bugün

empyrium'un the yearning den sonra en vurucu şarkısıdır kanımca. kasvetli bir sonbahar günü bir ormanda yalnız başıma dinlediğim gün en asil duyguların insanı olmuştum adeta.
yeni düzenlemesiyle benim gibi bir klasik gitar manyağını mahvetmiştir. abi kurtarın beni 10 gündür başka bişey dinlemiyorum.
doom metal'in 1 numarasına yakışır bir şarkıdır. Hele ki o sonlardaki elektro solosu. iyi müzisyenler gitarı konuşturmaları ile övünür ya. Bu adamlar gitarı ağlatıyor. O kadar yani. Ha bu arada...

(bkz: empyrium dinlerken kafa sallamak)
canlı performansına http://www.youtube.com/watch?v=qElSpzVFo7E&feature=related adresinden ulaşılabilir.
Kışın dinleyince daha uyumlu olan şarkıdır.
Çünkü kar ve orman havası vardır bu şarkıda.
Tepede buz tutmuş dolunayın soluk ışığı gölgeler yapar ağaçların arasında..
empyrium'un belki de en güzide parçası. dinlendikçe geçmişe, geçmişten hayallere, hayallerde umutsuzluğa götürür.
ah bu şarkıların gözü kör olsun azizim.
Mevsimleri hızlı değiştiren empyrium şarkısı.
Ne zaman dinlesem yahya kemal'e kar musikilerini yazdıran manzarayı yaşarım.