bugün

tam tamina 213 (büyük harflerle) tl imis gibi etki yapan 127 tl lik ev telefonu faturamiz, annemin 'kapatacagim bunlarin hepsini' (tabi ki bu kadar kibar degil) nidalarini uzunca bir müddet dinlememe sebebiyet vermistir ( allahtan cep telefonuma olan harcamalarimin tamamini bilmiyor). isin kötüsü fatura aciklamali. sonuc ortada, suclu benim. karar, idam! üstelik bu fatturanin kabarik gelmesi hic bir güzel sonuc dogurmamis aksine her seyi boka sardirmistir.

cüzdanima acikli acikli bakiyorum.
tam 50 türk liram var.
ikiye katlayip anneme versem ,
dalga geciyorum sanarak
daha da bagirmaya baslayabilir diye
sesimi cikaramiyorum.
pıısstım resmen.
hepsi bu o lanet fatura yüzünden.

bir kac gün icerisinde benden ses alamazsaniz anlayin ki bütün faturalara sebebiyet veren iletisim araclarima el konulmustur. birlesip kampanya düzenleyin.'godot yu beklerken' in geri gelmesi icin her seyi yapariz deyin bizim kapinin önünde. gerekirse bundan sonra faturalarinizi biz öderiz deyin ve ödeyin. ama annem karsi taraf da arayinca kapa artik diyen bi tip de artik ona da bi care buluruz heralde.

kisacasi piisssma sebebiyetidir telefon faturasi.
insanoğlu tarihler boyu üreticiler ve tüketiciler diye ikiye ayrılmıştır. üretici insanlar ürettiklerini ücret karşılığı diğer tüketici insanlara pazarlarlar. neye göre tabi ki ürettikleri şeyin hammaddesine göre. örneğin un alırsınız çiftci fiyatı vardır, toptancı fiyatı vardır ve pazarlayıcı kişinin ayrı fiyatı vardır. tüm bunların yanında öyle şeyler vardır ki ne hammaddesi vardır ne de ayrı bir zımbırtısı. taban fiyat götten uydurmadır üstüne üstlük kdv, udv, otv, butv derken şey gibi olan ücretlendirme karşısında hayli kabarık bir fatura karşımıza çıkmaktadır. su faturası veya doğal gaz faturası hadi neyse biryerden çıkarılıyor damıtılıyor, işlemlerden geçiyor vesaire, hammaddesi bile olmayan iletişim özgürlüğünün önünde koskocaman bir hendektir telefon faturası.
babamın bugün nedensiz şekilde sinirlenip evi birbirine katmasına neden olmuş şey.

"evde herkesin en az 1 telefonu varken bu meret nasıl 20 lira gelir lan!" * diye bağırıyordu benim odanın kapısını açarken.
elindeki faturaya bakıp "e bunun sabit ücreti 10 lira zaten yarıdan fazla da vergi alınış. bir de iki kez köyü aradıysanız 20'den aşağı gelmez bu" *deyince iyice köpürdü.

"başlarım sabit ücretinden mecbur muyuz biz bunu ödemeye lan kapattıracam" şeklinde bir kontra savurdu bu sefer de bizimki.
"e internete giremeyiz, ayrıca internete 24 ay taahhütte bulunduk! bu aralar bir halt yiyemeyiz" şeklinde ateşi körükleme işini sonlandırdım.

o odadan çıkarken duyduğum en son ve en masum cümle "bunların ebelerini alıp samanlıkta ..." şeklindeydi.

ben bu kadar masum düşünmemiştim aslında . ebeleri ile kalmamalı!

internet için telefona mecburum, telefona mecbur olduğum için her ay en azından 17 lira ödemek zorundayım. ve bu altın yumurtlayan tavuk zarar ediyor diye satıldı. millet de bunu yedi.

ben o zarar ediyordu diyenleri cinsiyet değiştirme ameliyatına mecbur bırakarak zarar ettirmek istiyorum!
geçmiş gitmiş ve hiç bir iz bırakmamış konuşmaların aylık bedelidir.
sürekli yüksek meblağlarda telefon faturası ödeyen kişi bir süre sonra kendisini her ay bilmediği gizemli bir kuyuya para atıyormuş gibi hisseder.
can sıkmaya başlayandır.

bu işlerden anlayan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim. bu kampanya/ avantaj / fırsat veyahut gsm karşılaştırma işlerinden hiç anlamam.

abinizi yoldurmayın. *