bugün

her fırsatta tayyip'in inönü'yü karalayarak güya chp yi kritik etmesidir. o zamanın şartlarını yaşamadan konuşmak abesle iştigaldir. kendi daha dünkü demeçlerine ters düşendir ve de ceddinde ne var ne yoktur acaba. not: chp li değilim.
türkiye cumhuriyetinin anasını ağlatan adamı eleştirmesidir. doğru ve haklıdır.
inönü'nün hata ve günahlarının hesabını kılıçdaroğlu'na kesmesi yersizdir.
özeniyor inönünün kısmi diktatörlüğüne erişti geçmeye çalışıyor ancak inönü 25 seneden fazla üst üste devlet yöneticisi olmuştur bunu geçmesi zordur yaştan dolayı.
inönü'nün yaptıkları elbette eleştirilebilir. Dürüst, makul, orta zekalı bir insan olmak yeterli bu dönemdeki siyasi hataları, hukuksuzlukları anlamak için. Lakin inönü' nün hatalarını sırf onun partisinde bulunduğu için bugünkü siyasilere bağlamak zihni melekelerde teşevvüs husule geldiğinin belirtisidir. O kadar inönü lafı geçiyor ki ninem bana ' erdal inönü ölmedi mi hala?' diye sordu. Yok bu onun babası 60 70 yıl öncesinin mevzusu dedim. Tarih yapacaktır değerlendirmesini.
Almanya iki dünya savaşını kaybetti ancak o dönemin siyasetçilerinin bugün almanya' da sert eleştirilere maruz kaldığını sanmıyorum ki biri hitler olmasına rağmen.
Biz hala enver paşa alman hayranıydı demeye devam edelim.
açıktan atatürk'e birşey diyemediği için, inönü üzerinden o dönem yapılanları eleştiriyor aklı sıra.
"iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır" sözünden bihaber hırsız başbakanın yersiz söylemleridir.
bir başbakanın 407 azerbaycanlı türkün ruslar tarafından kurşuna dizilmesine göz yuman inönüyü dilinden düşürmemesidir.
http://www.youtube.com/watch?v=9bZNcVmVI0w
nedendir acaba türk düşmanlığından mıdır?
ölmüş adamın arkasından konuşmak o adamın dinine göre çok iyi bir şey demekki. bizim dinde öyle değil. sormak lazım.
muhafazakar iktidar ve partilerin klişe refleksi, inönü chp'sine atıfta bulunmaktır. her ne kadar ebediyete kadar iktidar olamayacaksalar da, sırf laiklik dalgasına %25 oyla kapıyor her seçimi. seçmeni kemikleşmiş çünkü.
ister sev, ister sevme. bu ciddi bir potansiyeldir. bunu bilen yandan çarklı muhafazakar siyasiler, yıllardan beri, chp'nin üzerine oynuyor. her gelen chp'nin allah ve din düşmanı algısının üzerine bir tuğla koyuyor. 2001 doğumlu çocuk: "dinsiz chp ne yaptı yıllarca?" diyorsa, bunun adı propagandadır ağa.
zaten yıllardır chp eleştirilirken, ya "allahsız" yada "lidersiz" olmasıyla eleştiriliyor. 80 yıldır böyle, hiç sapmaz. hep türkçe ezan, atatürk'ün rakı içmesi gibi kronik argümanlar tekrar ve tekrar türetiliyor. tüm muhafazakar kanadın ortak düşmanı olduğu halde, chp aleyhinde yıllanmış bu projelerden başkasının üretilememesi ayrı ilginç. insan ister istemez şunu soruyor; "abi bu adamlar o zaman cidden temizler. baksana, adam 80 sene öncesinin dosyalarını ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyor" gerçi, yeni dönemde bir de kılıçdaroğlunun apartman yöneticisi tipli olması var. bunun adı da, ad hominem tarzı siyaset oluyor. girmeye gerek bilenem yok.

