bugün

görsel
harika ötesi bir filmdir.
https://www.google.com.tr...=658#imgrc=1fJ0cRZW7XNbpM:

https://www.google.com.tr...=658#imgrc=MbknOxK8EiMXHM:

https://www.google.com.tr...=658#imgrc=KM4d9EOoh4_wHM:
Film çok beğenerek seyrettim. En sevdiğim karakter ise Allison Reynolds yani gerçek adıyla Ally Sheedy oldu. Filmin konusu 5 tane birbirinden tamamen alakasız öğrenci Cumartesi günü ceza aldıkları için okula giderler ve olaylar gelişir. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Filmin bana göre tek eksi yönü biraz kısa olması onun dışında oldukça kaliteli.
1985 yapımı 97 dakikalık komedi/dram kategorili, john hughes'in yazıp yönettiği kült haline gelmiş en güzel ve derin gençlik filmi. 1 milyon bütçe ile çekilmiş, 38 milyondan fazla gişe yapmıştır. imdb notu 7.9 görsel
Harika diyaloglarla ve 5 ilginç karakterle bezeli bu fevkalade yapımı tekrar tekrar izleyip, her seferinde farklı bir tat alıyorum. Sade olduğu kadar, anlaşılır ve duru bir anlatıma sahip. Nerdeyse tek mekanda geçmesi ve diyalogdan oluşması seyirciyi hiç sıkmıyor, aksine keyifle izletiyor kendini. kesinlikle arşivde bulunmalı, özellikle de ebeveynlere izletilmeli.
(bkz: don t you forget about me).
Bekledigimden daha iyi bi film. Eski filmleri kesinlikle cok seviyorum. Ozellikle genclikse.
görsel
Filmdeki karakterler birbirlerine ilk başta nasıl önyargılı davranıyorsa ben de bu filme önyargılı davranmıştım izlemeden önce, sonuç olarak karakterlerin yaşadığını benle kendi arasında da yaşatan güzel bir film, tavsiye ederim.
Güzel film iyi film.
The Breakfast Club (1985)
-5 liseli ceza olarak cumartesi günlerini okulun kütüphanesinde geçirmek zorunda kalıyorlar. Tek mekan, bir gün.
“Judd Nelson” dikkatimi çekti.
Notum: 6.1/10
bok gibi filmdir..
kısaca; the breakfast club = overrated
bazı noktalarda hakkını vermek de gerek - güldürüyor, düşündürüyor, üzüyor. hepsinden önemlisi önyargılarla ilgili ciddi bir eleştiri. birbiriyle hiç alakası yokmuş gibi görünen insanlar, bir şeyleri birlikte yaparak bile ortak alan yaratabilirler, buna amenna. ancak, özellikle sonlara doğru ciddi bir kopukluk var. örnek olarak, başlangıçta bender ve andrew arasındaki çekişme ya da o herkesin oturup bir nevi kendi hikayelerini anlattığı kısımda claire ve bender arasındaki hır gür bir noktada sıkıyor çünkü diyaloglar bir enerjik, pozitif, dostane iken birden tersine dönüyor. kurguyla ilgili bir hata diye düşünüyorum.
belki de içim çürümüştür benim - bu da mümkün.

güzel bir film ama 7,9'luk da değil. (bkz: imdb)
nedense pek bi sevdiğim , hatta bitmesini istemediğim bir film oldu. karakterlerin hepsini ayrı ayrı sevdim , en çokta grubun uzun saçlı serseri çocugunu. ne tatlılıktı o öyle.
https://www.youtube.com/watch?v=BwwexXJla0k
--spoiler--

dear mr. vernon,

we accept the fact that we had to sacrifice a whole saturday in detention for whatever it is that we did wrong. but we think you're crazy to make us write an essay telling you who we think we are. you see us as you want to see us: in the simplest terms and in the most convenient definitions....
but what we found out is that each one of us is a brain...

and an athlete...

and a basket case...

a princess...

and a criminal.

does that answer your question?

sincerely yours,
the breakfast club.

--spoiler--
dublajlı değil kendi dilinde izlenmesi gereken film.
çok farklı, gerçek bir senaryo harikası 1985 yapımı john hughes filmi. filmi aynı zamanda yönetmiş olan john hughes zaten yönetmenliğinden öte önemli bir yazardır. herkesin bildiği evde tek başına* da onun kaleminden çıkmıştır mesela. özel bir hayran kitlesi vardır bu abinin.

film; 5 öğrencinin bir cumartesi gününü ceza olarak okulda geçirmesini anlatıyor. bütün gün aynı kafese kapatılan ve hepsi birbirinden gece ile gündüz kadar farklı bu beş kişi, kendileriyle ilgili bir çok yeni şey keşfediyorlar. muhteşem yazılmış diyaloglarıyla her yerinden kalite akan bir filmdir.
çok az kişinin izlediği eski olduğu için pek bilinmeyen ama herkesin izlemesi gereken harika bir film.
hakkında bu kadar az entrynin girildiğini görünce şaşırdığım 1985 yapımı bir zamanların kült gençlik filmi.

