bugün

epey zaman olmuştu rakıyla muhabbet etmeyeli. en çok kendisini dinlemeyi seven bir adam olarak, bira- vodka- cin'le geçirilen anlık birleşmelerden sonra insan sarılıp uyuyabileceği ilişkiler de istiyor.
dün kafaya taktım akşam rakılanacağım. kendime ilgi göstermem gerekiyordu, çok umursamazdım bu aralar. bu kararı almamla birdenbire değişik bir heyecan yaşadık. nasıl anlatsam..
şey gibi; 10-15 sene önce lisede aşık olduğunuz kızla bir akdeniz şehrinde karşılaşıp, akşama bişeyler yapmak için randevulaşmak gibi. o andan akşam buluşma anına kadar geçen süre ilk cinsel ilişki anından bile ürkütücüdür. (hatırlıyorumda elimi memelerinde gezdirirken, bina olsam devrilecek şiddette titriyordum. ben titredikçe "o" tahrik oluyor; o tahrik oldukça ben titriyordum. bir tırtıl kozasını çatlatıyor, toplum insanlık adına bir basamak daha çıkıyor, evrim sürecine hızla devam ediyordu) (hani derler: hiçbir aşk kitaplarda yazan, filmlerde olan gibi değildir. bu konuda tereddütüm var ama; hiçbir ilk sevişme mastürbasyonlarda olanlar gibi değildir. bu da evrimin kayıp halkalarından biridir deyip mevzuya dönelim)
gelelim tekrardan buluşma anından öncesi zamana..
kişi kendisine kimlik biçmeye başlar. acaba nasıl bir adam olmalıyım
- tane tane konuşan okumuş, öğrenmiş, yaşamış, sevişmiş, sevilmiş bir ben mi?
- masadan 1 metre geride bacak bacak üstünde piç tavırlı, okumuşluğu diplomadan gelen sadece sevişmiş bir ben mi?
-gözleri buğulu bakan, acıklı şarkılarda uzaklara dalan okumuşluğu şüpheli sadece aşık olduğu kadınlarda sevişen bir ben mi?
- devamlı telefonla uğraşan bir sürü arkadaşı olmuş sosyal medya aracılığıyla sevişmiş bir ben mi?
- lüpür lüpür alkol içen önüne çıkan ilk kadınla sevişen bir ben mi?
karşıdakine bu adam buraya grubunu, hardını, fantezilerini yaşayıp sevişipte geldi izlenimini vermek önemli.
girdim marketin alkol reyonuna. aldım altınbaş rakımı, bafra karpuzumu, çiftlik yoğurdumu, yağlı peynirimi bastım eve gittim. o heyecanla hemen duşa girdim. mis gibi kokuyordum. ve telefon geldi arkadaşlardan; 10 yıl öncesinin kopamamışlığıyla sakaryaya çağırıyorlar. gittim..
biraz dizi, biraz futbol, biraz kadın, biraz sex sohbeti, biraz dart oyunu ve 3 kişinin içmiş olduğu 2 kasa biranın ardından içilen bol sarımsaklı çürük ve ardından yatağa ulaşma. sabaha kadar buzdolabı ve yatak arasında yaşanan su mücadelesi.(kendimde o gücü bulsam buzdolabını kırıp mutfağa özgürlük, evime demokrasi getirecktim)
6 saatlik bir uykunun ardından öğle 2'de uyandım. soğuğa yakın ılık suyun altına girdim.(bir kadınla duş almayalı epey olmuş onu düşündüm)
sıkıldım yazmaktan..

şimdi altınbaşımda kalan 2-3 dubleyle birbirimize bakıp gülüşüyoruz. bir şişe ne hayatlar barındırıyor, bir barınak ne hayatlar.
güncel Önemli Başlıklar