bugün

Saat 1'de boğa'nın önünde buluşalım diye haberleşirdik ev telefonundan.

Sonra saat tam 1'de orada bulunurdu herkes.

Kanımca, fazla teknoloji kullanımı insanı aptallaştırıyor. Rahata fazla alışıyor bünye.

Şimdi aynı yerde, aynı saatte olsan bile buluşamıyorsun ne hikmetse.

Orda mısın, burda mısın?
Biraz aşağıdayım.
O zaman ben oraya doğru yürüyorum.
Ev telefonu, arkadaşla haber gönderme gibi antik yöntemler kullanıyorduk.

Bir de taksim burger king, beşiktaş mc donalds, kadıköy boğa gibi herkesin bildiği ortak noktalarda saat verilirdi...
Alternatif bir yol olarak, benim annemle babam kibrit kutularıyla haberleşmişlerdir. "Nasıl yani?" dedim ben de siz gibi. Şöyle ki: Buluşma yerini babam ilk olarak ufak bir kağıda yazıp, kibrit kutusunun içine koyarmış. sonra da o kibrit kutusunu, geceleri annemin evinin kapısının önüne atarmış. Annem de sabah ilk iş, annaneme ve dedeme: "ben evin önünü süpürmeye iniyorum" deyip kibrit kutularından gerekli bilgileri her daim alırmış. Bence şartlar dahilinde harika bir haberleşme yolu bulmuşlar. Bir güvercin kadar olmasa da, gayet işlevsel ve tatlı bir romantizm barındıran, bir yöntem.

Sürecin en sonunda babam, evlenme teklifini de yine bir kibrit kutusu içerisine koyduğu bir yüzükle gerçekleştirmiştir. yüzükle beraber yanmamış bir kaç kibritle birlikte durumu ilan etmiştir. Bu hikayelerini hep sevmişimdir. şimdilerde çifte kumru durumları pek kalmasa da, o kibrit kutularını halen saklamaları; birlikteliğin getirdiği mutluluğun geçen onca yıla rağmen, bir kibrit kutusuna sığamayacak kadar büyük kalmayı her daim başardığının ispatı niteliğindedir.

"...bir kibritle başlar her şey, hatta bazen içi boş bir kibrit kutusu bile yetebilir..."
asker aynaları vardı yaklaşık 6 cm çapında cep aynaları. onunla sevgilimizin penceresine ışık yansıtırdık. hadi aşağı in anlamında. böyle işte.
hava kapalı ise kaderimize küserdik. !..
Dinazorlar başlıkta toplanıyor.

Gözler dumanla haberleşen nesli arıyor.
akm'nin önünde beklerdik saatlerce , beşiktaş vapur iskelesinde derdik de sormayı unuturduk kadıköydeki iskele mi üsküdardaki iskele mi diye ?
Telefon yok iken özellikle gece atılan uyudun mu özledim gibi mesajlar da yoktu ilişkiler sırf bu yüzden bile daha masum olabilir....
Ev telefonuyla veya farklı okullardaysak çıkışta bekleyerek
Ola ki işi varsa eve gidecekse falan buluşulacak gün için sözleşirdik.
Komşu çocuğu veya kardeş ile mektup göndermek diye bir şey, işittim sanki.