1930 ve 40'lı yıllardan söz edip, bugünün değişen dünyasıyla o günü yargılamak da ayrı bir ipnelik. düşünsene, dönemin bütün demokratik toplumları faşizm dalgasına tutulmuş, ırkçılık almış başını gitmiş, adam chp'yi dikatöryayla suçluyor.. misal devrin cumhuriyet gazetesine bakarsanız, ciddi bir nazi hayranlığı görürsünüz. mahreçleri almanya şehirlerinden, başlıkları da alman ajanslarından birebir geçerler. o dönemin insanın demokrasiden anladığı buydu. binlerce yıldır bilinen demokrasi, ilk kez ciddi anlamda pratik ediliyordu ve sancılı bir ilk evre geçirmesi son derece doğaldı. ve türkiye gibi belli başlı dönüşümleri geçirememiş ülkede de böyle oldu. gerçi, bu eleştiriyi yapanlar, sandığa gidip oy atmayı demokrasinin tek gereği olarak gören tipler olduğundan, şaşıramıyorsunuz da. sırf kendisine muhalif diye polislerin döverek öldürdüğü adamı terörist olarak lanse edip, ölümüne "oh olsun" diyen adamlar, kalkar atatürk dönemi yargı sistematiğini, idamları eleştirir. hakikaten garip ya. objektifsen ikisini de görürsün abi, sonuçta ikisi de aynı durum.

işin başka bir tuhaf yanı; hem yıllarca iktidar olamıyor diye chp taşşağı yapıp, hem de "onlar size hizmet getirmedi, biz getiriyoruz", diyerek paradoksa düşmek. adamlar 50 den beri iktidara gelemediği halde*, her ne hikmetse her şeyin sorumlusu chp oluyor. yol yapılmamış deyip, taşı chpye atıyorlar. hayır, adamların "yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" diyebilecek bir backgroundu bile yokken, nasıl fatura bunlara kesiliyor lan? adamlar 64 yıldır yoklar amk.
bir de "darbecilerle iş birliği yaptılar" goygoyu var. abicim, 80 darbesi gibi bir müdahale sonrası yapılan ilk özgür seçimlerinde, bugün bb olan adamın hasretle andığı bir muhafazakar olan özal iktidara geldi. (bkz: #23604013) o dönem chp de, diğer partiler gibi siyaset yapma yasağı yedi ve bundan sonra bölünerek shp'yi çıkardı içinden.
bi de, bugün; "darbeler bizi yıprattı, demokrasimizi yıprattığı gibi..." diyen şair ruhlular, akşama kadar dalgalarını geçtiği gommünistler darbe yıllarında tankların önünde patır patır ölürken, kendileri sokağa inmeyerek, evlerinde; "30 yıl sonra nasıl yaparız da, darbeden mağduriyet yaratırız?"ın hesapları içinde sıcak kahvelerini yudumluyorlardı.
her taşın altından chp çıkıyor, hem de her halukarda.

ha bana de ki, "siyaseti hollywood gibi düşün abi, kötü bir karakter olmak zorunda ve chp bu kötü çocuğu uygun gördük" anlarım, taşşamı ye yani bunu dedikten sonra. tabii, bunun sana olumsuz etkisi de var. mesela 99 seçimlerinde baykal'lı chp %9.9 iken bugün %29 sınırına dayandı iyi polis-kötü polis dalgasından. yarın oligarşi değişse, bu adamlara bahşettiğin potansiyel nedeniyle, iktidara yine bu adamlar gelecek.

bugün, bunları rahatça söylemeni sağlayan adamların iktidarının eksik yönlerini es geçip, tek taraflı ötme gözünün yağını yiyim.

şimdi derin bir nefes al eksi vermeden önce, rahatla.. bu satırlar bir kemocanın kaleminden dökülmüyor ceylan gözlüm.
benim söylemek istediğim, bu demokrasi değil, sadece siyaset kardo. eleştirdiğin adamlar kadar, sen de bu işi 1930 lardaki gibi bellemişsin.
bu milletin başına iki büyük felaket gelmiş idi.
1- inönü
2- demirel

şu an üçüncü felaketi tatmaktayız.

üçüncü felaketin birinciyi sık sık anması olayıdır...