filmin sonunda çalan don't you forget about me şarkısı unutulmazlar arasındadır.
(bkz: breakfast at tiffany s)
cılkı çıkmış modern gençlik filmlerinin fersah fersah uzağında, naif, eğlenceli, nükteli bir film.
film arşivi yapanların elinde mutlaka bulunması gereken şahane film.
ally sheedy'nin namı değer allison reynolds'un oyunculuğuyla göz doldurduğu,dönemine damgasını vurmuş gençlik filmi.okul müdürünün önünde duran ruh analizi kağıtlarını gördükten sonra film içeriğini daha ilk dakikadan anlasakta o dönemin ruhu tüm bedeni sarmakta ve suratta aptal bir sırıtış bırakmakta.
John Hughes'ın yönettiği 1985 yapımı, ceza alan birkaç öğrencinin haftasonu okulda yaşadıklarını anlatan, sağlam repliklerle ön plana çıkan kral film.

filmden uzun bir replik;

Allison (-)
Claire (+)
Bender(*)

-Seksi birşeyler yapmak için 1 milyona ihtayacım yok.
+Yalan söylüyorsun.
-Zaten yapıyorum.Yasadışı sayılan birkaç küçük şey dışında herşeyi yapıyorum.Ben nemfomanyağım.
+Yalan.Ailenin bundan haberi var mı ?
-Sadece psikoloğuma söyledim.
+Ona söylediğinde ne yaptı ?
-Beni çiviledi.
+Çok güzel.
-Yasal bir bakış açısıyla bakıldığında, ona ödeme yaptığımdan beri bana tecavüz ettiği söylenemez.O bir yetişkin.Evet.Ayrıca evli.
+Bunun ne kadar mide bulandırıcı olduğunun farkında değil misin ?
-Şeyy, ilk seferinde.
+ ' 'ilk seferinde. ' 'Yani bir daha mı yaptı ?
-Tabiki.
+Sen kaçık mısın ?
*Kesinlikle. Deli doktoruyla ilişkiye giriyor
-sen daha önce yaptın mı?
+Benim bir psikiyatristim bile yok.
-Normal biriyle yaptın mı ?
+Bu konuyu geçmemiş miydik ?
*Sen asla cevap vermedin.
+Bana tamamen yabancı olan insanlarla,özel hayatımı tartışmayacağım.
-Bu bir çeşit iki uçlu kılıç. Değil mi ?
+Bir ne ?
-Eğer yapmadığını söylersen, erdemlilik taslıyor olacaksın.Eğer yaptığını söylersen, sürtük olacaksın.Bu bir tuzak. Yapmak istiyorsun ama yapamıyorsun.Yaptığında yapmamış olmayı diledin değil mi ?Doğru mu ?
+Yanlış.
-Ya da bakiresin.
*O bir bakire.
-Kesinlikle.
+Neden bunu boşvermiyorsunuz ?
*Bir bakire olduğunu biliyorsun. Birçok kız bakiredir.
bizi azdırmak isreyen bir bakire sadece.
+Böyle birşey yapmadım.
-işte bu yüzden bakiresin.
+Şimdide ben sana birşey sorayım.
-Ben herşeyi anlattım.
+Aşık olmadığın biriyle yatmak canını sıkmıyor mu ?Saygı görmek istemiyor musun ?
-Ben saygı görmek için ilişkiye girmiyorum.bu seninle aramızdaki fark.
+Bu aramızdaki tek fark değil.
*Kabul et. Sen bakiresin.
+Bakire değilim.
*Tabiki öylesin. Seks senin silahın. Bunu sen söyledin.Bunu saygı görmek için kullanıyorsun.
+Ben böyle birşey söylemedim. O benim sözlerimi çarpıttı.
*Peki ne için kullanıyorsun ?
+Ben aybaşımı hiçbirşey için kullanmıyorum.
*Tıbbi olarak mı frijitsin, psikolojik olarak mı ?
+Onu kastetmedim. Ağzımdan çıkanları çarpıtmayın.
*Sadece soruya cevap var.Dürüst ol.Önemli birşey değil. Cevapla.Soruya cevap ver, Claire.Konuş bizimle.Hadi. Cevap ver.Sadece bir soru.
+Hayır. Hiç yapmadım.
-Bende hiç yapmadım.Ben nemfomanyak değilim.Ben zorlayıcı bir yalancıyım.
+Sen çok ka*taksın.bunuu beni zora sokmak için kasıtlı yaptın.
-ben de yapardım. Eğer birine aşık olsaydım.