bugün

ülkemiz spor medyasının kanayan yaralarındandır.

bu noktayı yorumcular takım tutmamalıdır şeklinde algılamak isteyenler olabilir, öyle birşey demiyorum elbette. yorumcularda takım tutabilirler, ama holiganlık yapamazlar, yapmamalıdırlar.

kendi takımı haricindeki takımların adını söylemeye dahi tenezzül etmeyen, dal düzgün yorumlar yapanlar; sıra kendi takımlarına geldiklerinde fanatikliklerini gizleme gereğine hiç düşmüyorlar.

yönetimlerde bu tip yorumcuları, camialarının gazını almak maksatlı konuşturabiliyorlar. bu adamlar fanatiklik yapmaktan yorum yapma faslını çoktan geçmişler, mahallenizdeki kahvede farklı takımlardan olup çekişen dayılardan farkları kalmamış.

bir de zoruma giden, bu herifler neredeyse otorite kabul ediliyor.

zaman zaman lig maçlarında yorum yaptıklarıda oluyor. kendi takımlarına taktik vermekten geri durmuyorlar.

gelgelelim avrupa maçlarında da dikkatimi çeken şeylerden biri bu. elbette avrupa maçlarından türk takımını ön plana çıkarıcı yorumlar yapabilirler. ama rakip gol kaçırınca, "amann, yüreğim ağzıma geldi" falan gibi yorumlar duyuyoruz. ulan çıksam bende söylerim bunu? maçın gidişatına yönelsene, nerede profesyonellik? bunada sebep olan, yorumcu değil holigan olmaları.

böyle tipler sayesinde, uzun zaman oldu bi spor programı izlemeyeli. anca bazen istisnai adamlar denk geliyor; Mehmet Demirkol, ali ece falan, onlar derli toplu konuşabiliyorlar biraz daha.