bugün

tecavüzcüye 6 aydan; parasız eğitim isteyen gence 15 yıldan başlayan hapis sisteminin güzelliğidir.
bu ülkede itirafı samimi bulunduğu için serbest bırakılan tecavüzcü bile varsa... artık neler neler var siz hayal edin.

ingiltere'de bir yargıç, geceyarısı parktan geçen bir kızı korkutan adama 7 yıl 7 gün hapis cezası vermiş. gazeteciler 'adam kıza elini bile sürmedi, kızın çığlıklarına koşanlarda adamı yakaladılar. bu ceza çok değil mi?' diye sormuşlar.
yargıçın cevabı şu olmuş;
"kızı korkutmanın cezası 7 gündür. 7 yıl, ingiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır."
(bkz: istiklal mahkemeleri)
cemaatçi kadrolar göreve gelince bu derinlik artmıştır.
bugün sözü edilen, güncel, somut, karşımızda duran eksikliktir. geçmişteki "adaletsizlerden" söz edilerek, bugünkü adaletsizlikler görmezden gelinemez. önemli olan bugündür.
(bkz: türk basınında şeref eksikliği)
aşırı derecede bir adalet eksikliği vardır.elin dağlı şerefsiz pkklısı ve kuvvet komutanına yapılan muamelenin bir diyalogunu yazıyorum.millet artık o kadar şerefsiz o kadar namussuzki oğlunu öldüren adamı serbest bırakırken vatanını koruyanları tutukluyorlar...

- kimsiniz?
+ pkk’lıyım.
- örgütten ayrılıp geldiniz demek ki...
+ hayır, ayrılmadım.
- pişmansınız yani...
+ yo-oo, değilim.
- yaz kızım, tahliyesine...

*

ayaklarına getirirler...

- kimsiniz?
+ kuvvet komutanıyım.
- örgüt kurmuşsunuz...
+ saçmalamayın.
- yaz kızım, tutuklanmasına...
Paran varsa yırtarsın, paran yoksa vay haline...
ingilizce bilip türkçe bilmeyen şahıslara tercüman verilen, fransızca bilip türkçe bilmeyen şahıslara tercüman verilen ve dahi diğer dillerden herhangi birini bilip türkçe bilmeyen şahıslara tercüman verilen ama; nedense iş bir dile gelince bilinmeyen dil hükmü verilip şahsa tercüman verilmeyip savunması ve ifadesi alınmayan adalet eksikliğin cirit attığı bir durum.
arkadaşımızın arsasına birisi bir oldu bittiyle gecekondu dikti, arkadaşımız arsasına bakmaya gittiğinde gülerek "kardeş benim arsaya bina yapmışsınız, burası benim ha ha ha" adamın verdiği cevap "burası senin değil devlet arazisi". Arkadaşımız kendinden emin olduğu için yine gülerek "buyrun size tapusu ve hemen burayı boşaltırmısınız" dedi. adam aynen şöyle demişti "beni hiç bir kuvvet buradan çıkaramaz". Tartışmalardan sonra arkadaşımız polis çağırdı. poliste kendilerinin yapabilecekleri birşeyin olmadığını mahkemeye başvurması gerektiği söylendi. allem kullem tartışmalardan sonra arkadaşımız başına aldığı belayı bilmeden mahkemeye başvurdu. başvuru tarihi: 1982
ister inanın ister inanmayın tam tamına 20 yıl mahkeme kapılarında elinde tapusuyla duruşmalarda tek kelime bile söylettirilmeden süründürüldü ve 2002 yılında sinirden bombaya dönmüş olarak hakimin de lafını kesip şunu söyledi ve hakimin insafını yerine getirdi. "sayın hakim bey biz burda neyin tartışmasını yapıyoruz. elimde tapusu olmasına rağmen, bir gece benim arsama gelip ev yapılıyor ve ben 20 yıldır o arsamı kurtarabilmek için mahkeme kapılarında süründürülüyorum. ben bu arsayı istemiyorum artık ve devlete bağışlıyorum" böyle söyleyince hakim direkt lehinde kararı okudu.
isterseniz deneyebilirsiniz. örneğin boş bir eve direkt gidip eşyaları koyup oturun ve ev sahibinin sizi mahkeme yoluyla çıkarmasını söyleyin.
türkiyenin her yerine hukuk fakültesi açarak ancak mevzuat hukukçusu yetiştiren anlaşının meyvelerini almaktayız. Bakın etrafınıza lise bile diyemeyeceğimiz üniversitelerde hukuk fakültesi var bu durumda nitelik eğitim ve hukukçu mümkün mü? ayrıca örnek vermek gerekirse isviçrede 3+3+2 yıllık eğitim avukat olmak için gerekliyken bizde 4+1 yıldır ve yine almanyada bir kişi 30 undan önce eğitim süresinin uzunluğundan dolayı hakim olamazken bizde 24 yaşında hakim olmanız mümkündür. Bir hukuk öğrenicisi olarak benimde kabul ettiğim bir gerçektir bu ülkede mevzuat hukukçusu yetiştiriliyor kanunlar konusunda sorun yok sorun uygulama.

not:netimdeki bir sorundan dolayı az önce seri olarak aynı iletiyi girmiş herkesten özür dilerim.