuzey yönünden saldırayım; Türk Sır boyunun yerinde hiç kimse kalmasın; mümkünse hepsini yok edelim, diyorum.

Bu haberi işitince gece uyuyasım gelmedi, gündüz oturasım gelmedi. Bunun üzerine kağanıma arz çıktım. Şunu arz ettim: Çinli, Oğuz, Kıtay ı bu üçü birleşirse biz kalırız. Dıştan sarılmış gibiyiz. Yufka iken delmek kolay imiş, ince iken koparmak kolay. Yufka kalın olsa delmek zor imiş, ince yoğun olsa koparmak zor. Doğuda Kıtay dan, güneyde Çin den, batıda batılılardan, kuzeyde Oğuz dan gelecek iki üç bin askerimiz var mı acaba? Böyle arz ettim.

Kağanım, ben Bilge Tonyukuk un arzını işitti, gönlünce idare et dedi. Kök Öng ü çiğneyerek Ötüken ormanına doğru orduyu sevk ettim. inek ve yük arabalarıyla Togla da oğuz geldi. Üç bin askeri varmış. Biz iki bin idik. Savaştık. Tanrı yarlığadı, yendik. Irmağa döküldüler. Pek çoğu da dağıttığımız yerde öldü.

Ondan sonra Oğuz tamamıyla geldi. Türk milletini Ötüken yerine, beni, Bilge Tonyukuk u Ötüken yerine yerleştirmiş diye işiten güneydeki millet; batıdaki, kuzeydeki, doğudaki millet geldi.

Birinci Taş (Doğu Cephesi)

iki bin idik. iki ordumuz oldu. Türk milleti yaratılalı, Türk Kağanı tahta oturalı Şantung şehrine, denize ulaşmış olan yok imiş. Kağanımıza arz edip ordu gönderdim. Şantung şehrine, denize ulaştırdım. Yirmi üç şehir zaptettiler. Uykularını burada bırakıp seferde yatıp kalktılar.

Çin Kağanı düşmanımız idi. On Ok kağanı düşmanımız idi. Kırgızların güçlü kağanı da düşmanımız oldu. Bu üç kağan anlaşıp Altun ormanında birleşelim demişler. Şöyle anlaşmışlar. Doğuda Türk Kağanına doğru sefere çıkalım demişler. Eğer biz üzerine yürümezsek, eninde sonunda o bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu için, eninde sonunda o bizi mutlaka öldürecektir. Üçümüz birleşip üzerine yürüyelim, hepsini yok edelim demişler. Türgiş kağanı şöyle demiş: Benim milletim oradadır demiş, Türk (Kök-türk) boyu yine karışıklık içindedir, Oğuz u yine dardadır demiş.

Bu sözleri işitince gece yine uyuyasım gelmiyordu, gündüz yine oturasım gelmiyordu. O zaman düşündüm. ilkin Kırgaz üzerine yürürsek daha iyi olur dedim. Kögmen yolu tek imiş; kapanmış diye işitip bu yoldan yürümek olmaz dedim. Kılavuz istedim. Çöllü Az eri buldum. Az ülke (sinde), Anı bel (inde bir yol varmış); bir at yolu imiş, onunla gitmiş. Onunla konuşup bir atlının gittiğini öğrenince bu yolla gitmek mümkün dedim. Düşündüm ve kağanıma.

Birinci Taş (Kuzey Cephesi)

arz ettim.

Ordu yürüttüm. At in dedim. Ak Termil i geçince at bindirdim. At üzerine bindirip karı söktürdüm. Sonra atları yedeğe aldırıp yaya olarak ve ağaçlara tutuna tutuna yukarı çıkarttım. Öndeki eri çapraz yürüterek ağaç olan tepeyi aştık. Yuvarlanarak indik. On gecede yandaki engeli dolaşarak gittik. Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı. Bunalıp kağan,yetiş demiş. Anı suyuna vardık. O sudan aşağı gittik. Yemek için attan iniyor, atı ağaca bağlıyorduk. Gece gündüz dört nala gittik. Kırgızları uykuda bastık. Uykularını mızrakla açtık. Hanı, ordusunu topladı; savaştık ve yendik. Hanlarını öldürdük. Kırgız boyu kağana teslim oldu, baş eğdi. Geri döndük, Kögmen ormanını dolaşarak geldik.

