bugün

sevgiliyle birlikte oldukça zevkli olan bir eylemdir.

yolun sonunda ulaşılan kumpirciden içine ne var ne yok koydurup, buz gibi kola ile götürmek, mis gibi deniz havasıyla birlikte cana can katar.
* bunun bir de ortaköy'den taksim'e yürüme hali vardır. tek farkı yolun sonunda kıç terleten yokuştur aslında. yıllar önce ortaköy meydanda arkadaşla şarap içerken polis tarafından, ya atın şarapları oturun adam gibi ya da siktirin gidin şeklinde uyarılmamıza müteakip elde şaraplar adımlanmıştır o yol dilimizde türkülerle. 100 metrede bir nöbet tutan çeviklere en sarhoş selamlarımızı çakaraktan. nerden bu gaz derseniz o vakitler ortaköy'de bulunan ikm'de* seyredilen o da bir ana* filminden derim.*
beşiktaşdan sarıyer e yürüme fantazisi yüzünden gözden düşmeye yüz tutmuş eylemdir.
temmuz'un ortasında yapılıyorsa kurdeşen dökme ihtimali mevcut olan eylem.
ama yanında en sevgili arkadaşların varsa, sıcağa ve susuzluğuna inat; beşiktaş'ta, kabataş'ta geldik mi demelerine rağmen yol hiç bitmesin istersin. yolun sonunda buz gibi bira ve boğaz köprüsü kucaklar seni. gün batımı saatlerine de denk geldiysen değmesinler keyfine...
geri dönüş için 76t otobüslerini saatlerce beklesen de yine de güzeldir. yine olsa, yine temmuz'un ortasında, güneşin yakıcılığına aldırmadan, yakınmalarını en derinlere saklayıverirsin ... zira dostla omuz omuza gidilen her yol güzeldir.
özellikle beyazıtta okuyan öğrenciler için bir benzeri beyazıt'tan taksim'e yürümektir. hatta şahsımında aralarında bulunduğu bir grup enerjik genç bazen işi abartır (bkz: beyazıt tan ortaköy e yürümek).
hele bir de yağmur yağıyor ve hafiften de bir serinlik varsa kişi yürürken orgazm olur. ancak dönüşte yine yürümek denenmemelidir, zira ortaköyden taksime çıkmak yüksek kondüsyon gerektirir.
fakir eylemidir.

biz zenginlerin eylemi için:

(bkz: ortaköy den taksim e ferrari ile kanto atmak)*

edit: ulan ne kadar çok alıngan fakir varmış sözlükte ya. tamam, ortaköy'e gelirseniz haber verin, ferrari'yi ödünç vereyim. siz de yapın. ama ne olur alınmayın, nazar etmeyin. ortaköy'deki villama, ferrari'me, manken gibi eşime laf etmeyin.
the marmara otelinin sağ tarafından sarı dolmuşlar ile beşiktaş'a inilir. sahil yolundan herhangi bir otobüse binildiğinde ortaköye gidersiniz. öğrenci iseniz size 2.350 yok değilseniz 3 liraya patlar. bu arada inönü stadı önünden illaki geçersiniz geçerken saygı duruşunda durup asi ruhunuz burda derseniz bir zebze rahatlarsınız zira trafik vardır beşiktaş'da.
ankaraya 8 aydır sıkışmış bünyeler için uğruna çok şey feda edilebilecek olaydır.
ortaköyde kumpir yiyerek yürüyüşü tamaladığında keyfe diyecek yoktur.
bazen çekilmez olabilen eylemdir. şöyleki ilk buluşmada kişinin nasıl bir karakteri olduğunu çözersiniz bir an önce uzaklaşmak gidip evde yayılıp tv izlemek istersiniz fakat otobüs bulamazsınız, taksiyede verecek paranız yoktur ve işkence kaçınılmazdır, hanfendi yol boyu beyninizi miker hayattan soğursunuz, ölmek istersiniz. o yüzden şahsım adına şu ana kadar pek eğlenceli olmamıştır.
hafta sonu araba veya otobüsten çok daha hızlı şekilde ilerlemenizi sağlar. iyidir, sağlıklıdır. yürüyün.
yaklasik 4kmlik yolun yarim saat, kirk dakikada alindigi, oldukca zevkli fakat yazin 35 derece sicaginda yapilmamasi gereken eylem.
sevgiliniz yürümeyi sevmiyorsa yarı yolda taksi çevirir sizde öyle kala kalırsınız.

- nejat geldik ... hadi bana kumpir al.
mükemmel ötesi bir yürüyüştür. ama beyazıt kampüsünde okuyup kocamustafapaşada oturan arkadaşlar için alternatif güzergah önerilerim.
(bkz: k mustafapaşa-beyazıt hattını yürümek)
(bkz: beyazıttan taksime yürümek)