bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu25
- boşuna yaşıyorum hissi11
- murat kurum kurudu gitti8
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması15
- arda güler12
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- sözlük kızlarının ayakkabıları14
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler12
- karınıza range rover alır mısınız18
- şu anda çalan şarkı9
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- anın görüntüsü17
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- siklememenin getirdiği huzur9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
oyun kavramını çelik çomaktan, ateriye taşıyan doksanların çocuklarının hiper yaratıcılıklarıyla gerçekleştirdikleri eylem. ben çok iyi hatırlıyorum, evimizin karşısında küçük bi oyuncak deposu vardı, tüm nesil orayı takip ederdi adeta. piyasaydı yani çocuklar için orası. 'boncuklu tabanca' diye bişey mi çıktı ? soluğu orda alırdık, 'klavyeli atari' diye bişey mi var mış ? hemen oraya koşardık. sonra bir ara, bu depoya telsiz gelmiş, oyuncak işte 100 metre ya çekiyor ya çekmiyor, pahalı bişey de değildi o zamanki oyuncak furyasına göre. ve kaçınılmaz olarak mahallenin tüm çocuklarında birer adet telsiz olmuştu artık. telsizlerle bir çok oyun oynandı, delicesine kombinasyonlar yapıldı, ama en manyak olanı hiç kuşkusuz saklambac oynamaktı. uzaklarda ebeyi gören bir gözlemci olurdu, o ebe nereye giderse orayı anons ederdi, diğer çocuklarda sobeye koşardı. şimdi düşünüyorum da çok fenaymış aslında, ulan o yaşta o zeka. kurduğumuz diyalogları hatırlıyorum yarım yamalak; "ebe yemiş ağacının ordan azizlerin eve dönüyor, ben deredeyim, tamam" gibiydi. çok güzeldi. saklambaç demişken, saklambaçında çok fazla kurnazlığı vardı ya, mesela ebenin söbeledikleri, mahallenin büyüğünün parmaklarından bir tane seçiyordu, parmaklardan biriside ebe oluyordu, ebe hangi parmağı seçerse, o parmağın sahibisi ebe oluyordu. ben ne zaman ebe olsam, bütün parmakları ebe yapıyorlardı puştlar. hep ben ebe oluyordum. tabi ne çare, kanıt yok ispat yok. yapıyorduk ebelik, şimdi kıyaslıyorum da keşke ebenin öss'sine çalışacağımıza hep telsizle saklambaç oynasaydık...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar