bugün

Evet efendim büyük bir sırra vakıf olmak demektir bu. Bir taze fasulyeden hareketle bunu yapmak imkansızdır demeyin. Ufak bir sorgulama insanı daha büyük bir sorgulamaya götürür. Sonunda da asıl sorular karşımıza çıkar. Yani bittabi mümkündür bu durum demek istiyorum.Gelelim mevzuya:

Ağzıma aldığım her kaşıkta taze fasulye lezzetinin buruk kalmasının sebebi olan kılçıklar, işte bütün mesele bu lanet olasıca kılçıklardı. Sonra dedim ki kendi kendime, anasını sattığımın dünyasında kusurlu olmayan hiçbir şey yok.Şu güzelim nimetin bile kötü bir tarafı var ve tadı ne kadar güzel olursa olsun işin bütün esprisini kaçırıyor ve her şeyi berbat ediyor. Ardından 'böyle olmak zorunda mı ki?' dedim Evet, diye cevap verdim. Çünkü burada bir mücadele söz konusu. Tanrı,doğa,hayat ya da her neyse, sürekli mücadele halinde olmamızı istiyor bizden. Fasulyeyi yerken bile. Hiçbir zaman kolaylık, rahatlık verilmediği gibi keyfetmemiz de adeta yasaklanmış gibi. Başka bir örnek üzerinden devam ettim. Karpuzu düşündüm. Hapur hupur götürmek istediğimiz o sulu, kıpkırmızı, yazarken bile ağzımı sulandıran o karpuzları yeme keyfinin içine eden şey nedir? Doğru bildiniz, çekirdekleri. Karpuzu satın alacak parayı kazanması başlı başına bir mücadele iken tanrı, o aldığımız karpuzu da bize öyle kolay yar etmemek adına bir engel, bir mücadele daha olarak çekirdekleri koymuş sanki. Peki, karpuzu yedik bitirdik mücadele biter mi? Hayır tabii ki. Sonra da tuvalet maceramız başlar. işte dostlarım, hayat gördüğünüz ve yaşadığınız üzere böyledir. Zordur,çaba ister. Kimileri de işte benim gibi bu sürekli çabalama durumundan yakınmak adına ufak bir çaba daha gösterip böyle bir başlık açar. Çabasız, mücadelesiz, esenlikle kalın. Ya da ben iyi bitiremedim kapanışı ismail Abi yapsın:

-Olum bu kadar üzmeyin lan kendinizi, valla ölürsünüz ha.
güncel Önemli Başlıklar