bugün

dünya bir titanic'tir, sen de onun üzerinde ya bir yolcusun, ya da mürettebat (gemi personeli) takımındansın. titanic batıyor, herkes canını kurtarsın.

titanic batar mı hiç?.. hem de ilk seferinde... ne demişti biri onun için: "bu gemiyi tanrı bile batıramaz!.."

öyle bir battı ki...

gemi o kadar büyüktü ki, buz dağına çarpınca küçük bir sarsıntı oldu, yolcular işin vahametinin farkında olmadı. lakin yetmiş metre uzunluğunda bir yarık açılmış ve sular içeriye dolmaya başlamıştı. çaresiz batacaktı.

gemi değil bir alâmet. bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete... gemi kat kat... üst katlar lüks mü lüks... panik çıkmasın diye geminin batacağını yolculara haber vermediler. orkestralar çalıyor, çiftler dans ediyor. yemek salonlarında nefis ve leziz yemekler yeniyor, şampanyalar, şaraplar içiliyor.

oyun salonunda yeşil çuhalı yuvarlak masasının önünde krupiye "mesdames messieurs...les jeux sont faits!.." diye bağırıyor...

işte titanic böyle battı. kazadan sonra orkestralar çeşitli parçalar çaldı ama en son çalınan "tanrım bizi koru!.." idi.

titanic şampanyalar, şaraplar, danslar, lüksler, sefahatler ile battı.

okyanus, dev transatlantiği yuttu.

şu, "tanrı bile bu gemiyi batıramaz"dedikleri alâmet ilk seferinde battı. bir battı pîr battı.

ey yolcu sen de bir titanic'tesin ve titanic battı, batacak, batıyor.

titanic binalarla, zinalarla, bin türlü skandal ve rezaletle, kepazeliğin her türlüsü ile çalgı ve çengileriyle, işveli karı kızlarıyla, büyük kumar partileriyle batıyor.

bu batıştan haberin var mı senin?

yolcu sarhoş, hancı sarhoş, han sarhoş...

titanic'in lüks süitlerinde kalan şu mağrurlara bak. onlar sırılsıklam, dut gibi, küp gibi sarhoş. dünya sarhoşları...

şu bir tabağı küçük bir servet eden trüfli yemeği iştah ile midesine indiren pis boğaz biraz sonra boğulacağından habersiz.

fettan madam takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş, bin naz ve cilve ile dolaşıyor. o da biraz sonra boğulacak.

dünyaya tepeden bakan lord clarendon, sir hamilton, major thomson, lady witybed, prenses aznavur vemarki protokop gaflet içinde sohbet ve gıybet ediyorlar. onlar da batacak.

sayın titanic yolcusu... seni uyarsam, gemi batıyor, kendini kurtar, başının çaresine bak desem bana kızar mısın?

kurtulmak mümkün mü? elbette mümkün. nasıl kurtulabilirim sorusunun doğru cevabını bulabilirsin...

(bkz: mehmet şevket eygi)
(bkz: 2009)
peşin peşin ölmeyi kabul etmektir kanımca.
(bkz: kıçın ayaz alması)
günümüz şartlarında kurtulmak için son şanstır maalesef.
aşağıda sizi bekleyen bir kurtarma botu varsa sorun olmayacaktır.
(bkz: canını seven atlasın)
(bkz: kovulmadım istifa ettim)
-kaptan nereye!?
-atlıyorum mahmut!
-kaptan dur! atlama! neden ha neden atlıyorsun!?
-titanıc batıyor evlat!
-yav kaptan titanic'ten bize ne, sen gelsene dümeninin başına! bak aliyle dursun 50 kiloya yakın çinekop çekti denizden.
-hep titaniğin kaptanı olmak istemiştim, buna inanmıştım, yalanıma kandım anlıyor musun mahmut!

(bkz: titanikte olsak da batsak)
titanik beni batırmadı. ben intihar ettim.
O tarihlerde yolcular icin herhangi ısı bir koruma giysisi gelistirilemediginden hayatinin son 20 dakikasina atlamaktir.

Tabi rose gibi kadinlar ateşli kadinlar için bu sure biraz daha uzamaktadir.
(bkz: önce fareler)
(bkz: dur lan fare değilsin sen)
sözlükte uzun entrylerin okunmadığının ispatıdır. bir kişi de ilk entry de yazılı tespitlerle ilgili konuşmamış. sadece başlık yorumlanmış. kalitenin son derecesi bu olsa gerek.
başlık açan insanların başlığın altına ne yazılması gerektiğine de karışabildiklerini bize gösteren olaydır.
(bkz: daha önce hiç düşünememiştim)
eğer başka bir lüks gemiye atlanacaksa pek birşey değiştirmeyecektir.

(bkz: lüks değilse atlamam)
(bkz: okyanus suyu temiz midir)
sozlukte okunmaya deger entrylerin okundugu bir gercektir. sadece sahip olunan nick ve entryde gorulen birkac cumle, bazi insanlarin okumamasi icin yeterlidir.
nasil kurtulabilirim in cevabi herkesin kendi icindedir. * *
muslumanlar olarak dusunulmesi gereken:
bizdeki ahiret inanci ne kadar saglam?
ya da bizler gercekten cennet ve cehenneme, kiyamet gunune iman ettik mi?
2-5 santigrat derece sıcaklıktaki okyanus suyunda 20 dakikada hipotermi geçirerek ölmeyi arzulayan bir gerizekalı olmaktır.