bugün

Amerikan musevi cemaati tarafından verilen ödüldür.
Tayyip Erdoğan, 26-30 Ocak 2004 tarihleri arasında Amerika'ya gitti. Ziyaretinin ilk gününde HSBC Bank'ın New York'taki merkezinde Musevi lobisinin önde gelen kuruluşu olan Amerikan Musevi Kongresi'nden (AJC) "cesaret ödülü" aldı. Aynı mekânda Erdoğan'ın onuruna yemek verildi. Erdoğan, ödülünü aldıktan sonra şöyle konuştu: "Türkiye ve israil arasında her zaman varolan dostluk, karşılıklı anlayış ve güven temelindeki ilişkilerin son dönemde kazandığı ivmenin altını memnuniyetle çizmek isterim." Türkiye'nin terörün her türlüsüne karşı olduğunu belirten Erdoğan, Amerika'nın uluslararası terörizmle mücadelesini de 'kalben' desteklediğini belirtti.

AJC tarafından bugüne kadar on kadar kişi ödüle layık görüldü; bunlar arasında israilli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan.

Peki, o dönemden bu döneme ne değişti de tayyip erdoğan, açıklamasında belirttiği "uluslararası terörizmle mücadelenizi destekliyoruz" cümlesini unuttu. şimdilerde tayyip erdoğan mı değişti, yoksa şartlar mı ilişkileri bu noktaya getirdi. peki, israil'e son dönemde esip gürleyen "recep bey" bu tutumunu neden "yahudi cesaret ödülü"nü iade etmek gibi somut bir adımla desteklemiyor?
[http://www.youtube.com/watch?v=aUfWEVVdcbA ] nedenleri ve nasıl olduğu burada .
eksik bilgi. üstün cesaret ödülüdür o.

edit:imla
bu ödülün alınması için kişinin israil ve siyonizm e yapacağı hizmet ve yeterliliğini anlatarak başınızı şişirmek istemiyorum.
merak eden araştırsın ya da bilen, bilmeyene anlatsın.
bu ödül neden oskar schindler e verilmedi? ya da diğer nazi soykırımına uğrayan yahudileri kurtaran, nazi faşizmine direnen, mücadele eden, ölen, ülkeleri yerle bir olan-bombalanan insanlara-ülkelere verilmedi?

aslında bu ödül; soykırıma karşı direnen ve yahudilerin hayatını kurtaran insanlara verilmez. yahudileri devlet sahibi yapanlara ve bu devlet için çalışanlara verilir. bu ödülü alan insanları ve ödülü veren kurumu inceleyin. israil çıkarları için çalışmış ve devlette bakanlık-yöneticilik yapmış insanlardır. ödülü tarihte yapılan soykırıma direnişe yada bu insani davranışa veya peygamber (s.a.v) islam a fatih e bağlamaya çalışan bilgisizler gibi davranmayın.

burada sayın başbakanı eleştirmiyorum. diyelim ki sizin gibi okuduğunu anlamayan bilgi özürlü biri olayım. siyasi-dini vb gerekçeler ışığında körü körüne bir teslimiyetçi ve biat kültüründe davranayım.
ama, son zamanlarda filistin e yapılan soykırım ve insanlığa sığmayan zulüm e sessiz mi kalacağız. neden en büyük protestoyu yaparak one minute derken madalyayı suratına atmadık? kişiye verilmedi ise devlet olarak ve insan olarak hadi bir de müslümanlığı katarak toplumsal tepkiyi vermedik.

kore savaşında diğer abd li ve avrupalı-koreli askerlerin kaçtığı gibi kaçmayarak kanlarımız ile bir devleti ve oradaki insanları kurtardığımız için türk milleti-ordusu için verilen madalyaları, kıbrıs savaşında ambargo nedeni ile abd ye geri yollayan koreli gaziler olmadı mı? o gaziler madalya bana verildi kanımı akıttım veya şehit arkadaşlarım için yada devlet-ordu için aldım deyip çamura yatmadı.

