bugün

gizemlerle dolu olan ülkemiz topraklarında yaşandığına inanılan bir olaydır. ankara'nın kızılcahamam ilçesinin taşlıca bölgesi'nde tam istanbul yolu çıkışıda bir kaya topluluğu göze çarpar. ilk bakışta herhangi bir kayalık görüntüsü verse de dikkat edilince gerçekten hala orada yaşandığı idia edilen olayın izlerini taşımaktadır. rivayete göre bu kaya yığını aslında burdan geçmekte olan ve geçerken bölgede bulunan yatırın yakarışı ile taşa dönen gelin alayıdır. rahatsız olduğu gelin alayını allah'a havale etmiştir. yine eren olan kırmızı ebe'nin oğlu olan oruç gazi hazretleriymiş. rahatsızlığı ise davuldan değil de gelin ve ailesine yapılan haksızlıktanmış. olay ise şöyledir: gün gelir o yörenin en güzel kızlarından olan nigar ve bölgede çobanlık yapan genç birbirlerine aşık olurlar. köyün biraz yukarısında bulunan kösten köyünde yaşayan güçlü bir ağanın oğlu da nigarın güzelliğinden etkilenir ve onunla evlenmek ister. nigarın babası kızının gönlü olsun ister ve çobanla evlendirmeye karar verir, ancak ağa kızı oğluna almak ister ve nigarın babasını tehtit etmeye başlar. bunun sonucunda baskılara dayanamayan baba kızının varlıklı ailenin oğlu ile evlenmesini kabul eder. düğün günü kapıya dayanır ve davullu zurnalı erkek tarafı kızı almaya gelir, acılı baba ise ağalar, kızımı zorla aldınız bari davul zurna çalmayın, içim dağlanıyor diye feryat eder. varlıklı aile kimseyi dinlemez ve davul zurnayla olabildiğince güçlerini kanıtlamaya çalışırlar. gelin alayı oruç gazi'nin yanından geçerken eğlence devam etmektedir de derinden bir ses, ağalar garibin ciğerini aldınız bari davul zurna çalmayın der ve bunun üzerine üç kes davulu durdurun, davulu durdurun, davulu durdurun der. gelin alayının durmaya niyeti yoktur. oruç gazi bunun üzerine size ne denilebilir ki sizi allah'a havale ediyorum diye seslenir. sonrasında sessizliğe bürünen hava birden patlayıverir ve toz duman olur, ortalık sakinleştiğinde ise gelin alayından geriye köyün yamacında bir taş yığını kaldığı görülür. bölge kızılcahamam belediyesi tarafından koruma altına alınmıştır. bizzat gidip görenler bu müthiş olaya tekrar tanıklık etmişcesine hayretler içinde kalıyor. gelin kayası(yazılı kaya) aşınmış olmasına rahmen seçilebilmektedir. atın üstünde bulunan gelin içi hala boş ve durulduğunda ses gelen davul, eğlenen insanlar, gelinin çeyizi bu olayın en büyük kanıtları oldukları söylenmektedir.

http://www.fikrimyok.com
değişik versiyonları bulunan anadolu efsanelerden birisi.
yamulmuyorsam sadettin teksoy'un ekranlara yansıttığı bir haberi de mevcuttu.
hurafedir. peygmaberimiz s.a.v. den sonra cezalar yer yüzünde değil, ahirette verilecektir.

doğru iş yaptığı zannıyla yalan söylerek insanları dine çağırmanın sevap olacağını sanan kişilerce uydurulmuştur. oysa peygamber s.a.v. hiç yalan söylememiştir.
güncel Önemli Başlıklar