bugün

başımı öne eğdim onu dinlerken, yüreğimin dallarındaki kuşlar pırpır uçup gittiler bir daha dönmemecesine. gözlerimin önüne beyaz ışıklar çiseledi yine. Ah tanrım, parmakların yok mu senin?
şimdi ben örselenmiş, bu yağma edilmiş yüreğimle nasıl en temiz aşkları, en güzel beyaz kağıtlara yazarım? yazsam bile, (ki buna kendim bile inanmıyordum artık) hangi yüzle beklerim kuşlarımı? nasıl yeşetirim tekrar dönsünler diye? gitmeyin kuşlar. bırakmayın; köklerini kurtların, dallarını sarmaşıkların sömürdüğü bu selvi ağacını. bir kaç saniyede içimden geçen bu duygulardan kurtulup, çantama daha sıkı sarılarak, titreyen dudaklarımla verdim cevabını..
"siktir git hayatımdan..”