her ne olursa olsun bir ödül yaptığınız hizmet için olur. ve bu hizmet şu an ortadoğuda faşizm uyguluyor. soykırım yapıyor. geçmişte mazlum olan günümüzde cani olmuştur. üzüm suyu şaraba dönmüş ama hala ne de olsa üzüm suyu diyen düz mantıklı ve at gözlüğünden bakan cahiller dünyayı-coğrafyaları-insanları gözlemlemeden yorum yapmasın. burada yensen de yenilsende tarzı gs-fb taraftarlığı yapılmıyor.

not: eksileyen ezikler, acınası halde olmalarını bilgisizliğe yormalı ve tepkisini kendi beyinciklerinde sorgulamalı.
Recep tayyip erdoğan'a verilen 'yahudi üstün hizmet madalyası'dır.

--spoiler--

aynısı Çevik Bir'e de verilmişti. AKP'nin medyadaki seslerinden Vakit Gazetesi Çevik Bir'e ödül verildiği vakit gazetesindeki başlık; Yahudilerden üstün hizmet ödülü idi. Fakat aynı ödül Tayyip erdoğan'a verilince 11 Haziran 2005 tarihli Vakit Gazetesi'ndeki başlık; Musevilerden Cesaret Ödülü oldu. Gerçekte bu ödülü Yahudiler kendilerine üstün hizmet edenlere veriyor. Bu ödülü kısa adları ADL ve AJC olan kurumlar veriyor Amerika'da. Yani Anti Defamation League ve American Jewish Committiee (Amerikan Musevi Komitesi).

Ayrıca Tayyip ve Çevik Bir ikilisinin 16 Temmuz 2002 tarihinde (genel seçimlerden önce) ABD'ye Jewish Comitte'nin davetlisi olarak gittiğini ve JINSA (Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü) yetkilileri ile de görüşmeler yaptığını hatırlatırım. Haberin ve görüşmelerin ayrıntılarını AKP'nin medyadaki sesi 'Yeni Şafak' gazetesinin Yazı işleri Müdürlüğü'nü yapan Nasuhi Güngör'ün 'Yenilikçi Hareket' adlı kitabında 'Yahudi Komitesinin davetlisi' başlığı altında bulabilirsiniz.

1993'teki Yahudi Düşmanı Tayyip 2004'te Yahudilerden Üstün Hizmet Madalyası Aldı.

Tayyip Yahudi Üstün Hizmet Madalyası aldıktan sonraki teşekkür konuşmasında şunları döktürdü:

''Musevi düşmanlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür katliamla sonuçlanan bir sapkınlıktır sapıklıktır. Soykırım, etnik temizlik, ırkçılık, islam düşmanlığı, Hıristiyan düşmanlığı,yabancı düşmanlığı ve terörizm geçmişten bugüne kadar devam edegelen kötülüğün farklı yüzleridir. Başka dinlere hoşgörü göstermek bize Peygamber mirasıdır. Musevi düşmanlığının Türkiye'de yeri yok.''

Tayyip erdoğan bu açıklamayı yaparken 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde Bülent Arınç, Şeref Madalyalarımız dediği konuşmalar silsilesinde Yahudiler için şöyle demişti:

''Şöyle bir hadisi şerif var Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Bu harpte Müslümanlar galip gelecektir ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ağaçlar haber verecektir. Ey Müslüman arkama Yahudi saklandı gel onu öldür, diyeceklerdir.''

Ayrıca Tayyip erdoğan Refah Partisi istanbul il Başkanı iken Yörünge dergisinin 8 Ağustos 1993 tarihli sayısında Ali Akel'le yaptığı röportajda aynen şu ifadeleri kullanmıştı:

''israil zihniyet itibariyle insan denilen mükemmel varlığı varlık sebebi dışında tanımlayan emperyalist şovenist bir anlayışın ifadesidir. Türkiye'nin israil'i tanıması tarihimiz açısından ciddi bir talihsizliktir. Bizim tarihimize sürülmüş bir kara lekedir... Ortadoğu'daki kanser mikrobu olan bu zihniyeti sulamak beslemek kadar büyük bir zulüm olamaz... israil'i devlet olarak tanımıyorum.''

