bugün

Atatürk döneminin dışişleri bakanı. soyismi kendisine bizzat atatürk tarafından, o sıralarda iranla müzakere ettiği aras nehri görüşmeleri nedeniyle verilmiştir. ayrıca ileri derecede gözlerinden rahatsızlığı vardı ve vefat etmeden önce de tamamen görme yeteneğini kaybetmişti. ismet inönü'nün kendisiyle pek iyi anlaşamaması nedeniyle atatürk'ten sonra çok fazla göz önünde olmamıştır.
atatürkün sosyalist dış işleri bakanıdır.sovyetlerle ilişkilerin gelişiminde önemli rol oynamıştır.6 ocak 1972 de vefat etmiştir.
5 dönem milletvekilliği 16 yıl dışişleri bakanlığı yapmış atatürkün en gözde danışmanlarından biri.
atatürk ün can yoldaşlarından, en güvendiği adamlarından. rivayete göre partiyi inönüye değil kendisine bırakmak niyetinde imiş. şahsımın gözünde cumhuriyet tarihinin en başarılı dışişleri bakanı.
Aynı zamanda Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'in öz eniştesidir.
Yanlış hatırlamıyorsam inönü'yü Londra yahut Washington büyükelçiliği'ne atıp Atatürk hakkın rahmetine kavuşunca ülkede olmasın istiyormuş.

Sonuç, kendisi Londra büyükelçisi oldu.
Allahtan berin menderesin öz eniştesiymiş, üvey eniştesi olsa şeytan kullağına, zikerlerdi herhalde.
aquila non capit muscas'ın dediği gibi cumhurbaşkanı olmasın diye inönü'ye Amerika Birleşik Devletleri büyük elçiliğini teklif etmişti. Fişi çekilmek istenen siyasetçileri elçiliklere göndermek yaygın bir yoldur zaten. O sırada ismet inönü'yü toplumdan uzaklaştırmak için onu öldürecekleri algısı falan yaratılmıştı. ismet inönü Atatürk'le restleşmişti ve kağıt üstünde Malatya vekili olması dışında genelde Pembe Köşk'te oturuyordu. MKA ölünce yeni CB konusunda Tevfik Rüştü Aras ölüm korkusunu kullanıp ismet Paşa'yı ABD elçisi yapmak istemişti. . eğer atatürk ölmeseydi iÖ siyasetten silinip gidecekti ama yaklaşık bir sene sonra CB oldu. Hükûmeti kurarken kumpasa misilleme olarak Aras'ı bilerek Londra Büyük elçiliğine yolladı. Asker zaten ismet Paşa'dan yanaydı. ama burada ismet inönü'nün yaptığı şeyde sonuna kadar haklıdır Paşamda aşmış bir mizah anlayışı varmış vesselâm.