bugün

canlı yayına bağlanan hemen hemen her insanın, programcı tarafından maruz kaldığı uyarı cümlesi.
eve o kadar insan boşuna mı toplandık, bırak eko yapsın da herkes televizyondan duysun konuşulanları mantığının kenara bırakılmamasıyla yayında oluşan ses çirkinliğini, programcının engelleme çabası..*
+ televizyonun sesini kısar mısınız?
- eee bizde televizyon yok ki.
+ aaa olmadı... konsept bu. herhangi bir televizyonun sesini kısmadan katılamazsınız yarışmaya.
- ütüyü fişten çeksem?
+ bi saniye sorayım yönetmenime. şahsen bana mantıklı geldi.
genellikle yarışma programlarında sesin yankı yapmasından dolayı söylenir. akibinde ses kısılmaz televizyon direk kapatılır. yarışmayı takip edemediği yada göremediği için yarışmacı yarışmayı kayber. (bkz: yazik)
1990 ların başında inter star zamanında araba kazandırmak için yapılan yarışmalarla hayatımıza girmiş aradan geçen (yaklaşık) 15 yıla rağmen hala tv yi aramadan önce yapmayı öğrenemediğimiz durum.
(bkz: hattımızda bir izleyicimiz var alo)
yıllardan beri defalarca söylendiği halde insanların ısrarla duymak istediği soru cümlesi..
neden insanlar canlı yayına bağlandıklarında televizyonun sesini kısmayı kendilerine hatırlatılmadan yapamazlar.Hiç anlayamamışımdır.
Tv'nin icadından beri her canlı yayında söylenen ama buna rağmen bağlanan herkesin ısrarla aynı şiye yapıp, aynı uyarıya muhatap kaldığı cümle. artık değiştirmek lazım sanırım.
(bkz: lütfen televizyonunuzu götünüze sokar mısınız)
- televizyonunuzun sesini kısar mısınız ?
- ara sıra kısarım, ne bileyim, bazen herkes kızar ya, işte öyle.. siz kısar mısınız ?
- öhm, ehe, şey tabi de, noluyo lan ?
huysuz komşunun sürekli olarak kapıyı çalıp dile getirdiğidir. oysa kendisi asla televizyonunun sesini kısmaz. ne zaman kişi çok sevdiği bir programı daha iyi takip etmek için televizyonun sesini açsa, komşu kapıya gelip sesin yüksekliğinden bahseder. *
genelde canli yayina katilan kisilerin, heyecandan olsa gerek kismayi unuttugu durumlarda kullanilan soru ifadesi.
-merhaba nereden arıyorsunuz bizi?
-kayseriiiii den den den arıyorum.*
-muhittin bey acaba televizyonunuzun sesini kısar mısınız?
-neeyyyy y y y y.
-televizyonunuzun sesini diyorum yankı yapıyor da kısar mısınız?
-kıstımmmm.
-hala yankı yapıyo muhittin amca.
-evladım kontorum bitiyo siz beni arayın.
her duyduğumda, "yahu bir kere de kısın şunun sesini be!" dediğim, sunucuların, hatlarına bağlanan izleyicilerden yıllardır istedikleri, ama izleyicilerin ısrarla yapmadıkları şey.
canlı yayındaki diyalog şöyledir:
-hanfendi televizyonun sesini kısar mısınız?
-evet ev kızıyım.

sunucuyu duymamıştır fakat televizyonun sesini kısmayışının gerekçesi gibidir verilen cevap.
karadeniz tv'de yaşanmıştır...

-Televizyonun sesini kısarmısın Bedri abiii.
-yok ben telefonla arıyorum sizi. *
-(dumur)
sunucuların sormaktan nefret ettikleri en uyuz sorudur. *
-evet hattımızda bir izleyicimiz var, muhittin bey merhaba
+merhaba ben her gün izliyorum çok beğe...
-bi dakika...televizyonunuzun sesini biraz kısar mısınız?
+peki, bekleyin kısıyorum
-yok yok tamam biz kıstık muhittin bey
+nası ya
-konuğumuz uri gellerburdan halletti
-evet konuklarımıza sormak istediğiniz bi şey var mı?
uri-sahne senin muhitin
-baba televizyonunuzun sesini kısar mısınız
-parantez var mısın yok musun u izliyorum
-bende ders çalışıyorum
-git odanda çalış o zaman
-niye
-...

gibilerinden bir diyalogun parcasıdır.
yarışma programlarının olmazsa olmazı cümle. küçükkene bunu söylemenin zorunlu olduğunu düşünürdüm yok * sonra bunun sadece millet olarak yarışma programları adabını bir türlü öğrenemediğimizin kanıtı olarak değenlendirdim * sonradan ise hiç televizyona çıkmamış bireyin bir an 75 milyonluk ülkede herkesin kendisini dinlediğini düşünmesinden ve de o tarihi sesinin nasıl olduğunu merak etmesinden ileri gelen bir durum olduğunu düşünmeye başladım sonraları spikerlere dikkat kesildim bir dönem; baktım ki onlar da hemen söylemiyorlar bunu biraz bekliyorlar belki seyirci hatasını anlar televizyonun sesini kısar diye bekliyorlar ama sonuç nafile olunca yapıyorlar uyarıyı spikerleri kalender bir insan olarak bile düşündüm ve en sonunda bu entryi girerkene anladım ki ben bu cümleye ne kadar kafa yormuşum ne kadar gereksiz şeyle uğraşmışım bir garip oldum bir değersizlik hissi aldı beni en son iett'nin kullandığı otobüsleri araştırdıktan sonra bunu hiçbir muhabbette kullanamadığım zaman bu hislere kapılmıştım bi de şimdi işte işte bu da böyle bir anımızdı.
...
-Soruların cevaplarını anlayamıyoruz,lütfen Televizyonun sesini kısar mısınız?
-Burda televizyon yok
-Sesi ben de seyircilerimiz de duyuyor beyfendii..hehehe.. lütfen kısın!
-iyide burda televizyon yok, hede hödü bey.
-o zaman bu ses nerden geliyor? Radyoyu kapatın, camı kapatın hadi biran önce başlıyalım...
*
-şimdi nasıl?
-şimdi tamam sevgili yarışmacı, neyi kapatdınız?
-Karımla, kızlarımı odadan çıkardım hedehödü bey.*
ayrıca bir çarkıfelek klasiğidir kendisi.
izleyicilerin sunucunun sesini iki kez duymaması için sunucunun katılımcıya söylediği rica cümlesidir.
telefon bağlantısı yapan canlı yayın programlarının vazgeçilmezidir.
her telefon bağlantısı olan programda duyulacak cümle.
-televizyonunuzun sesini kısar mısınız
+ama nasıl duyucam o zaman yea?