bugün

muhtemelen ikinci gece vermeyecektir. biz halk arasında bunları tek kullanımlık plastik bardak, tabak, çatal hatta galoşa benzetiriz. ama yanlış anlamayın aşşağılamıyorum onlar olmasa biz ne yaparız. düşünsenize plastik bardak, tabak olmasa nasıl piknik yapardık? galoşlar olmasa uğur dündar nasıl karizma yapardı?

edit: bu entry yi kötüleyen arkadaşlar, * gözleriniz çok güzel size bir vodka ısmarlayabilir miyim?
erkeği kullanıp bir kenara fırlatan kızdır.
tatil köylerinde, partilerde, gece klublerinde karşılaşabilinecek kız türüdür. "tanıştığı erkek" nesnesi onun için bir araçtır. çünkü o kız vermek için o mekanlara gitmektedir. yani burdan sonuçla veren değil alan kızdır...
şehrazat diye bi kız var çok daha cömert, ilk geceden sonra 1000 gece extradan veriyo totalde 1001.
ilk gecesi mi olur kardeşim bunun..ruh mevzusudur bu; içtenliği, samimiyeti, tutkuyu, arzuyu hissetmek için doğru zamanı beklemek gibi bir nesnellik yoktur. hissedersin...istersin... olur.

sevişmek için kum saatindeki kumların bitmesini bekleyen aşıklar. kumların altında boğulduklarını hissedince beklemekten usanırlar ister istemez.
en harika duygunun insanı...
o kadar zoruna gidiyorsa kızın ilk geceden vermesi(!), almasın arkadasım, zorla mı veriyor?

- Vurma ayferr vurmaaa, tamam alıcam, pess

(bkz: bir cinsel ilişki olarak vermek)
birlikte olduğu insandan bir farkı olmayan kızdır. karşı cinse eleştirisel yaklaşımda bulunan erkek ilk önce kendisine baksındır.
(bkz: tanıştığı kıza ilk gece veren erkek)* **
(bkz: vermek ne demekse artık)
olay aslında çok farklıdır. bazılarına göre tanıştığı erkeği bir gece kullanıp kenara atan kızmış falan gibi yansıtılmak istenmesindendir. kızların erkeklerin kendilerini kullanıp tuvalet kağıdı gibi ya da biraz kibar olmak gerekirse kağıt havlu gibi atmalarını kendilerine yedirememelerinden dolayı bu tür şeyler söylemektedirler ve bu söyledikleri yalanla aynı zamanda da kendi kendilerini de avutmaktadırlar.

Neden mi böyle söylüyorum. Çünkü tanıştığı erkeğe ilk gece veren kız diye bir şey yoktur aslında olan şey tanıştığı kızı ilk gece siken erkek vardır.
(bkz: batının ahlaksızlıklarını aldık)
(bkz: one night stand)
alan da veren de razı ise kime ne durumudur.
alan razı, veren razı böyle kızlarla tanışma lütfuna erişen erkekler için bulunmaz nimet.
nesnesiz tumce.

(bkz: msn)
(bkz: email)
(bkz: telefon numarasi)
(bkz: adres)
(bkz: detayli bilgi)
(bkz: cicek)
(bkz: guven)
(bkz: sozluk hesabi sifresi)
(bkz: kil)
(bkz: tuy)
(bkz: yun)
(bkz: bok)
(bkz: pusur)
(ara: nesne)
kuku benim keyif benim diyen kızdır. ister ilk gece veririm, ister hiç vermem diyerek özgür iradesini kullanmıştır. Kişisel tercihidir.
pek hoş gözle bakılmayandır, ki hormonu da elbette gözlerinden boşalan kızdır.
tanistigi kizdan ilk gece alan erkekle iyi anlasirlar. yalniz aralarindaki ticari iliskide, mutlaka bir mokluk cikar. zira ask, alinip, verilen bir sey degildir, ne yazik onlar bunu hic bilmezler. tenin sehvetinin pesine dusup, ruhun acligini artirirlar habire. aciklidir haller habibe.
gördüğü her hatundan, ilk dakikada isteyen erkeğin yanında, pek de anormal kaçmayan kızdır. bu, iyi bir şey değilse eğer, faziletli erkeklerimiz de almayarak, bu kötü olayı engellesinler. bunun tek çaresi budur.
tanıştığı kıza ilk gecede veren erkekten farksızdır aslında.. aslında durum birebir aynıdır. gerçi asıl önemli olan tanışılan kişiye ilk gecede 'vermek' değil *, neredeyse 'her tanıştığına' ilk gecede vermektir. dolayısıyla bu kişiler ister kız olsun, ister erkek olsun uzun vadede kendilerini değersiz, tükenmiş ve yorgun hissedeceklerdir. böyle hissetmekte haksız mıdırlar? haklıdırla kanımca. hatta daha da fazlasını hissetmeleri gerekir, lakin yazarın yazdıklarından daha fazlasını bir kez olsun gerçekten hisseden kişi zaten bu hareketi tekrarlamayacaktır. dolayısıyla aynı durumu sürdürüyor olmak, durumdan hoşnut olmanın göstergesidir ki bu koşullarda bu kişilerin suçluluk duygusu ya da değersizlik duygusunu bile taşmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. böyle insanlar özünde daha da çökmüş, insanı insan yapan değerlerini yitirmiş, iç güdüleri ve vajinaları/penislerinin esiri olmuş hayvandan farksız yaratıklardır. aslında bunları hayvana benzetmek bile adaletsizlik olacaktır çünkü hayvanların da bazıları tek eşlidir. dolayısıyla öyle arada bir enteresan canlı olacaktır diyelim biz bu hem ilk gecede neredeyse her tanıştığına rahatça veren ve suçluluk duymayanlara..

