bugün

çocukluktan kalma alışkanlığı yad'etme isteğinin dışa vurumundaki depresif süreçtir.
taksicilerin agresif insanlar olduğunu unutmakla düşülen gaflettir.
piçliğin dik alasıdır.
Çocuk olmanın getirdiği doğal fotosentez ile taksi zillerine basıp kaçmak. bir dayak yeme dürtüsü.

Bir grup gerzek zile basar , koşarak bir ağaç gövdesinin yahut olay mahallini iyi gören bir noktaya konuşlanılır.

Dayağa susamış üç tane zibidi , günlerden bir gün yine böyle bir olayı gerçekleştirmek adına zile basar ve kaçarak uzaklaşır. Taksi gelir. Biraz bekleyip etrafına bakan taksici amca , elleri kollarını ileri geri oynatmak suretiylen ebeveynlerin ruhuna temiz sıfatlar kazandırır. Çok eğlenen bu üç gencimiz bir daha yapmaya karar verirler. Ve yine aynı olaylar ceyran eder. Hızını alamayan işbu enerjik gençler "bi daha lan, bi daha" diyerek o butona yine basarlar. Basmayın olm işte ne basıyorsunuz , yürüyün gidin evinize. Ama yook! illa o dayak yenecek. Fakat bu sefer durumda bir gariplik vardır. Çünkü taksinin yerinde yel bile esmemektedir. Ne gelen vardır ne de giden. Birden arkadan bir atlama sesi duyulur. Hemen akabinde de hem koşan , hem de "şimdi sevdim sizi" gibi tam anlaşılamayan (olayın heyecanıyla normal tabi) bir cümle eşliğinde elinde kalınca bir odunla (ayıklarken gürgen olduğu farkedilmiştir) üste üste gelen bıyıklı , göbekli , göğsü bir hayli kıllı bir dayı. Yapılan hata şudur; sote mekanının taksi durağını gördüğünü hesaba katamamak.

Sonra mı?

Zibidiler ayrı kutuplara kaçmak suretiylen olay yerinden uzaklaşır. Biri hariç. O biri günün talihlisidir. Günün talihli kişisine ise taksiciye hizmetini vermek yakışır.

Hayatımın her döneminde böyle talihliydim işte. Ne gam.
Bundan sonra yapacağım olaydır.
Az bile şerefsizlere