bugün

türkiyede görülen durum. maalesef küçük bir kesim dışında atatürk'e saygı duyan yok. aksine onu aşağılayan, hakaret eden bir toplum var. elin meksikalarında bile heykelleri olan atatürkün türkiye'de heykelleri kırılmaktadır. sorarım size hangi ülke onu bok çukurundan kurtaran ve gelişmesinde büyük katkıda bulunan adama hakaret eder, saygı duymaz hatta aşağılar? veya gene sorarım hangi ülke kendisini soyup soğana çeviren, insanlıktan çıkaran, şakirtleştiren insanı baş üstünde tutar? köpek bile yediği kabı pislemiyor.
türkiyeyi olduğu gibi sözlügüde şakirtler ele geçirmiş durumda. peki şakirtlere sorarım 600 yıl padişahın kuluydunuz, 300 yılda halifenin kulu oldunuz, atatürk sayesinde Allah'ın kulu olduğunuz içinmi ona bu kadar düşmansınız?

--spoiler--
"Hiçbir millet yoktur ki, içinde bizim kadar hain yetiştirsin!"

ismet iNÖNÜ

"Uyuz köpekler pireden, kuduz köpekler sudan, yobaz köpekler Atatürk'ten korkar."

--spoiler--
türk olmak ile türk olmak arasındaki farkı bilmeyen kişilerin yaptığı şeydir. deli said' i de severler aynı zamanda.
deveyi diken insanı siken yaranır.
şeyhlere saygı duyan kesimdir. Gram sevgi besliyorsam o da yaradılanı sev yaradandan ötürü diyen hemşehrimiz saygıdeğer yunus emre için, her insana ruhundan üfleyen tanrı için. Yoksa benim nazarımda bu nankörler hayvan bile değildir.
ismet inönü de atatürk'e pek saygı duymazdı öldükten sonra paralara kendi resmini bastırması, bozkurdu paradan çıkartması kendini milli şef ilan etmesi atatürk yerine geçmek istemesi'de bunun kanıtıdır. onun yarattığı zihniyet atatürk düşmanlığını körüklemiştir.

--spoiler--
"hiçbir millet yoktur ki, içinde bizim kadar hain yetiştirsin!"

ismet inönü
--spoiler--

ismet inönü'nün kendisini bu kadar iyi anlattığı bir başka söz yoktur herhalde.
Şunu izleyip gözleri dolmayan Atatürkü anlamamış demektir

https://youtu.be/xql_j5i3lwQ?si=TNmIzxMsJzIoTc87

öyle bir hayatı var ki kolay elde edebildiği hiçbir şey yok.

doğuyor, neredeyse aklı başında değilken babası vefat ediyor. okul hayatı başlıyor, malum bin bir zorluk. lisede yakalandığı sıtma, 20 yaşında kardeşi naciye'nin vefatıyla kardeş acısı...

25 yaşındayken arkadaşları arasında yer alan abdulhamit jurnalcisi yüzünden ali fuat'la beraber tutuklanmaları, sonrasında şam sürgünü.

trablusgarp savaşında yaptıkları.

çanakkale savaşında isabet eden kurşun.

1919'a kadar peşini bırakmayan enver gölgesi. verdiği tüm çabaya rağmen sürekli geri planda kalması.

samsun'a çıktığında başlattığı mücadele sonunda 2 ay geçmeden hakkında çıkan idam fermanı.

kongrelere katılması dahi istenmeyen, bahsettiği tam bağımsızlık kavramına-sonradan milli mücadeleye ciddi emeği geçmiş- en yakınındaki komutanların bile güldüğü, hayalperestlikle suçlanan bir adam.

elinde avucunda yoksulluk ve garibanlıktan başka bir şey kalmamış, savaştan savaşa hatırlanan perişan haldeki anadolu insanını kurtuluşa motive etmesi.

kurduğu mecliste inanılmaz bir muhalefete maruz kalması, öyle ki vekil seçilemesin diye kanun çıkarmaya çalışılması, sırf kaybetsin ve kurtulalım diye ordunun başına geçmesi için "madem öyle git kurtar" diye nutuklar atılması.

sakarya savaşı öncesinde üç kaburga kemiğinin kırılması, asker kaçakları, hatta yunan ordusuna sığınanlar, cephane eksikleri, ordunun zor durumu vs.

en yakınındakilerin bile her aldığı karara sürekli müdahale çabası, ortak bir komisyon kuralım kararları sen alma gibi saçma sapan bahanelerle sürekli taş koymaları vs.

say say bitmez.

bitmek tükenmek bilmeyen bir azimle bir ömür mücadele verdi. parasızlığı da çaresizliği de dibine kadar yaşadı. çoğumuzun "artık bitti buradan dönüş olmaz" diyeceği durumların sayısız kere içine düştü ama inancından gram sapmadı.

çağına göre muazzam bir eser bırakarak 57 yaşında gitti buralardan. bu zor yaşam, ölümü her saniye ensesinde hissetmesi, annesinin bile cenazesine katılmadan ömrünü vatanı uğrayan harcayan mavi gözlü dev.

hakkını ödeyemedik maalesef. rezilliğimizin sebebi nankörlüğümüzdendir.
güncel Önemli Başlıklar