dolayısıyla nedir? ilk gecede erkek de olsanız, kız da olsanız vermeyin.
ha illa vereceksiniz hak eden birine verin, herkese vermeyin.
ha illa herkese vereceksiniz, ahlak mahlak hak getire oldu sizde; bari biraz suçluluk duyun.
onu da kaybettiyseniz ölün artık zaten!
arkadaş sitelerinde tanıştığınız kızdır, yani tanışırsınız telefonda saatlerce konuşursunuz ve ilk buluşmada konuşacak konu bulamamaktan şikayet edip sevişmeye başlarsınız.*
(bkz: olsa da yesek)
adı üstünde verişgendir, sevişgendir. verdiğinin kendinde ki değer kat sayı süresi o kadardır.
alan kişisini bulmuş şahıs da denilebilir.
gündüz ya da akşam üzeri bir erkekle tanışıp gecesinde de cinsel birliktelik için uygun aday olduğuna karar vermiş kadındır. hisleri kuvvetlidir, cinsel olarak birlikte olmayı arzuladığı erkeği şak diye tespit edebilmekte ve ondan çok fazla beklenti*** içine girmemektedir. ondan tek beklentisi güzel bir cinsel birleşmedir. onu da beceremiyorsa bu erkek siktirsin gitsindir.
Kimse bir diğerinin hayat görüşünü ne anlamak isteyecektir, ne empati kurmayı becerecektir ne de kavramlarının çakıştığını ve hayata bakış açısıyla değerlerin değiştiğini benimseyemeyecektir. öyle ki, daha iki gün önce yazı eklediğim bir başlık vardı, o başlık bile bu konuya açıklık getirmeye dair misaldir.

(bkz: bizden olmayanin yasama hakki yoktur)

Her şey standart olmalıdır, hayat renkli değil tek tip olmalıdır; hayatın ' gerçekliği' , 'geçerliliği' ve ' doğrusu ' standart olmalıdır ki, kontrol elimizde olmalıdır. Felsefede düşünürleri anlayabilmek için kavramları standarda oturtmak ve o şekilde bu bilim dalını anlamak, kişilerin aktardıklarını kavrayabilmek adına yapılan bir elzemdir. Lakin konuya bahis olan bir bireyse hayatı yaşamada, algılamada tamamen özgün ve özgürse, bırakın da size ve bize daha farklı perspektiften baktırmayı öğretsin yaşadıkları değişikliklerle, tabii konu başlığına münhasır buna değişiklik denilirse (!)

Konuyu başlık altında toparlayarak demem şu ki: Tükiye gibi feodal ve fazlasıyla gelenekçi toplumlarda yaşamak insanları çok fazla içe kapanık ve çok fazla yaptıklarından ötürü içsel olarak cezalandırıcı ve sorgulayıcı yapmaktadır. bu da hem kişilik gelişiminde ciddi erozyonlar yaşatırken, yanlış-doğru kavramları olağanca özgür ve insancıl olmamakta, bâtıni olmakta, içe dönmeye neden vermekte, gömülmektedir hem bireysel fikirlerimiz, hem de kişisel gelişimlerimiz. Bunu kimse dejenerasyon yani yozlaşma olarak görmesin lütfen. Ahlak tamamen vicdani durumdur, normlarla kuşatılmış şey değildir. Bunu yüzyıllardır anlayamamamız bize çok zarar verdi, görünüz artık bunu.

Kimi günlük sevişmekten ve sevgilerden hoşlanır, haz alır ve dahi üretkenliğini bu yoğunluktan ve yorulmalardan alır; kimi sağlamcılıktan haz alır ve hayatına en fazla birkaç kişi sokup, onunla çok özel şeyler paylaşır. Dediğim gibi, hayata bakış açısı çeşitlidir ve kimseyi bundan dolayı yargılamak ya da yaftalamak haddimize değildir. Senin yaşadığın doğru, bir başkasının kıstaslarına göre kısır ya da aşağılayıcı da olabilir, bunu unutmamalı.
(bkz: sema isimli sevgiliye ilk gece semaver almak)
güncel Önemli Başlıklar