bugün

objektif bakış açısına sahip beyinlerin olmayışıdır. herkes olaylara kendi tarafından bakar ve düşünce savunma olayını abartıp düşmana kale savunur gibi savunuruz. felsefe birçok fikrin sentezinden oluşur. Ülkemizde ise senteze dair yapılan tek şeyin fotosentez olması üzücü bir gerçek.
+Ne okuyorsun ?

-Felsefe okuyorum .

+Aaa atayist misin sen yoksa ? Allah'a inanmıyor musun *

-!'^1%!''!^!'+!'3

Böyle bir kitlenin varlığından mütevellit olabilir mi acaba ?
' aman kim uğraşacak şimdi ' kafasına sahip oluşumuzdandır. sülalemiz rahat.
Önce beyin gelişmeli çünkü.
ben doğru okudum da ne oldu.
En iyi öğretmen olunuyor, verilen değer bu.
Yeterince kitap okumamaktan kaynaklanıyor olabilir.
felsefenin çok düşünmekle bağlantılı olması ve bizdeki nerede çokluk orada bokluk felsefesi. artı olarak verilen felsefe derslerinin soğutucu etkisi olması: hep eski çağ filozofları ve onların düşüncelerinden öteye geçememesi ve asla faal bir ders olamaması. zira bizde düşünce tartışılan ders yok. popülaritesinin sınırlı olması, neredeyse seçkin bir dal olması yani üzerine konuşacak tartışacak az sayıda insan bulunması. bir kitap okuyunca hayatının değiştiğini düşünüp kitap okumayı bırakan insanların çok olması. he böyle söylüyorum ama bende de aşırı soğukluk bir var orası ayrı.
Aile büyüklerinin "kalk lan çok konuşma." deyip kafayı ittirmesi.
"Çok düşünme motoru yakarsın"anlayışı.
adamın biri çıkıyor açıklıyor
-bu böyle şu böyle vs vs.

çevreden gelen yorumlar;
-siktir git amına koyim
-salakmısın sen
-ne saçma
-aptal insan

adam görüyor ne yapsın daha amına koyim moral baştan sıfır.
çünkü çok mükemmel ülkemizde şöyle bir durum var;
karşı düşüncelere, gelenek görenek dışı hareketlere, adetleri kabul etmemeye, senden farklı olanların neden farklı olduğunu sorgulamaya yer yoktur.
düşünmeye yer yoktur. bazı insanlar düşündüklerini zannederler. fakat bir insan kendi bilgilerinin doğruluğunu test etmiyorsa, üstüne üstlük test etmekten son derece çekiniyorsa düşünmüyor demektir. kendi fikirleri yoktur nede olsa. kurallara göre yaşamı savunur bu kişiler. kural şarttır, nasıl olursa olsun.
işte bu yüzden felsefe gelişmiyor. kimin neyi neden yaptığını kimse umursamıyor burada. sonuca baklıyor.
sonuç kendisine uymuyorsa sert bir tepki veriyor. biraz da hayvanları andırıyor bu durum.
bende sonuca gelicek olursam, farklı düşüncelerin, ya allah yoksa demenin bile kelleye mal olabileceği bir ülkede felsefenin gelişmesi beklenemez.
-ana neden: gerekli koşullar yok.
Sorgulamayi hem sevmiyoruz hem de sorgulayana izin vermiyoruz.
Çünkü yüzeysel yaşıyor derine inip kafa patlatmıyoruz.patlatinca da altından kalkamiyor ve gerceklerle yüzleşmek işimize gelmiyor..
Insanlarin düşünüp sorgulamasını engelleyecek yeterince faktörün bulunması ve felsefe gibi konularda bilinçsiz, isteksiz olunması. Türk halkı olarak bazı şeyleri olduğu gibi kabullenmeyip onun üzerinde düşünmek yorum yapıp araştırmak gibi şeyleri sevmiyoruz.
Cunku bu ulkede din felsefesi yapinca kafir,siyaset felsefesi yapinca sagci veya solcu, sanat felsefesi yapinca entel, ahlak felsefesi yapinca da tanri oluyoruz.
Sorgulamadan kabullenmek. Yani dogmatizm.

Türkiye toplumları sorgulamaya yabancı oldukları için "dini felsefe" haricinde pek bir felsefi akım yapılamaz.
tek kelime ile.

din.
insanların sıcak baktığı tek felsefenin " islam felsefesi " olmasından dolayıdır.

lisedeyken sizin sınıfınızda da elbet birkaç gerizekalı vardı felsefe hocası ilk derste sınıfa kendini tanıtmaya geldiğinde " kesin ateist bu hepsi ateist oluo ztn " diyen.

sanane lan deyip ağzına çarpamadık, bizim de suçumuz.
Felsefeyi Türkiye de aramak ahmaklıktır.