Amerikan uşaklarına Yahudilerden üstün hizmet ödülü veren ADL'nin kim ne olduğunu ne yaptığını bilinmezse bu ödülün anlamı havada kalır.

Tayyip erdoğan'A Yahudi Üstün Hizmet Madalyası Veren ADL Kimdir Neye Hizmet Eder?

20 Kasım 1992 tarihli AKP'nin medyadaki diğer yayın organı Zaman Gazetesi'nin 2. sayfası. Başlık aynen şu şekilde: ABD'de Yahudi mafyası: ADL; Yunus Altınöz imzalı haberin ayrıntıları da şu şekilde. Bir bölümünü yazıyorum:

''ingiliz Farmasonluğu'nun Yahudi kolu olan B'nai Brith'in etkisi altındaki ADL 1913 yılında kurulmuştur. ADL adeta Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir. Kurdukları Denizaşırı Yatırımcılar Servisi adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir.

işgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs'ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesindeki geniş arazilerin kanunsuz alım satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL'nin varlığını ortaya koyuyor. ADL'nin bilinen cinayetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985'te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov evinin önünde bombalı saldırı sonucu öldürüldü. Musevi iken Hak din islam'a dönüş yapan Prof. ismail Raci Faruki ve eşi 1985'in Ramazan'ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürüldüler. Gandhi ve Palme suikastlerinin arkasında da ADL'yi görüyoruz.''

Kim yazıyor bütün bunları? 20 Kasım 1992'de Zaman Gazetesi...

1992'de ADL Düşmanı Olan Zaman Gazetesi 1998'de ADL'ci Kesiliyor.

Gel gelelim zaman geçiyor devran dönüyor Hz. Muhammed Mustafa ümmetini ve Türkleri dinlerarası diyalog; saçmalığıyla Hıristiyan ve Yahudilerle dost kılmaya çalışan aynı Zaman Gazetesi tarihler 10 Mart 1998'i gösterdiğinde Tayyip erdoğan'A Yahudilerden üstün hizmet ödülü veren ADL hakkında bu sefer 180 derece çark ederek aynen şunları yazıyordu. Değiştirmeden harfi harfine veriyorum:

''3 gündür Türkiye'de bulunan Yahudi Liderler Heyeti Başbakan Yılmaz Orgeneral Çevir Bir TBMM Başkanı Çetin ve Dışişleri Bakanı Cem'den sonra Fethullah Gülen ile görüştü. 55 Yahudi örgütünü temsilen Türkiye'de bulunan 59 kişilik Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti Fethullah Gülen'in Türkiye'deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın Barış asrı olması açısından önemsediklerini ve söz konusu projeye büyük ilgi duyduklarını belirttiler.''

Görüşmede; Gülen'in ABD'nin en etkili Yahudi Lobisi olan ADL'nin (Anti Defamation League) teklifiyle hazırladığı; hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap da gündeme geldi. Gülen ingilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu bittiğinde insanların hizmetine sunacağını söyledi. Kitap ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanına dağıtılacak.''

AKP Genel Başkan Yardımcısı Cumhurbaşkanı Adayı Abdullah Gül de ADL'nin başı Abraham Foxman ile Tayyip erdoğan arasındaki iki saati aşan bir görüşmeyi ayarlamıştı. ADL daha önce de Gülen & Papa arasındaki görüşmeyi organize etmiş (Fethullah Gülen röportajında Papa ile görüşmeyi ayarlayanın ADL olduğunu bizzat açıklamıştı: "Birkaç ay önce Abramowitz cenaplarının yardımıyla bu buluşma gerçekleşti" - 8 Şubat 1998) ve Gülen ADL'nin başkanlarından Leon Levy ile birlikte fotoğraflar çektirmeyi ihmal etmemişti. (Morton Abromowitz ABD Ankara Eski Büyükelçisi CIA Başkanı Adayı Carnegie Vakfı Başkanı'dır)

