bugün

Doğru bir cümledir. Tarihe göz attığımızda genelde erkek egemenliği görülür. Bu durumda kadınlar hep aşağı durumda kalmıştır. Ancak Avrupa'da Rönesans'tan sonra kadınlar erkeklerle eşit duruma gelmiştir. Yinede büyük bir eser verememişlerdir.

Kadınların büyük bir çoğunluğu resim sanatında erkeklerden daha iyidir. Ancak büyük eserlere her zaman erkekler imza atmıştır. Bu da kadınların yaratıcılığının erkeklerden az olduğunu gösterir. Bunun hakkında birçok şey söylenebilir. Aynı zamanda kadınlar şiir, müzik, heykel, mimari, roman vs. gibi konularda eser verir ancak şaheser veremez. Bu devlet yönetimindede karşımıza çıkar. Tarihte erkekler şavaş çıkartıp savaşır ve savaşları bitirir. Genelde milli kahramanlar erkektir. Kadınların önyargılarına maruz kalabilirim ancak kabul etmeliler ki erkekler birçok konuda kadınlarda üstündür.

Büyük üstad Schopenhauer ise şöyle demiştir. ''Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel olgunluğa erişmesi o kadar geç ve yavaştır. Erkek akli meselesinin ve ruhi kabiliyetlerin olgunluğuna yitmisekizinden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise henüz on sekiz yaşlarında; fakat kadınların durumunda bu çok zayıf ve dar sınıflar dahilinde gerçekleşir. Bu sebepten ötürüdür ki kadınlar bütün hayatları boyunca çocuk kalırlar, çünkü her zaman içinde bulundukları ana sıkı sıkıya bağlı bağlı kalarak sadece kendilerine en yakın olanı, olmak üzere olanı görürler, gerçek yerine bir şeyin görünüşüne teslim olurlar ve en önemli işlere karşı önemsiz şeyleri tercih ederler...Eski zamanlarda Almanların yaptığı gibi, güç ve nazik meselelerde kadınlara danışmak hiçbir surette hafife alınacak bir mevzu değildir; çünkü onların meseleleri kavrayış ve değerlendiriş şekli bizimkinden oldukça farklıdır.''"Aşka ve Kadınlara Dair"
yanlış bir cümledir. erkekleri vermişlerdir, daha ne versinler.*
büyük eserleri erkeklerin, erkekleri de kadınların verdiği düşünüldüğünde yine ikileme sokan durumdur.

erkek egemenliği yüzündendir.

milyarlarca yıldır eşitlik eşitlik diye höykürdüler, kandırıldık. aslında değilmişiz. yoksa modern değil miyiz?
adı history** olan tarihin erkekler tarafından yazılması ve kadınların yazanlar tarafından silinmesinin sonucudur.

yani tarihte kadınların eserlerinin önemsizleştirilmesidir meselenin aslı.
tarihte kadınların verdiği en büyük eser, en büyük eserleri verenleri dünyaya getirmeleridir.
olaya nerden bakıldığı önemli olandır. eğer kadınları görmek istemezsen yapılacak bir şey kalmıyor. ama gözünü açarsan, dünyadaki savaşlar dışında her yaşanan şeyde kadın eli vardır. erkeklerin döktüklerini toplamakla görevlidirler çoğu zaman. düzeltmek. estetik hale getirmek gibi.
kadını doğurmaktan başka bi' işe yaramayan gerizekâlı bir tip olarak görenlerin güya annelerine saygı adına "erkekleri doğurdu onlar hacı" diye abuk bir yaklaşımına vesile olabilir bu durum.

"benim annem sadece beni doğuracak bir salaktır" demektir bu, ama söyleyen de erkek olunca altından hakim/erkekegemen ideolojinin fırlaması bizi şaşırtmamalıdır.
gelenek ve inanışların baskısından dolayı kadınların herhangi bir şeyde basarılı olabilmeleri için erkeklerden on kat fazla efor sarf etmesinin gerekli olmasındandır.
tarih yazımında yapılan yanlışlıktan ibarettir. "kadın erkek eşittir tımam mıı salaak!" şeklinde feminist ilkokul öğrencisi tavırları sergilemek istemesem de belirtmeden geçmek istemedim. eğer başlığımızın buram buram koktuğu gibi "her haltı erkekler yapar, kadınlar sadece tarihte izleyicidir." düşüncesi doğru olsaydı afedersiniz ama erkekten gelen milyonlarca sperm sadece bir tanecik yumurtayı döllemek için * yarışmazlardı, bir tane baba yiğit yeter, "höyt laayn" nidalarıyla tek başına fatih ürekin yılan dansı eşliğinde ağalar gibi gelir *, kızı alır giderdi.

