bugün

türkiye'de var olmuş, günümüz itibari ile varlığını sürdüren veya sürdürmeyen herhangi bir "dini" topluluğun atatürk'ü sevmediği ve mantıken de sevemeyeceği gerçeğidir.

atatürk, tam anlamıyla bir "görev adamı" ve ciddi bir askeri dehadır. atatürk, vahdettin ile(ki bir çokları vatan haini olduğunu söylerler götlerini yaydıkları yerden) yaptığı özel görüşmenin ardından(resmi osmanlı tarihi arşivlerinden ulaşılabilir bu görüşmenin yapıldığı bilgisine ama görüşme içeriğine dair hiç bir bilgi yoktur.) samsun'a gönderilerek, anadolu insanını bir savaşa hazır olmaları noktasında örgütlemekle görevlendirilmiş ve bunu da layıkıyla başarmış bir görev adamıdır. sonradan kimi tarihçilere göre vahdettin'i satmış ve halkı, padişaha düşman etmiştir; kimi tarihçilere göre de vahdettin'in, tam da kendisine buyurduğu üzere "istanbul hükümeti'ni tanımamış" ve böylece de dışarıdan gelebilecek daha ağır bir baskı kırılmıştır(ki bu daha akla yatkın durmaktadır ve bunlar lise kitaplarında yazmaz). belirttiğim üzere gülhane'deki, osmanlı tarihi arşivi'nde de ilgili dökümanlara ulaşılabilir vahdettin-atatürk arasındaki içeriği gizli görüşmeye dair.

atatürk'ü yeterince anlattığımızı düşünüyorum. anlamamakta ısrarcı olan da isterse açıp araştırsın. bilgi, şırıngayla enjekte edilir bir şey değil nihayetinde...*
sonrasında cemaat ve tarikat kısmına gelelim meselenin. efendim cemaat ve tarikat dediğimiz her iki oluşumda da kuruluş amacı "insanların dini doğru yaşaması" gibi ulvi ve uhrevidir. ve fakat işleyişin pek de böyle olduğunu söylemek mümkün değil. neden mi? çünkü işin içine insan(ve haliyle dünyevi menfaatler) giriyor. geçmişten-günümüze bakıldığında hiç bir cemaat, tarikat yoktur ki varlığını sürdürmesine rağmen uhrevi olan kuruluş amacından sapmasın. topyekün "yok" diyerek haksızlık da etmeyelim ama ben görmedim şimdiye değin cumhuriyet dönemindeki şahitliklerimde ve araştırdıklarımda.

şimdi sıra geldi aradaki bağlantıyı kurmaya... dini doğrulardan yola çıkarak kendi cemaatimi oluşturacak olsam. dini, kendimce ve akli bir şekilde yorumlayarak insanların karşısında "saygın" bir "alim" olmak istesem önümde tek bir engel olurdu. ney mi? kur'an-ı kerim'in, benim bulunduğum topraklardaki dilde açıklanması. ötesi yok... misal kur'an'ın, türkçesi olmasa insanlara "dine dayalı" olarak yutturabileceğim çok fazla şey olurdu. ama kur'an'ın, türkçesi varken benim yazdıklarımı, orada yazanlarla sınayacak insanlar. ve açık verince şarlatan durumuna düşeceğim. ne kadar fakih, islâm alimi bağlamış olsam ve onlara türlü açıklamalar getirtsem de insanların elinde, kılavuzun kendisi var, aldanırlar mı?

velhasılı demem o ki bu düşmanlığın yegâne sebebi, benim düşünce yapım ve bakış açım ile atatürk'ün, kur'an'ı, türkçeleştirmesi ve "insanlar anlasınlar" demesidir. ben de şeyh olsam, dini konularda kendimce ilmi bir şeyler yazacak olsam sevmezdim buna sebep olan adamı... üste bir de diyanet'i kurmuş bu adam böylelerine pabuç bırakmamak için ki ahirette dahi iki elim yakasında olurdu böyle bir adamın.

allah'tan, risale yazmak niyetinde değilim de böylesine bir düşmanlık yaşamıyorum, dünyanın kabul ettiği bir dehaya karşı.*
televizyon ve radyo kanallarında atatürk'e saldıramamamın verdiği hırsla atatürk'ün çevresindeki insanlara saldırıp değişik imalarda bulunmanın ve internette atatürk'e en alçak şekillerde saldırmanın altında yatan,80 yıldır değişmeyen gerçek....
bir miktar kuyruk acısı, bir miktar koyun psikolojisi, bir miktar cahillik ile ortaya çıkmış düşmanlıktır.
"bizim devlet idaresindeki ana programımız, chp programıdır. bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."

ben de olsam düşman olurdum. kökünü silip atmamış paşamız. tarihten silecekmiş ama kalkmış türkçe olsun demiş, diyaneti kurmuş. halbu ki neyse...
geçmişten günümüze asla silinmeyen şemsiye izi esas sebebidir.açılmıştır ve asla çıkmayacaktır içlerinden.
var olduğunu sandıkları tahtlarını sallantıya sokacak diye duydukları düşmanlıktır.
9 yaşında kızlarla evlenme hayallerini kaybettiklerinden dolayıdır.

diğer müslümanlı coğrafyalara bakıyoruz, arabistan, afganistan, yemen vs. burada müslümanlar 9 yaşında kızlarla evlenebiliyorlar. çünkü kanunları gökten indiğine inanılan bir kitap olan kuran-ı kerim ve haliyle islamiyet koyuyor.

ama türkiye'de bu olay gerçekleşemiyor.

zannımca bu ortaçağ öğretisi zavallılarının düşmanlık sebebi bu.

cumhuriyet bu köpeklerin ağızlarına sıçmış. biraz daha havlarlarsa biz de sıçarız.

gönlünüz ferah olsun.
genelinde atatürk'ün istiklal mahkemeleri vasıtası ile dindarları astırdığı, tekke ve zaviyelerin kapatılıp, kılık kıyafette reform yapmasıyla da islamiyeti bu ülkede bitirmeyi amaçladığından mesnetle yapılan iddiaların aslı astarı olmadığı gün gibi ortada olan düşmanlıktır.
e peki be şerefsizler!!!
yedi düveli dize getiren ulu önder madem sizi yok etmek amacında idi ise siz kimsiniz?
nerden çıktınız?
nerden türediniz?
burada ya atatürk suçlu ya sizleri tohumlayan dedeler ve nineler...
ingilizleri, fransızları, arapları, rumları, ermenileri, italyanları ve hakkında idam kararı çıkartan, avrupalıya ülkeyi peşkeş çeken osmanlı götünü dize getirmiş adam! bir avuç zavvallı yobazı mı tüketemeyecekti?
yok ağa kesin karar verdim. deveye diken yobazı s.ken yaranır.

edit: şakirtler rahatsız. *
ezanı atatürk sayesinde dinlediklerinin farkında olmayan insanlardır.
1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk,Konya iline yaptığı bir ziyarette ilin medresesine de gider

görsel

Mustafa Kemal medreseden ayrıldıktan sonra yanındaki Sovyet Rusya Elçisi Aralov’a Önce medreseler hakkında bilgi vererek, Anadolu topraklarında halen delikanlıları askerlikten kaçıran 17.000 medrese bulunduğunu söyler. bu ülkeyi mollaların dualarının değil, Türk askerinin dökülen kanının kurtardığını söyler.

Buna karşılık bu dinci molla takımı, ülkenin dört bir tarafı işgal altında iken Askeri gücün oluşmasını engellemeye çalışmaktadırlar. Ki bu zihniyet ne yazık ki hiçbir zaman değişmemiştir.