Kırgız dan döner dönmez Türgiş kağanından casus geldi. Haberi şöyle idi: Doğudan kağana sefer edelim. Biz yürümezsek onlar bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu için eninde sonunda onlar bizi mutlaka öldürecek, demiş. Casus, Türgiş kağanı çıkmış dedi. On Ok boyu eksiksiz çıkmış dedi: Çin ordusu da varmış.

Bu haberi işittiğimiz sırada katun (kraliçe) vefat etmişti. Kağanım, bene eve ineyim, onun yoğ törenini yapayım dedi. Orduya gidin Altun ormanında oturun dedi. Ordunun başına inin il Kağan, Tarduş şadı gitsin dedi. Bilge Tonyukuk a, bana şunları söyledi:Bu orduyu ilet dedi, ben sana ne söyleyeyim. Kararı istediğin gibi ver; dedi;gelirse göreceği var, gelmezse haberciyi ve haberi alarak otur dedi.

Altun ormanında oturduk. Üç casus geldi. Haberleri bir: Kağan orduyu çıkardı. On Ok eksiksiz çıktı. Yavaş ovasında toplanalım demişler. Bu haberi işitince haberi kağana yolladım.

Handan haber geldi:Oturun, öncüyü ve nöbetçiyi iyice düzenleyin, baskın yapmayın demiş. Bögü Kağan bana haber yollamış. Apa Tarkan a ise gizli haber yollamış. Bilge Tonyukuk kötüdür, kindardır; yanılır; orduyu yürütelim diyecek; kabul etmeyin.

Bu haberi işitince ordu yürüttüm. Altun ormanını yol almaksızın aştık. irtiş ırmağını geçit olmaksızın geçtik. Gece de yol aldık ve Bolçu ya şafak sökerken ulaştık.

ikinci Taş (Batı Cephesi)

Haberciyi getirdiler. Sözü şöyle idi: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı dedi. Bu sözü işitince beğler, hep birlikte geri dönelim, zayıfın utancı daha iyidir dediler. Ben şöyle dedim; ben, Bilge Tonyukuk: Altun Ormanını aşarak geldik, irtiş ırmağını geçerek geldik. Gelenler yiğit dediler duymadılar; Tanrı, Umay, mukaddes yer su üzerine çöküverdi. Niçin kaçıyoruz? Çok diye niçin korkuyoruz? Azız diye niçin kendimizi küçümsüyoruz? Hücum edelim dedim. Hücum ettik ve yağmaladık.

ikinci gün ateş gibi kızıp geldiler. Savaştık. Bizden iki ucu, yarısı fazla idi. Tanrı yarlığadığı için çok diye korkmadık ve savaştık. Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık. Kağanını tuttuk; yabgusunu, şadını orada öldürdük. Elli kadar er yakaladık. Hem o gece halkına haber gönderdik. O haberi işitip On Ok beğleri, halkı hep geldi, baş eğdi. Halkın birazı kaçmıştı. Gelen beğleri ve halkı düzenleyip toplayarak, On Ok ordusunu yürüttüm. Biz de yürüdük. Anı yı geçtik.inci ırmağını geçerek Tinsi oğlu denen ebedi Ek dağını aşırdım.

ikinci Taş (Güney Cephesi)

Demir Kapı ya gittik. Oradan geri döndük. ini il Kağan Tacikler,Toharlar ondan berideki Suk başlı Soğdak kavmi hep gelip baş eğdi.