Felsefî Düşüncenin temeli toplumlar tarafından yüzyıllar süren bir birikim sonrasında atılmıştır. Bu milli değil ancak milletler arası bir değer olmakla beraber bu beynelmilel birikimin nüvesi kültürler, kuşaklar ve toplumun büyük bir kesimini derinden etkileyecek sosyal gelişmeler neticesinde oluşabilir. Batı dünyası felsefi yaklaşımı merhaleler halinde tecrübe etmiştir. Toplumsal yapısı buna uygun olarak şekillenmiş ve işlevsellik kazanmıştır. Nihayetinde donemin aydınlık zihinleri tarafından felsefe gelişmiş ve halk tabanına yayılmıştır. Şimdi asıl konuya gelmek gerekirse Türk islam dünyasında felsefenin gelişmemiş olduğunu söylemek nankörlük ve aptallık olur. Özellikle arap dünyasında 8. Yy itibariyle başlayan kanonik çeviri hareketiyle ibni sinalarla, ibni Haldunlarla, ve niceleriyle müthiş bir felsefi düşünce mekanizması doğmuş bu bölgeden gerek Endülüs gerek Osmanlının teşekkülü sonrası ilmiye çevrelerinde yaşanan ihya ile dünyaya yayılmıştır.

bugün batı medeniyeti islam dünyasına çok değer borçludur ancak asla ve asla kabul etmez. Zira onlar var olanı geliştirmiş ve daha mühimi bunun uygulayıcısı olmuşlardır. Nihayetinde de sahibi. Ne Osmanlı ne de diğer Türk islam devletleri Avrupa'nın yarattığı insan merkezli sosyal sistemi oturtamadığından bugün Türkiye'de / Türk islam dünyasında felsefenin neden gelişememiş olduğunu tartılmaktayız.

değerlerimize sahip çıkmayışımızın bedelidir bu. Çok yazık.
nedenleri kısaca şöyle sıralanabilir: başkalarının bizim yerimize düşünmesine bayılıyoruz. bir konuda kafa patlatmayı, sorgulamayı asla sevmiyoruz. bu yüzden de genel geçer yargıları kabul ediyor, toplumda ne kabul görülüyorsa, ne alkışlanırsa hiçbir fikrimiz olmasa dahi onu savunuyor gözüküyoruz. sorgulamaya başladığımızda ayıplanıyor, engelleniyor, düşüncelerimizi ifade etmeye kalktığımızda ise birbirimizin üzerine etiketler yapıştırıveriyoruz.
ortaokul ve liselerde felsefe dersinin zorunlu, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin seçmeli olması gerekirken gerçekte tam tersinin olması.
Türkiye'de herkes herşeyi bildiği için felsefe gelişmez.
felsefe ilminin milli bir olgu olabileceğini sanan malları bize göstermiş olan götten uydurma sebepler. ulan bu topraklarda yazılmış bir dörtlüğü o avrupa nın sikindirik sözde filozoflarının alayı toplansa yazamaz. açın 2-3 avrupalı filozofu okuyun ardından da bu sığ avrupa ve amerikalıların şairlerini okuyun sonra gelin.

onların yazdığı her hangi bir yazının ve fikriyatın ne derinliğe ve hangi duyguya sahip olduğunu hatta olabilme ihtimalini tartışalım. felsefe doğudan yükselir ve doğuda batar.
günümüzde felsefenin gelişmemiş olmasının nedeni ülke olarak avrupanın ulaştığı refah düzeyine gelememiş olmamızdır. fakir toplumlardan düşünür çıkmaz. çünkü insanların birinci hedefi geçimdir. peki hiç mi zengin insan yok ? var . ancak geçmişte felsefe alanında oturmuş bir ekolümüz yok. bu bağlamda türkiyeden çıkan felsefeciler sadece çeviriyle yetiniyor. özgün üretime geçiş yapamıyoruz. bu durum sadece felsefe için geçerli değil. çoğu alanda özgün üretimimiz yok. belki 2-3 nesil sonra endülüs devrindeki gibi bilimde ve felsefi alanda ivme yakalayabiliriz. özellikle ülkemizde son yıllarda evrim ve dinin çelişmediğine dair felsefi tartışmaların artmasıyla, bilime ve felsefeye meraklı insan sayısı artmaya başlıyor. gelecek için umutlu düşünüyorum.
güncel Önemli Başlıklar