bugün

neyse ki artık google çeviri var da böyle sorunsallarla uğraşmaya gerek kalmıyor.
insanın, hayvanın ve diğer canlıların tanrıya en yakın olduğu zamanlar; doğmadan önce ve öldükten sonradır diyebiliriz. insan doğmadan önce sessizdir. Öldükten sonra da sessizdir. Keza hayvanlar da öyle. Bitkiler hep öyle sessiz. Demek ki Tanrının dili kulak ile algılanamayan bir dil. Benim tahminim zihin ile algılanan bir dil. Bir insan gerçeğe ulaşmak için ne kadar çok aklını kullanırsa, sorgulama yaparsa; tabiatı ve aklı ile açıklamaya koyulursa; Tanrıyı o zaman anlayabilir diye düşünüyorum. Sonuçta bu her şeyi sorgulayabilecek güçteki bu aklı vermişse, süs için vermemiş. Her şeyi sorgulayalım diye vermiş.
matematik değildir ama matematik tanrının dilini dilimize çevirebilen en iyi araçtır. tanrının dili somuttur, matematik ise soyut. soyut bir şey bu evreni tekillikler ve sonsuzluklar hariç çok iyi açıklıyor. zaten karadeliklerde ve big bangin başlangıcını yorumlarken kullanılan matematik dili sonucu tekilliklerin oluşma sebebi tamamen bizden kaynaklı bir şeydir çünkü biz matematiği yaratan biziz. burada matematiğin keşif yerine icat olduğunu kabul etmek önemli. tanrının dilini matematiğin çeviremediği anlardır buralar. ha bu hiç çevrilemeyeceği anlamına gelmiyor. elbet bir yolu bulunur merak etmeyin.
Entrylerimde kullanmak istediğim dildir.
matematik olmalıymış gibi görünüyor sanki..
DNA şifresini çözen bilim adamı Dr. Francis Collins in eylül ayında çıkaracağı kitaptır.
dr. collins 30 yılı aşkın bir süredir ateistti. dna şifresini çözmesinin allah ın varlığına inanmasını sağladığını dile getirmişti.
"Laboratuvarda çalışırken Tanrı'yı hissettim. Kesinlikle bizden daha büyük bir güç var ve ben ona inanıyorum. DNA'nın şifresini çözmek beni Tanrı'ya biraz daha yakınlaştırdı. Hastalıktan kırılan insanlar gördüm. Bilim onlardan umudunu kesmişti. Ama mucizevi olarak hayata döndüklerini gördüm. Bu da Tanrı'nın işidir" açıklamasında bulunmuştu. dr collins dünyanın en önemli genetikçilerinden biri olarak kabul ediliyor.