bugün

özellikle gece vakti tenha bir yolda yürürken duyulan, arkadan hızla yaklaşmakta olan birinin, acele etmesinin getirdiği ivmeyle adımlarını yere sert basması sonucu oluşturduğu ürkütücü sestir. bu ses sakince yürümekte olan bünyede bir takım huzursuzluklar ve korkular yaratabilir. hatta evham var ise sırtından her an bıçaklanma korkusu yaşatıp soğuk terler bile döktürür. hızlı adımların sahibi iyice yaklaştıkça bu sefer soluk sesleri de duyulmaya başlanır ki, o zaman korkular tavan yapıp, binbir türlü senaryolar bir karmaşa halinde insan beynini çalkalamaya başlar. bu derece korkuya rağmen insan "amanın topuklayıp canımı kurtarayım" demez, hatta korktuğunu belli etmemek için "kim acaba bu gelen" diye başını çevirip arkaya bile bakmaz. halbuki bir hayvan bu derece korksa saniye durmaz anında dört nala güvenli bir yere koşarak kaçar. neyse, iyice yaklaşan şahıs sağ yanımızdan geçerken korkunun belli edilmemesi açısından yine kafa çevrilmeden sadece gözler sınırları zorlanırcasına sağa çevrilip "ne iş bu adam" şeklinde belli etmeden bakılır. artık önümüze geçmiş olan bu kişinin bir yere yetişmek için çaba gösterdiği anlaşılan sade bir vatandaş olduğu anlaşılınca derin bir oh çekilir. vücut gevşer, hareketler yumuşar. rahatlamayla beraber akla gelen tv dizisi kahramanları behlül ve bihterin foyalarının ortaya çıkmasının verdiği memnuniyet ile yola devam edilir.
kendi ayak sesleridir.
başıma gelen olaydır. kız devamlı arkasına dönüp bakıyor daha hızlı yürüyor. ulan töhmet altında kaldım. bir de aynı mahallede oturuyormuşuz.