Türk milletinin Demir Kapı ya, Tinsi Oğlu denen dağa ulaştığı hiç vâki değildi. O yere, ben Bilge Tonyukuk ulaştırdığım için sarı altın, beyaz gümüş, kızıl yak öküzü, eğri deve, mal sıkıntısızca getirdik.

ilteriş kağan, bilgisinden dolayı, yiğitliğinden dolayı Çin ile on yedi defa savaştı. Kıtaylarla yedi defa savaştı.Oğuzlarla beş defa savaştı. Bu savaşlarda da danışmanı hep ben idim. Kumandanı da yine ben idim. ilteriş Kağan a, Türk hakim kağanına,Türk ün bilgili kağanına.

ikinci Taş (Doğu Cephesi)

Kapgan Kağan; Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Kızıl kanımı dökerek, kara terimi akıtarak işimi gücümü hep ona verdim. Öncüleri yine uzaklara gönderdim; hisarları, gözcüleri çoğalttım; basılan düşmanı getirdim; kağanım ile sefere çıktık. Tanrı korusun, bu Türk milletinin içinde silahlı düşman dolaştırmadım, damgalı at koşturtmadım. ilteriş Kağan kazanmasaydı, onun ardından ben kazanmasaydım il yine, millet yine yok olacaktı. O kazandığı için, ardından ben kazandığım için il yine il oldu, millet yine millet oldu.

Ben artık yaşlandım, kocadım. Herhangi bir yerdeki kağan sahibi bir millete benim gibisi olsa ne sıkıntıları olabilir.

Türk Bilge Kağan ilinde yazdırdım. Ben Bilge Tonyukuk.

--spoiler--

http://www.sohbetforum.com/index.php?topic=14722.0
--spoiler--
Tonyukuk yazıtı, yanyana dikilmiş iki taş üzerinde bulunan 62 satırlık bir metinden oluşmaktadır. Bilge kağan ve köl tigin yazıtları'nın 300 kilometre uzağına dikilmesine karşın ilim aleminde orhun yazıtları'nın içinde kabul edilir. ancak tonyukuk yazıtı diğer yazıtlardan bazı açılardan farklılıklar göstermektedir:
1.) Bilge kağan ve Köl tigin'in tek taş üzerine yazılmasına rağmen tonyukuk 2 taş üzerine yazılmıştır.
2.) Tonyukuk, ağız özellikleri bakımından diğer 2 yazıttan farklıdır. bilge kağan ve köl tigin'deki m'ler (men), tonyukuk'ta b (ben) olmuştur.
3.) Muhteva bakımından farklılıklar gösterir, diğer iki yazıtta 12 hayvanlı türk takvimiyle tarihler verilmiştir ki bu yazıtlarda bir nevi gelenek halini almıştır. ancak Tonyukuk'ta tarih hiçbir zaman verilmez. dolayısıyla diğer iki yazıttan başka nedenlerle yazılmıştır.

Tonyukuk'un tarihlendirmesi konusunda araştırmacıların çeşitli görüşleri vardır. Clauson 716 yılını, thomsen 720 civarını, talat tekin ve hüseyin namık orkun 725 yılını, bazin 726 yılını veya biraz daha sonrasını işaret etmiştir.

Ancak bu tarihlendirmelerden hangisi doğudur?

ilk önce tonyukuk'un hangi tarihlerde yazılmamış olduğunu bulmak gerekecektir.

Tonyukuk'un 2. taşının kuzey yüzünün 4. satırında geçen "Bilge kagan türk sir bodunug oguz bodunug igidü olurur" (bilge kagan, türk sir halkını ve oğuz halkını besleyerek idare etmektedir.) ibaresi doğrultusunda, Bilge kağan'ın tahta geçtiği 716 yılından önce yazılmadığını çok rahat söyleyebiliriz. Yine bilge kağan'ın ölüm tarihi olan 734 yılından sonra da yazılmış olamaz. öyleyse elimize ilk safhada geçen bilgi şudur:

Tonyukuk yazıtı, 716 ve 734 yılları arasında yazılmış olmalıdır.