(bkz: ve şimdi ayarlar)
görmesini bilemeyenlerin söylediği züğürt tesellisi şeklinde cümle.
kadınların kağıt üzerinde eşit görünmesinin anlamı olmadığının göstergesidir. ki bu kağıt üzerinde eşit olma durumu bile dünya gelinde yaygın değildir. her neyse yüzyılların, binyılların kadının rolü algısını değiştirmeye yetmiyor yasalar. dinler de buna çanak tutuyor, çanak tutma ne demek bihasa kadını toplum hayatından soyutlama derdinde, ikinci sınıf muamelesi yapıyor onlara.

misal bizde 21 yüzyılda hem de bir bakan "evdeki işler yetmiyor mu" diyebiliyor. kadının yeri evidir minvalinden deyişlere ise hiç girmiyorum.
diyeceğim,
ya ne olacağıdı?
eserden kastedilen bir başarı ise şayet; radyoaktiviteyi keşfeden ve nobel ödülünü alan ilk kadın olan madam curie'yi hatırlamakta fayda vardır.
Bu başlık için en iyi açıklama; Timaş Yayınları'ndan çıkan, yazarı Ali çimen olan, 'tarihi değiştiren kadınlar' isimli kitapta fazlasıyla var. Mata Hari'den Kösem Sultan'a kadar, tarihi değiştiren 30 ünlü kadının hayatları resimleriyle anlatılıyor. Lady Diana da var...

Tarihi değiştiren, dünyayı titreten kadınlar!
daha çok ilham vermelerinden ve de erkek egemenliğinden kaynaklı durum.
kadinlarin tarih boyunca ikinci sinif insan olarak gorulmeleriyle alakalıdır.

eski yunan da, kadınlar üreme amacıyla güce taparlar, bu nedenle sanata gösterecekleri ilgi göstermeliktir, sadece sanatı yapan insanın gücünden etkilendikleri için sanata ilgi gösteriyorlar düşüncesindeydiler. bu düşünce avrupa da da yüzyıllar boyunca devam etti, kadınların önemli sanat eserlerini hakkını vererek izlememeleri, en önemli diyaloglarda fütursuzca konuşmaları, örnek olarak gösterilmiştir.

'sanattan anlamayan sanata ilgi göstermeyen bir insan henüz insan değildir, hayvan gibidir, davranışları yaşamaya çalışmak yemek içmek ve üremekten ibarettir' düşüncesi ise kadınların ikincil sınıf olarak görülmesini güçlendirdi.

daha sonra feminizm ortaya çıktı. bazı kadınlar sanattan anlamaya başladılar.

muzik grubunu sadece yakışıklı solisti için seven, gitar çalan erkeklerin başlarına üşüşen, sacma tv programlarına kikikiki diyen, ve bu erkekler güçlerini kaybettiklerinde erkekleri şutlayan her kadın, kadınların sanattan anlamadıgı, sanatı sadece bir hiyerarsi unsuru olarak kullandıkları ve bu yuzden kaliteli eserler veremedikleri dusuncesini dogrular niteliktedir.
cehaleti suren ama erkek hegemonyasini devam ettirme gayretinde olan, dogmatik altyapisinin ustune ogrendigi kucucuk kucucuk bilgileri yorumlayip, dogmatikligiyle paralel yorumlar cikaran insanin tespit cumlesi.ayriyetten disardan bakildiginda insana at gozlulugun * esitlik denen basit seyi bile kabul etmesini engelleyecek duzeyde oldugunu hatirlatan kisidir bu.. ronesansta bagimsizligi oldugu zannedilen kadinin ne zaman esit goruldugunu ogrenmek isteyenlere nah buyrun burda:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kad%C4%B1n_haklar%C4%B1
bakin bakalim gunumuzun degerlerine yeterince ozgur mudur kadin.. yazik bir cumledir neden derseniz.. insan kendi anasini asaglar mi??

beklenmeyen edit:vay beah biri arti verdi sasirdim dogrusu.tesekkurler sikilmadan okuyan arkadasa...
tarihteki en büyük eseri amine isimli bir kadın vermiştir bize.

(bkz: hazreti muhammed)
kadını öteki ilan eden anlayışın maça bir sıfır önde başlama çabasıdır. işin dramatik ve komik tarafı da bu tespiti yapanın bir kadının göz bebeği en büyük eseri olmasıdır.
tarih boyunca erkeklerin kendilerini "üstün yaratılış" eseri olarak, kadınları ise sadece neslin devamını sağlayan unsur şeklinde görmelerinden kaynaklıdır. (bkz: beğenen alır gider beğenmeyen bırakır kaçar).
erkeklerin karar verme ve verdikleri kararı uygulayabilme kabiliyetleri, kadınlara göre fazla olmasındandır.

ama aslında başlık ile anlatılmak istenen farkılı şeyler olduğundan şahsımın da katılmadığı "cümle"dir.

(bkz: annem)
Çok doğrudur. Yineliyorum. Kadınlar erkeklerin gerisinde kalmış ve kalacak olandır. Daha fazlasını iddia edemezler.
büyük eser veren evlatlar yaratmaları dünyaya verebilecekleri en büyük eserlerdir.

p.s: mayoz ile mi çoğalıyorsun ? bakteri misin nesin?
büyük eser verecek kadınları ya cadı diye yaktıkları ya da or.spu diye çukura gömüp taşladıkları içindir.
büyük eserlere ilham olmalarındandır.
Büyük eseri verenlerin bir annesi olduunu göre asıl eser annelerin dolayısıyla kadınlarındır.