bugün
- çanakkalede 70 bin suriyeli şehit oldu9
- islamcıların konser iptal ettirmesi9
- mansur yavaş kime biat etti11
- sarışın kızların kaşarlığa daha yatkın olmaları8
- anam anan olsun mu8
- doctor jekyll reunion13
- aldığınız en ilginç iltifat10
- reisin yanında olmalıyız9
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri56
- evlenmelik kız nasıl anlaşılır10
- true yi evlendiriyoruz14
- türk düşmanlığının giderek artması10
- tarım ve hayvancılığın bitmesi10
- hem spotify'ı hem netflix'i olanlar15
- chp'ye asla oy vermeyiz20
- anın görüntüsü26
- 60 yas ustunun ev alma sacmaligi8
- sözlükte neden bu kadar yobaz var14
- kara erik habbesi9
- 24 saat sözlükte takılan ezik asosyal akpli troll8
- ümit özdağ'a neden oy vermemeliyiz17
- sözlük yazarlarının bugünkü çorapları14
- kanatlarim varr ruhumda29
- kadınınızı çalıştırır mısınız17
- evlenince karınız sözlüğe girmenize izin veriyormu15
- isparta melek mosso konserinin iptal edilmesi8
- tren korkusu9
- yaz mevsiminin en güzel yanı13
- ekrem imamoğlu17
- oy verilmemesi gereken zevat8
- dini kitapları hurdaya satmak9
- ölen halasına cennet cehennem anketi açan yeğen11
- migros ta 13 liraya satılan dilim karpuzlar12
- göçmenlik kötüyse amerika nasıl süper güç oldu23
- hollandaya geldim soruları alayım9
- almanya'nın tüm gurbetçileri sınırdışı etmesi8
- üniversite hocalarıyla sevişen kız öğrenciler12
- amber heard15
- tüketimde sikerler eşiği8
- meme piercingi gusül abdesti ilişkisi15
- 7 buçukta sporu yapmış kahvaltıyı bitirmiş olmak9
- ibbde sahne alan pkklı sanatçı21
- islamda erkekler 4 kadın sınırsız cariye alabilir22
- mülteciler kardeşimizdir8
- zafer partisi8
- sokakta hamile hamile gezen türk kızı11
- para var huzur yok19
- sözlükteki evli erkekler uçurulsun kampanyası21
- erkeksi bayan buse ile nişanlanmam21
- erkeksi gay olmak9
ilk olarak 2011 yılında yayınlanan renata salecl kitabı. türkçeye barış engin aksoy çevirisiyle metis tarafından "seçme ikilemi" adıyla ilk basımı 2014 yılında yayınlandı. tyranny ingilizcede zulüm, gaddarlık anlamına geliyor. bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var. kitap sosyoloji ve psikanalizin bir bileşeni halindedir daha çok.
"gelişmiş dünyada yaşamlarımızı kişiselleştirip kusursuzlaştırmamızı sağlaması gereken bu seçenek artışı, nasıl olup da daha çok doyum yerine daha büyük bir kaygı, daha büyük bir yetersizlik ve suçluluk duygusu doğuruyor? ve insanlar niye bu kaygıyı hafifletmek için pazarlamacılardan ya da yıldız fallarından rasgele tavsiyeler almaya, kozmetik endüstrisinden güzellik tüyoları almaya, mali danışmanların ekonomi tahminleriyle yön bulmaya ve kişisel gelişim yazarlarının ilişki tavsiyelerine uymaya razı oluyor? her geçen gün daha fazla insanın bu sözde uzmanlara riayet ettiği göz önüne alındığında, aslında bu seçme yükünden kurtulmaya git gide daha hevesli oluyormuşuz gibi görünüyor."
bireyin kendi kendisinin yaratıcısı olduğu fikrinin ön plana çıktığı neoliberalizmin hüküm sürmeye başladığı dünyada, bu fikrin ne kadar yanıltıcı olabileceğinin ifşasını yapar salecl kitapta.