Şimdi bu arayı daraltmak için bir diğer safhaya geçelim. daha kesin bilgi için bilge kağan yazıtı ve köl tigin yazıtı'yla Tonyukuk yazıtı'nın muhtevasını karşılaştırmamız gerekecektir.

Köl Tigin yazıtı (Bundan sonra KT olarak zikredilecektir) ve Bilge Kağan yazıtı'nda (bundan sonra BK olarak zikredilecektir) Tonyukuk adına neredeyse hiç rastlamayız, sadece Bk Güney yüzü 14. satırda Bilge Kağan'ın tahta geçişi münasebetiyle ona biat edenlerin arasında adı geçer. KT ve Bk'da Tonyukuk'a karşı ısrarlı bir sükut göze çarpmaktadır. Bunun sebebi, Kapgan'ın ölümünden sonra tahta ini il kagan'ın geçmesi hadisesinde Tonyukuk'un, ilteriş'in oğlu Bilge'ye destek çıkmamasıdır. Bu olayda Tonyukuk, ini il kagan'ın maiyetine girmiştir. ancak ini il kagan tahta oturduktan 2 ay sonra Bilge kağan'ın kardeşi köl tigin tarafından kanlı bir darbeyle sabık olmuştur. Bu darbede ini il kagan bütün maiyetiyle beraber öldürülmüş ve yerine Bilge Kağan geçmiştir. Peki Tonyukuk ini il kagan'ın maiyetinde olmasına rağmen neden öldürülmemiştir? Çünkü Tonyukuk, bilge kağan'ın kayınbabası'dır. [Bkz.(#22436489)] Tonyukuk öldürülmemiştir ancak devlet işlerinden el çektirilmiştir. Bu el çektirme işi belki bir sürgün şeklinde idi. Bu şekilde Tonyukuk yazıtı'nın diğer yazıtlardan 300 km. ötede olmasını bu şekilde açıklamak mümkündür. ihtimaldir ki Tonyukuk payitahttan uzakta, kendi kabilesi içinde, kendi kabilesinin konuştuğu ağzın özellikleriyle beraber yaşamaktadır. Yazıtlardaki ben, men farkını da bu şekilde açıklamak mümkün olabilir.

Tonyukuk yazıtı'nda Tonyukuk, kt ve bk'daki ısrarlı sükuta, yani ısrarla kendisinden bahsedilmemesine karşı sitemli bir dil kullanmıştır. Bu sitem dolu dil ve kırgın ifade Tonyukuk'un bir cevabı olmalıdır. Bu da yukarıda bahsettiğim Tonyukuk yazıtı'nın dikilmesinin nedeninin diğer iki yazıttan farklı olduğunu doğrulamaktadır. KT ve BK kendisinden sonra yaşayacak milletlere öğütler vermek ve başarılarından dolayı daima hatırlanmak istediği için yazılmıştır. Köl tigin ve Bilge kağan hep kendi başarılarından bahsetmiş ve yaşanan olayları tarih vererek anlatmıştır. Ancak Tonyukuk'ta bu yoktur, adeta KT ve BK'da bahsedilen olaylardaki eksiklikleri tamamlamış ve anlatılan başarılardaki kendi rolünü sert bir şekilde anlatmıştır. bunu tarih vermeden yapması da yazıtı cevap için diktiğini göstermektedir.

Yani tonyukuk adeta bilge kağan ve tonyukuk'a "siz abidenizde öyle anlatıyorsunuz ama doğrusu benim anlattığım gibidir, nankörlük yapmayıni hakkımı inkar etmeyin!" demektedir. isteyen olursa bu konuda yazıtlardaki anlatım farklarına dair örnekler verebilirim.

