bugün

artık umutla ileriye bakılamayan noktadır. söyleyecek o kadar çok şey var ki. cemaat bu ülkenin yargısını da, polisini de, devlet dairelerini de ele geçirmiştir. ordu pasifize edilmiş, artık gık diyecek hali kalmamıştır. devlet eliyle bu ülkeye davet edilen teröristler habur'dan içeri davullu zurnalı girmiş, kurulan seyyar mahkemelerde ilk başta serbest bırakılmış, sonra bakmışlar ki açılım bir tarafa giriyor, 180 derece dönüş yapılmış, tekrar yargılanmışlardır. kadına mal gözüyle bakılmaya başlanmış, tecavüzcüler serbest bırakılmış, doğum kontrolu teşvik edileceğine 3 çocuk önerileri yapılmıştır. eğitim sistemi değiştirilmiş, 4+4+4 zırvalığına geçilmiş, laik ülkenin devlet okullarına kuran-ı kerim seçmeli ders olarak konmuştur. öğretmenler hala atanamamış, memur ve işciye doğru dürüst maaş zammı bile verilmemiştir. mahalle baskıları gün be gün artmış, kendilerinden olmayanlar fişlenmiştir. basılmayan kitaplar bile artık suç olmuştur bu ülkede. ihale ve rant paylaşımları artık belirli kesimlerin elindedir. farkında değil misiniz üzerinizdeki baskının ? açın artık şu lanet olasıca gözlerinizi, algılarınızı.
Kimsenin kimseye tahammulu kalmadigi noktadir.
b noktasıdır. şimdi a noktasından b noktasına gelirken ki harcadığı enerjiyi hesaplayın.

not. sürtünmeleri siktir edip pi'yi 3 alın.
önümüzü göremediğimiz noktadır.
toplumca ama kitlenmiş durumdayız...
(bkz: g noktası)*
(bkz: komedi filmi)
sözün bittiği noktadır yıllardır burada tıkandık kaldık biri el atsın gidenler gelmiyor.
kimse de memnun değil amk ne adamlarsınız lan. güzel türkiye yonunda atılan adımlar sonucu, güzel noktadır.
Yandaşların geçim sıkıntısı, devlet tarafından göreceği haksızlık, lüks otomobiller alamama, ahlak polisliğine soyunabilme, herkese söz söyleme hakkını elinde bulundurabilme, özgürlüğü, eşitliği ve insanlığı savunmak yerine sırf çıkarları olduğu için yandaş olmayı seçmiş olan canlılar topluluğunun nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmaya doğru gittiği noktadır.
birilerinin kafasındaki herşeyi fütursuzca hayata geçirdiği noktadayız. acımasızca ezildiğimiz noktadayız. ne olursa olsun yaşamaya mecbursun şarkısını dinleyelim, buyrun;
http://www.youtube.com/wa...v=YZuG3LOhexY&ob=av2e
ülkecek siki, amı, götü tartıştığımız günlere geldik. daha ilerisi? bu zihniyetle tam gaz devam!
ama bence olması gereken en son noktadayız.
hiç hoş olmayan nokta.
araplaşıyoruz lan yine. osmanlı da böyleydi gördü ebesininkini. bir türk olamadık.
(bkz: tecavüzü teşvik eden ülke)
grevlerin iyiden iyiye kendini gösterdiği noktadayız. bu birilerini çok rahatsız etmektedir!
geleceği noktanın teminatıdır.
20 yıldır grev yapmayan thy personelini zorla grev yaptıran kararlar almak.

kısacası; elini attığı her yeri sıçıp batıran bir anlayışın hakimiyetinde olma durumu.
bu hükümet yüzünden ikilem yaşayan dini bütün halk.
bunun ötesi hatemi gibi bir lider.
tayyipi mumla arayacaklar laikçiler.

çünkü milletin, halkımın çok kötü beyni sulandırılıyor. daha doğrusu, doğruları değiştiriliyor.

kötü olan birşeyi ortaya çıkartıp. bunu taaa atatürk' e kadar getiren düşünce. biraz doğruları farklılaştırılıyor, insanlarımızın. allah sonumuzu hayır ihsan eyleye. ve bu insanların insan olduğunu ve yalan da söyleyebileceğini düşünerek, hareket eden bir halk arzulanır ama, aklını kullanamayan bir topluluk yetişmiştir. hayırlı uğurlu olsun cümlemize. gerçi işin acı tarafı dini olgulardan beslenmeyen siyasi liderler de bu aklını kullanamayan topluluğa hiç birşey yapmamış sadece atatürk ve 1958 e kadar ki dönemde eğitimi için ciddi cabalar yapılmıştır. sonra bu cunta ve ergenekon gibi ülkemizin yüz karası insanların yaptığı demokratik olmayan düşünceler de gelişmiştir. fakat bu ergenekon ve askeri baskı sohbetlerinin siyasiye karışmasıyla sulandırılmış. ergenekonla alakası olmayan insanların içerde sucsuz yere yatması ve onların orda yatması yüzünden gerçekten suçlu olan insanların da bazı insanlar tarafından da genelleştirerek haksız yattığı düşündürülüyor. saçma sapan şeylerin üstü örtülsün diye; kürtaj, beş çocuk, takla atta görelim gibi olgularla insanlarımızın oyle zaman geçirmesini sağlıyorlar. ve üstü kapalı dolar yükseliyor düşüyor, altın çıkıyor iniyor. ( hiç indiğini görmedim cok nadır.) benzinin varil fiyatı yıllardır düşüşte bizde gıdım gıdım artıyor. bunların hepsi kürtajı konuşurken oluyor. bu kadar cümlelerden sonra gelen son nokta."işte budur" efendiler, hanımefendiler, beyefendiler.
tecavüze uğrayanlara "doğuruver nolcak ki?" dendiği, grev yapanların işten çıkarıldığı, dalga geçer gibi memur zamcıklarının yapıldığı bir noktadadır.
siyasilerin sanata ve düşünceleri ifade etme hakkına kadar karıştığı (tiyatrocular devletin parasıyla devleti eleştiriyor özelleştiriyoruz),
ülkenin yabancıların toprak alımına gün be gün daha çok taviz verdiği,
devlete ait ve insan gücünü sömürmeyen ucuz ve kaliteli üretim yapan her şeyin özelleştirildiği,
icraat yapıyoruz denilerek ancak yol bozulup yapıldığı,
belediye başkanının eşine dostuna ait fabrikaların ürettiği kaldırım taşları döşensin diye şehirlerin sürekli kazı çalışmasına ve peyzaj düzenlemesine maruz bırakılıp biz çalışıyoruz imajı verildiği,
dinin kişisel değil toplumsal ve siyasal bir mevzu haline getirildiği
ortaöğretimde örgün öğretimin zorunluluğu kaldırılarak ve lise çağında kızların en az 30unu devirmiş adamlara satılmasının önü açılarak yasallaştırıldığı
sokaklardan çift kişilik koltukların toplatıldığı, sokak müzisyenlerinin kısıtlandığı ve yasaklanmak üzere olduğu
bir noktadır.
sıçtık sıvıyoruz diyebileceğimiz bir noktadayız.
en beterinden bir öncedir.
Sezaryen doğal değilmiş fitrata müdahale imiş vs.
iyi o zaman kardiyo şokla kalbi duran insanları hayata döndürmeyelim o da fitrata müdahale.
tuzun koktuğu noktadır.
nokta için son bulması gerekiyor. Daha yeni başladılar amk.