"bu kitap, esenliğinin ve yaşamının gidişatının tek efendisinin kendisi olduğu fikrini bireyin sırtına yükleyen seçim ideolojisinin ne kadar yanıltıcı olabileceğini ve bu ideolojinin, bir bütün olarak toplum örgütlenmesinde olası bir değişime ne kadar az katkısı olduğunu gösterecek. birey için rasyonel seçimin mümkün olduğu anlar olduğu gibi, yaptığımız seçimlerin irrasyonel ve bazen zararlı olduğu anlar da vardır. seçme mekanizması insanların elindeki güçlü bir mekanizmadır; her tür politik angajmanın ve bir bütün olarak politik sürecin zeminidir ne de olsa. ancak seçme mefhumu insanların özel yaşamlarının şekillendirmesini sağlayan nihai araç olarak göklere çıkarıldığında, toplumsal eleştiriye pek yer kalmaz. bireysel seçimlerimizi takıntı haline getirirken, bu seçimlerin hiç de bireysel olmadığını, aslında içinde yaşadığımız toplumdan fazlasıyla etkilendiğini göremeyebiliriz çoğu zaman."
ayrıca, kitabı okuduktan sonra salecl'in "our unhealthy obsession with choice" başlıklı bir ted konuşmasına denk geldim. türkçe altyazılısı da mevcut. "seçme ikilemi"nde bahsettiği şeylerin genel bir özeti halinde diyebilirim herhalde konuşma için. altyazılı izlemek isteyenler için konuşma linkini şöyle bırakayım:
https://www.ted.com/talks...n_with_choice?language=tr
şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, zizek'e özgü olduğunu düşündüğüm biraz kulak tırmalayıcı olan zizek ingilizcesinin hiç de zizek'e özgü olmadığını anladım salecl'i dinledikten sonra.
"gelişmiş dünyada yaşamlarımızı kişiselleştirip kusursuzlaştırmamızı sağlaması gereken bu seçenek artışı, nasıl olup da daha çok doyum yerine daha büyük bir kaygı, daha büyük bir yetersizlik ve suçluluk duygusu doğuruyor? ve insanlar niye bu kaygıyı hafifletmek için pazarlamacılardan ya da yıldız fallarından rasgele tavsiyeler almaya, kozmetik endüstrisinden güzellik tüyoları almaya, mali danışmanların ekonomi tahminleriyle yön bulmaya ve kişisel gelişim yazarlarının ilişki tavsiyelerine uymaya razı oluyor? her geçen gün daha fazla insanın bu sözde uzmanlara riayet ettiği göz önüne alındığında, aslında bu seçme yükünden kurtulmaya git gide daha hevesli oluyormuşuz gibi görünüyor."
bireyin kendi kendisinin yaratıcısı olduğu fikrinin ön plana çıktığı neoliberalizmin hüküm sürmeye başladığı dünyada, bu fikrin ne kadar yanıltıcı olabileceğinin ifşasını yapar salecl kitapta.
"bu kitap, esenliğinin ve yaşamının gidişatının tek efendisinin kendisi olduğu fikrini bireyin sırtına yükleyen seçim ideolojisinin ne kadar yanıltıcı olabileceğini ve bu ideolojinin, bir bütün olarak toplum örgütlenmesinde olası bir değişime ne kadar az katkısı olduğunu gösterecek. birey için rasyonel seçimin mümkün olduğu anlar olduğu gibi, yaptığımız seçimlerin irrasyonel ve bazen zararlı olduğu anlar da vardır. seçme mekanizması insanların elindeki güçlü bir mekanizmadır; her tür politik angajmanın ve bir bütün olarak politik sürecin zeminidir ne de olsa. ancak seçme mefhumu insanların özel yaşamlarının şekillendirmesini sağlayan nihai araç olarak göklere çıkarıldığında, toplumsal eleştiriye pek yer kalmaz. bireysel seçimlerimizi takıntı haline getirirken, bu seçimlerin hiç de bireysel olmadığını, aslında içinde yaşadığımız toplumdan fazlasıyla etkilendiğini göremeyebiliriz çoğu zaman."
ayrıca, kitabı okuduktan sonra salecl'in "our unhealthy obsession with choice" başlıklı bir ted konuşmasına denk geldim. türkçe altyazılısı da mevcut. "seçme ikilemi"nde bahsettiği şeylerin genel bir özeti halinde diyebilirim herhalde konuşma için. altyazılı izlemek isteyenler için konuşma linkini şöyle bırakayım:
https://www.ted.com/talks...n_with_choice?language=tr
şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, zizek'e özgü olduğunu düşündüğüm biraz kulak tırmalayıcı olan zizek ingilizcesinin hiç de zizek'e özgü olmadığını anladım salecl'i dinledikten sonra.