bugün

tanrının içinde yaşadığı ve zaman geçirdiği evdir.

insanlık tarihinde gönderdiği dinlere bakıyoruz devamlı değişkenlik gösteriyor bundan dolayı bir çıkarım yaparsak eğer tanrı evinin dekorasyonu konusunda da hayli sıkıntı yaşamaktadır. duvarları beyazamı boyasam yoksa maviyemi? acaba hangisi beni daha tanrısal gösterir? evdeki televizyonu kaç ekran yapsam şöyle göklere kadar uzanan bir şey yapsam bu zor görüyor derlermi sonuçta koskoca tanrıyım laf ettirmem kendime.. ama ufak bir şey alsam da benden daha büyük tv alan birisi tanrıdan daha büyük tv im var diye övünür sonra bende ayar olurum kıyamet yollarım.. bir daha canlı yaratta uğraş dur. yok ben en iyisi projeksiyon kullanayım şöyle iyi bi ses sistemi de koyarsam burası bayağı tatlı olur.

gibi düşünceler arasında biraz iç mimar yardımı alması gerekebilir zaman zaman.
Bizim duygularımız, korkularımız, eksiklerimiz, ihtiyaçlarımız, isteklerimiz aslında tanrının evidir. Her şeyimiz yerli yerinde, hiçbir eksiğimiz olmadığında tanrıya ihtiyaç duyma olasılığı azalır. Artık evine uğramaz olur.
evinin girişindeki paspası özellikle merak ettiğim evdir. acaba ne yazmaktadır? welcome to my sweet home mesela çok hoş çok içten olabilir ama sonuçta tanrının evidir birine yaranmaya çalışmamalıdır o yüzden evinin önüne yüzlerce boş paspas koyar ve eve girmek isteyenler paspasın üstüne tanrının evine hoşbuldum yazar.. evet bu daha mantıklı olurdu.
arka penceresinde cehennem, ön penceresinde cennet manzarası vardır.
yoktur.evsizdir.
küçükken cami zannederdim.