alıntı
--spoiler--
siz öldürmeyi iyi bilirsiniz dedikten sonra bile bir türlü atamadığı ödül. şu da bir gerçek ki, ister süper bir müslüman olsun ister dört dörtlük ateist olsun ister solcu ister sağcı olsun, bu ülkede iktidar olmak isteyenler bir şekilde bu ödül sahiplerine hizmet etmek durumundadır. aksi halde "ayar" yiyorlar.
jitim'in doğuda sıradan bir bakkala her gün çay içmeye gitmesi ve sonunda halkın onu jitemci diye linç etmeye çalışması durumu gibi bir durumdur.

israil sizin bu yönünüzü iyi kullanacağını bildiği için bu yollara başvuruyor.
sn. başbakan ın etrafında aklı başında olan bir insan olsa bu durumlar olmaz. dış politika ve siyasi-ekonomik gerçekler ışığında yönetici olanlar duyguları ile değil aklı ile hareket eder. burada eleştiri veya saptamaları objektif olarak yapmalıyız.

uluslar arası ilişki okuyan veya siyasal bilimlere hazırlık okuyan öğrencinin yapmayacağı hataları dış politikada yapıyoruz. örn; israil de elçilik görevi olarak ki, elçilikte mevkisi-sorumluluğu ne olursa olsun bir insan tc devleti adına görüşmeye gider iken ibranice bilmesi bilmese bile yanına tercümanı alması gerekir. bu insan oradaki kültürü de bilmeli ve yapılan hareketin aşşağılama veya diplomatik nezakete uygunluğunu görebilmeli. gazeteciler uyarmasa oradaki rezalet video sitelerine düşecek cinsten di.

aynı şekilde başbakan bu ödül olayında tavrını koymasa-koyamasa bile, ödülün verilmesinde etkin olan insanın akrabaları devreye sokularak yabancı basın aracılığı ile bir protesto ve hükümet-dış işlerinden 1-2 bürokrat katılımı ile basın açıklaması yapılabilir di.

daha da amiyane bir örnekleme gerekir ise; istenmeyen misafire ev sahibi yerine küçük çocuğun ''neden evimize geliyorsun'' tepkisi tarzında bir yaklaşım yapılabilirdi. sorunu siyasi arenada değil ahlak kuralları çerçevesinde akıl yürüterek tartışmalıyız. çoğu olumsuz örnekleri sıralayabiliriz ama en önemli neden ülkemizde işe göre adam değil adama göre iş seçme hataları ile diyet borcu-biat kültürü ve kendi siyasi düşüncemize göre adam seçme olduğunu gizleyemeyiz.
israil resmen 9 vatandaşımızı katletti, şu aldığı ödülü dahi geri iade etmedi.

(ABD'de bu ödülü geri iade eden kimi insanlar kadar dahi olamadı. Örnek;Newsweek yayın yönetmeni Fareed Zakaria ADL'nin yaptığı "cami muhalefeti" nedeniyle aldığı ödülü geri iade etmiştir.)
2. Dünya savaşında soykırıma uğratılan Yahudileri KURTARAN TÜRK DiPLOMATLARI ADINA (…) “ almış böyle bir yalan olabilirmi?ADL siyonizme hizmet ödülü vermek için 65 yıl beklemiş.
israil resmen 9 vatandaşımızı katletti, şu aldığı ödülü dahi geri iade etmedi.

-ABD'de bu ödülü geri iade eden kimi insanlar kadar olamadı. Örnek;Newsweek yayın yönetmeni Fareed Zakaria ADL'nin yaptığı "cami muhalefeti" nedeniyle aldığı ödülü geri iade etmiştir.)
2. Dünya savaşında soykırıma uğratılan Yahudileri KURTARAN TÜRK DiPLOMATLARI ADINA.
güncel Önemli Başlıklar