Tonyukuk yazıtı'nın son bölümünde yani 48. ve 62. satırlar arasında, BK ve KT'de de geçen ancak nedense tonyukun'un hiçbir şekilde adının geçmediği Kapgan kagan ve il teriş kagan dönemindeki başarılarında Tonyukuk'un rolü ve kağanlara dolayısıyla türk mlletine yaptığı hizmetler sert bir şekilde anlatılmıştır, yani "ben olmasaydım var ya ohoooooo, siz bitmiştiniz oğlum!" denmiştir. buradaki anlatımın muhatabı doğrudan Bilge Kağan ve Köl Tigindir.

2. safhadaki bilgileri özetleyelim ve bir tarihlendirme yapalım:

yukarda anlattıklarıma göre Tonyukuk, Köl Tigin yazıtı dikildikten sonra, KT doğu yüzünde bahsedilen ve bizzat kendisinin dahili olduğu hadiselerin anlatılışını okumuştur. ama kendisinden bahsedildiğini göremeyince, olayların teferruatının anlatıldığı ve bu olaylardaki kendi tesirinden bahsedilen bir yazıt diktirmiş olmalıdır. zira orduyu yöneten, kararları veren, hatta kağan seçen kişi bu yazıtta hep kendisidir.

Bu bilgileri göz önüne alırsak... Tonyukuk, bugün tonyukuk yazıtı adını verdiğimiz yazızıtı diktirmeden Köl Tigin yazıtı'nı görmüş olmalıdır ki cevap verebilsin. Köl tigin yazıtı konusundaki kesin bilgiler bize, bu yazıtın 732 yılında dikildiğini gösteriyor. yani tonyukuk yazıtı 732'den sonra dikilmiş olmalıdır.

Sonuç:
ilk olarak Tonyukuk yazıtının 716-734 yılları arasında dikilmiş olması gerektiğini bulduk. ikinci olarak da 732 yılından sonra dikilmiş olması gerektiğini... Bu iki bilgiyi birleştirirsek eğer, Tonyukuk Yazıtı 732-734 yılları arasında dikilmiş olmalıdır.

dolayısıyla Clauson, thomsen, talat tekin, hüseyin namık orkun ve bazin yanılıyorlar.

Buraya kadar okuyan arkadaşlara teşekkür ederim. iyi geceler.
Tonyukuk Yazıtı - Bain Tsokto Yazıtı, 730-731 yıllarında yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarının ilkidir. Bilge Kağan Yazıtı ile Kül Tigin Yazıtının doğusunda yer alır (Tula ırmağı vadisinde Bain Tsokto denen yerde.)
Tonyukuk Yazıtı, 720-725 senelerinde Tonyukuk'un kendisi tarafından dikilmiştir.Bu yazıtta,Türklerin savaş stratejileri,bağımsızlık mücadelesi için verilen savaşlar,Bilge Tonyukuk'un,Türk milleti için verdiği mücadeleler göze çarpmaktadır.
Tonyukuk tarafından 720 - 725 arasında yazılmış gurvanbulag bölgesinde bulunmuştur.

yazıt değil yazıtlardır. 2 adet yan yana dikilmiştir. içeriğinde köktürk dönemine ait tarihi olaylar anlatılır. olayları nakleden bizzat bilge tonyukuk'un kendisidir. ilk 47 satırda ilteriş kutluk kağan ile kapgan kağan'ın dönemlerinden bahsetmektedir. Daha sonraki satırlarda ise kendisinden bahsederek göktürk tarihi hakkında önemli bilgiler vermektedir.

Ayrıca tonyukuk yazıtları, orhun ırmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan göktürk yazıtlarından biridir.

Fotoğraf temsili değildir..
görsel
Hep geçmiş zaman kipiyle yazılmıştır. işi bilmiyormuş rahmetli. Temmuzda diyecekti eylülde diyecekti öyle bitecekti yazıt.
görsel

Not: burada sözü edilen oğuzların şimdiki oğuzlarla bir bağı yoktur diye biliyorum..