bugün

propaganda kavramının ilk kez katolik kilisesi tarafından paganları hıristiyanlaştırmak, hıristiyanlığının lansmamını paganların anlayacağı dilde yapabilmeleri gayesi ile bir cemaat oluşturması sonrası ortaya çıktığını biliyoruz. . sonrasında propagandanın siyasi alana taşınması ise, birinci dünya savaşı ile olurken, ikincisi ile top yaptı..

nazilerin iktidara gelişiyle ve özellikle gobelles'in alman propaganda bakanı olmasından sonra, müttefikler aleyhinde başlatılan propaganda hayli yoğun düzeye erişti. naziler, üçüncü reich'e sızan müttefik ajanlarının almanyanın içme suyu şebekesini sabote ettikleri düzmecesini uydurarak, alman halkı üzerinde müttefik nefreti uyandırmışlardı.
öncesindeki birinci harp boyunca, savaş yanlısı amerikan başkan wilson, amerikan halkını savaş yanlısı yapabilmek için, sinema salonlarını kullandı. hergün, sinema öncesi 4 dakikalık kısa filmlerle, alman karşıtlığı yapıldı. almanların çirkin yönleri olduğu vurgulandı. almanların belçika sınırındaki mültecilerin bileklerini kestiğine dair yalanlar içeren propaganda uyguladı. propaganda sonuç verd ve amerika hemen savaşa girdi.

ikinci savaşa başlarda dahil olmayan amerika, henüz alman tank ve uçaklarıyla rekabet edemeyecek düzeyde olmasına karşın, kendi endüstrisini hayli öven filmlerde, alman silah sanayiine karşı olan güçlerine vurgu yapan kısa metrajlı filmelr yapıyorlardı. amerika savaşta bunlardan birisiydi.

bir başka ayrıntı olarak, savaş bıyunca almanların fransız siperleri üzerine meryem ana posterleri astıklarını da biliyoruz.