telephone call from istanbul

süper ötesi tom waits parçası. sözleri bir başka güzel, vokal bir başka güzeldir bu parçada. içinde geçen "never trust a man in a blue trench coat" ile famous blue raincoat' ı akla getirir. içinde istanbul geçmesi de bir başka güzeldir. sözleri aşağıdaki gibidir:

all night long on the broken glass
livin in a medicine chest
mediteromanian hotel back
sprawled across a roll top desk
the monkey rode the blade on an
overhead fan
they paint the donkey blue if you pay
i got a telephone call from istanbul
my baby's coming home today
will you sell me one of those if i shave my head
get me out of town is what fireball said
never trust a man in a blue trench coat
never drive a car when you're dead
saturday's a festival
friday's a gem
dye your hair yellow
and raise your hem
follow me to beulah's on
dry creek road
i got to wear the hat that my baby done sewed
take me down to buy a tux
on red rose bear
got to cut a hole in the day
i got a telephone call from istanbul
my baby's coming home today *

tom waits ile istanbul'un bir şarkı içinde birlikte anılması ne kadar güzelse, o kadar güzel ve keyifli olabilen şarkıdır. ve tabii ki,

(bkz: famous blue raincoat)

aşık olduğum ve big time versiyonunun mu, yoksa franks wild years versiyonunun mu daha güzel hala karar veremediğim şarkı. big time versiyonu eğlenceli, franks versiyonu nostaljiktir ve biraz hüzünlüdür.

güzel müziktir mezhebimce.

--spoiler--
if you get a call from Constantinople

They're calling; from Istanbul
--spoiler--

http://www.youtube.com/watch?v=6g8eRnks9bM

Son ses arabada gidiyorum amq. Waits anırıyor, ben anırıyorum. Ne müthişsin sen waits, ölme.